Gazze’de gerçekleşen bir 'Hamas gösterisi' değildi

Abbas'ın yürüyüşe yönelik açıklaması hem bir sinizm hem de kıskançlık hissi barındırıyor. Çünkü, Fetih yönetiminin Batı Şeria’da ve Kudüs’te yaptığı çağrılar, sokaklara veya polis ve ordu güçleriyle çatışma noktalarına birkaç binden fazla insanı toplayamıyor.

Google Haberlere Abone ol

Amira Hass *

El Fetih temsilcileri, Gazze’deki “Geriye Dönüş Yürüyüşü” hakkında, son günlerde birçok defa “Hamaslı kardeşlerimizin doğru ve halkı arkasına alan bir silahsız mücadeleye yöneldiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz” açıklamasını yaptı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, geçtiğimiz hafta Filistin Ulusal Konseyi’nde gerçekleştirdiği konuşmada da buna benzer sözler sarf etti.

Bu ifadeler, hem bir sinizm** (alaycılık) hem de kıskançlık barındırıyordu. Sinizm; çünkü El Fetih’in resmi tavrı, Hamas önderliğindeki silahlı mücadelenin genel bağlamda Filistin’e ve özellikle de Gazze Şeridi’ne zarar verdiği şeklindeydi. Ve kıskançlık; zira, İsrail ordusunun yaptığı açıklamaların güçlendirdiği fikir, Hamas’tan gelen bir çağrının, sınır hattında İsrail keskin nişancılarıyla yüzleşmek için on binlerce silahsız göstericiyi toplamaya yeterli olduğu yönündeydi.

EL FETİH’İN AZALAN ETKİSİ

Buna rağmen, El Fetih ve Filistin yönetiminin Batı Şeria’da ve Kudüs’te yaptığı çağrılar, sokaklara veya polis ve ordu güçleriyle çatışma noktalarına birkaç binden fazla insanı toplayamıyor. ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşındığı pazartesi günü yine böyle oldu. Gazze’deki Filistinli protestocu sayısı, Batı Şeria’daki sayıdan çok daha fazlaydı.

“Geri Dönüş Yürüyüşü” olaylarına ilişkin kararlar, El Fetih de dahil olmak üzere, Gazze’deki tüm grupların katılımıyla, ortaklaşa alındı. Buna karşın, gereken lojistik çalışmalarını gerçekleştirebilen en organize grup -“Geri Dönüş Kampları"nı (Gazze sınırında kurulan, birkaç yüz metre uzunluğundaki toplanma ve eylem noktaları) donatan, büyükelçiliğin taşınmasını protesto etmek için genel grev ilan eden göstericilerle bilgi akışını sağlayan- Hamas’tı. Hatta bir El Fetih üyesi bile bunu Haaretz’e ifade etti.

Bu, bütün göstericilerin Hamas taraftarı ya da onların emirlerini yerine getiren bir hareketin destekçileri olduğu anlamına gelmez. Hiç de öyle değil. Göstericiler, halkın tüm kesimlerinden, kendini politik olarak tanımlayan ve tanımlamayanlardan oluşuyor.

Gösteriye katılan bir eylemci, “Korkan kişiler evden çıkmıyor; çünkü ordu herkesi vuruyor. Gözü kara olanlar, sınıra yaklaşanlardır ve bunlar tüm örgütlerden insanlar ya da hiçbir örgüte üye değiller,” diyor.

İSRAİL ORDUSUNUN VAHŞETİ

Ordu, ironik biçimde mücadelesinin taktiklerini değiştiren ve aynı zamanda rolünü nasıl oynayacağını iyi bilen Hamas’ın politik bir örgüt olarak statüsünü güçlendiren bu olaylar hakkında, gazetecilere bunun bir “Hamas yürüyüşü” olduğunu iddia etmesi, on binlerce Gazzelinin yaralanmayı göze almış olmasının önemini azaltıyor.

Pazartesi günü, en az 53 Gazzeli insanın öldürülmesiyle birlikte akşam 7’den itibaren, sinizm ya da kıskançlığa bir yer kalmadı. Abbas ulusal yas ve genel grev ilan etti ve Salı gününden itibaren üç gün boyunca bayrakların yarıya indirilmesini emrini verdi. Bunu yapan, Hamas’ı defetmek amaçlı yeni bir girişimde Gazze Şeridi’ne karşı bir takım ekonomik yaptırım planı yapan Abbas’ın ta kendisi.

