Tehdidin nedeni ABD’nin doymak bilmezliği

Amerika Birleşik Devletleri, 2012 yılından bu yana dünya servetinin yaklaşık yüzde 70’ini ele geçirdi. Süper zenginler dünyayı yağmalamaya devam ettikçe bu süreç herkesin daha az güvende olmasına yol açıyor.

Google Haberlere Abone ol

Paul Buccheit *

Amerika’nın süper zenginleri yalnızca kendi uluslarından değil, dünyanın geri kalanından da büyük kazanç sağlıyor. 2017 Küresel Varlık Veri Tabanı (KVT) bilgilerinden ve çeşitli savaş raporlarından elde edilen sonuçlar, ABD vatandaşlarının neden sınırları dışındaki insanlara yabancılaştıklarına bir açıklama getiriyor.

2012’den 2017’ye dek küresel servet 37.7 trilyon Dolar’a yükseldi ve ABD’nin serveti 26 trilyon dolar oldu. Büyük ölçüde yükselen borsa değerleri sebebiyle, ABD halkı son beş yılda küresel kazancın yaklaşık yüzde 70’ini denetimi altına aldı. ABD’deki zenginlik içerisindeki hâkim paya sahip olan Amerika’nın en zengin yüzde 10’u (sayı itibariyle dünyadaki yetişkin insan nüfusunun yüzde 1’inden daha azlar), son beş yılda sahip oldukları servetin yarısından fazla kâr sağladı.

UÇUCU ORTADOĞU SERVETİ

Ortadoğu ve Afrika’daki genç erkeklerin, küresel zenginliğin büyük kısmını ele geçiren bir ülke karşısında öfkeye kapılması, özellikle de dünyanın en sorunlu bölgelerinin 2012-2017 yılları arasında sahip oldukları serveti topluca kaybettiği düşünüldüğünde hiç şaşırtıcı değil. Söz konusu olan hem ulusal servet hem de orta sınıfın zenginliği.

KVT, Ortadoğu ve Afrika’daki kendine dönük yaşayan ülkelerle ilgili sınırlı veri sunmasına rağmen, bazı ayrıntıları görebiliyoruz. Ortalama refah düzeyi Suriye, İran ve Yemen’de düştü. Düzey, neredeyse Afrika’nın yarısına dek azaldı. Savaşın yaşandığı bölgelerde refah düzeyleri de çöküşe maruz kalıyor.

TEHDİT OLMAYAN ÜLKELER BOMBALANIYOR

Basim bir patlama sesiyle uyandı; bombalanmış evinin tavanındaki delikten Irak’ın gece göğünü görebiliyordu. “Mayada!” diye çığlık atarak eşine seslendi. Ondan ya da kızı Tuka’dan bir cevap gelmedi.... Hastanede geçen günlerin ardından, Basim telefonunu açtı ve bir daha asla göremeyeceği eşinin ve kızının gülümseyen fotoğraflarına baktı. Kendini tutamadı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.

Herhangi bir insan, dünyanın servetini tekeline alan bir ulusun, eşitsizliğin kurbanı olan insanları yabancılaştırmaktan kaçınacağını düşünebilir. Ancak durum bunun tam tersi. ABD, 2016 yılında 7 Ortadoğu ve Afrika ülkesine binlerce bomba attı. Airwar (Hava Saldırısı) izleme grupları tarafından yayınlanan sivil ölüm tahminleri, Pentagon’un açıkladığı resmî sayının oldukça üzerinde.

Yemen’in umutsuz vatandaşları açısından Suudi Arabistan saldırıları, Amerikan silahları eliyle sürüyor, Amerikan hedefleme bilgilerini kullanıyor ve bombalar Amerikan jetleri tarafından atılıyor. Elektrik ve su tesisleri yok edilmiş durumda. Tedarik hatları kesildi. Hastaneler bombalandı ve şu an bir kolera salgını kontrol dışına çıkmış durumda.

Pentagon, Afrika’da bulunan 20 ülkede yaklaşık 100 ayrı görev yürütüyor. Cato Enstitüsü’nün yaptığı açıklamaya göre, “ciddi terörizm riski taşımayan” Ortadoğu ülkelerinden biri olmasına karşın, 2017 yılında yeni bir ABD bombardımanı dalgasının hedefi olan Somali de bu ülkelere dahil. Somali’deki bombardıman dalgası, hiçbir kamusal tartışma ya da kongre iznine gerek görülmeden sürdürülüyor. 2001 yılından bu yana “Askeri Güç Kullanma Yetkisi” yasası, “11 Eylül terör saldırılarını planlayan, onaylayan, yardım ve yataklık eden” her ülkeye karşı saldırgan bir eylemde bulunmak üzere, korkulan ve potansiyel yeni düşmanlara karşı düzenlenen ölümcül saldırıları haklı göstermek için kullanıldı.

ASKERLERE ÖZÜR BORCUMUZ

Büyük parasal çıkarlar, Amerika’yı bir borsa aracılığıyla daha fazla ertelenen vergi yoluyla servet biriktirilen bir mali aygıta dönüştürdü ve bizleri de aşırılık yanlısı terörist tehditlerle korkutmaya devam ediyor. Aynı zamanda, sonsuza dek özgür olabilmek için savaştığımıza inandırmak amacıyla Amerikalıların beyni yıkanıyor. Fakat özgürlük giderek eşitliğini yitiren ABD halkı için çarpıtılmış bir kavram haline geldi. Genç insanların hayatı, birkaç bin Amerikalı ailenin dünya servetinin çoğunu ele geçirmesini sağlamak için tehlikeyle atılıyor.

*Paul Buchheit, “Tek Kullanımlık Amerikalılar” (2017) adlı kitabın yazarıdır. Sosyal ve ekonomik adalet savunucusudur.

Yazının aslı alternet sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)