Gazze Şeridi’nin sakinleri, ölü ve yaralılarıyla birlikte, bilerek ya da bilmeyerek, kasıtlı ya da kasıtsız biçimde Filistin’in iç siyasetini etkiliyorlar. Bundan böyle hiç kimse bu türden yaptırımlara cesaret edemeyecek. Zaman, bizlere İsrail’in silahsız gösteriler esnasında bu kadar çok insanı öldürmesi neticesinde, daha az Filistinli kurbanla sonuçlanacak intikam amaçlı veya taktik olarak bireysel ve silahlı saldırılara bir geri dönüş yaşanıp yaşanmayacağını gösterecek.

Pazartesi sabahı erken saatlerde, orduya ait buldozerler Gazze Şeridi’ne girdi ve Al Mezan İnsan Hakları Merkezi’nin bölgedeki görevlilerine göre, Filistinliler tarafından keskin nişancılardan korunmak için oluşturulan kum yığınlarını dağıttı.

Sabah yaklaşık 06.30’da askerler, ‘Dönüş Kampı’ndaki çadırlara ateş açtı ve çadırların birçoğundan alevler yükseldi. Al Mezan, yanan çadırlardan bazılarının ilk yardım ekipleri tarafından kullanıldığını açıkladı.

Samaa haber sitesi, polis köpeklerinin geri dönüş kamplarına yollandığını ve ordunun sınır bölgesinde “kokarca” suyu sıktığını açıkladı. Gazze’deki üst düzey Hamas yöneticilerinin Mısır istihbarat ile Kahire’de görüşmek istediklerine dair ardı arkası kesilmeyen çağrıları, Mısırlıların, Gazze Şeridi’ndeki Hamas liderinin yardımcısı Yahya Sinwar, İsmail Haniye ve Halil el-Hayya’ya İsrail mesajlarını daha tehdit ortaya çıkmadan önce bildirdikleri biçiminde anlaşıldı.

HASTANELER TÜKENMİŞ HALDE

Gazze Şeridi’nde bulunanlar, hastanelerin kapasitelerinin çok üzerinde dolduğunu ve sağlık ekiplerinin tüm yaralıları tedavi edemediğinden haberdar. Al Mezan, Batı Şeria’dan gelmesi beklenen fakat İsrail'in girişine engel olduğu bir tıbbi delegasyon hakkında açıklamada bulundu.

Herkes, ameliyat edilen yaralı kişilerin çok kısa sürede taburcu edildiğini ve yaralılara verilmesi gereken antibiyotikler de dahil temel ilaçlarda sıkıntı yaşandığını biliyor. Yaralıların çoğu, bir ağrı kesici için bile gereken asgari miktarı ödeyecek durumda değil ve bu yüzden birkaç gün sonra, yaşadıkları enfeksiyon nedeniyle tekrar doktora gidiyorlar. Bu bilgiler, uluslar arası tıbbi kaynaklardan alınan raporlara dayanıyor.

Geçtiğimiz haftalarda görülen işaretlerler, yapılan uyarılar, gerçekleşen birçok ölüm ve hastanelerin açıkladığı rahatsız edici raporlar, pazartesi günü (sokaklara çıkan) on binlerce göstericiyi yolundan döndürmedi. ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınmasına geri dönüş ve karşı koyma hakkı, herkes açısından kabul edilebilecek değer veya hedeflerdir.

Öte yandan, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki halk yığınlarının Gazze Şeridi’nde yaşayan kardeşlerine katılacağı ölçüde değiller. Orada, gösterilmesi en çok arzulanan hedef, bariz talepler ve uygulanması en kolay olanlardır: Gazzelilere seyahat özgürlüğü ve dış dünyayla bağlantı kurma hakkı, özellikle de etraflarını kuşatan dikenli tellerin ötesinde, kendi halklarının üyeleriyle birlikte bu haklara sahip olmak. Bu, sıradan halka ilişkin bir talep; liderlerinin ve sıradan üyelerinin İsrail ile Gazze arasında bulunan Erez geçiş noktasına girdiklerinde tutuklanacaklarını çok iyi bilen Hamas’a özel bir talep değildir.

Yazının aslı Haaretz gazetesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)

** Sinizm: İnsanın erdem ve mutluluğa, hiçbir değere bağlı olmadan ve tüm ihtiyaçlarından sıyrılarak, kendi kendine erişebileceğini savunan Yunanlı düşünür Antisthenes’in öğretisi.