ABD'nin gizli ateistleri çoğalıyor

ABD'de ateizm özellikle gençler arasında artıyor. Ancak çok sayıda insan bunu teşhir etmeye korkuyor.

Google Haberlere Abone ol

Anna Sanford * 

ABD'de 2016 seçimlerinde din önemli arka fonlardan biriydi. Donald Trump, ABD'de dinin ve Hıristiyanların ülkede etkin olduğu eski günlere yeniden dönüleceğini vaat ettiği sert bir kampanya yaptı. Trump'ın bu söylemi karşılığını buldu ve Cumhuriyetçiler Evanjeliklerden yüzde 80 oy topladı. Bu rakam 2004 yılından beri Evanjeliklerden Cumhuriyetçilere verilen en yüksek oy oranıydı. 2014 yılında Religion News Service (Dini Haberler Servisi) tarafından yapılan bir ankete göre Beyaz Evanjelikler kendini Cumhuriyetçi Parti'yle en çok özdeşleştiren dini grup. Beyaz Evanjeliklerin yüzde 76'sı kendilerini 'Cumhuriyetçi Parti üyesi veya sempatizanı' olarak tanımlıyor.

Bu bilgiler ışığında Trump'ın ilk çıkardığı KHK'lardan birinin dinin rolünü güçlendiren, vergiden muaf kiliselerin seçim kampanyalarına siyasi olarak el atabilmeleri için siyasi kısıtlarını hafifleten bir yasa olması çok da sürpriz değil. Bu durum ABD'de inançsız kitlenin rolüyle sıkı bir tezat teşkil ediyor. Ateistler ABD toplumunda büyüyen bir kesim olarak gelecek vaat ediyor. Gerçek sayılarının gizli saklı olmasının en temel sebebi kimliklerini açıkladıktan sonra toplum tarafından damgalanmaktan korkuyor olmaları.

ATEİSTLERİN ORANI ARTIYOR

Vatandaşların dini yönelimleri hakkında yapılan araştırmalarda giderek daha fazla insan kendini Ateist, Agnostik olarak tanımlıyor veya kendilerini bir dinle tanımlamadıklarını, dini önemsemediklerini ifade ediyor. Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan araştırmaya göre 2007 ve 2014 yılları arasında 'bir tanrıya inanmayan' ABD'lilerin oranı yüzde 10 arttı. Bu artışın itici gücü olan genç kuşaklar büyüyorlar ve yetişkin olduklarında dindar akranlarının yerini alıyorlar.

Kentucky Üniversitesi'nden psikolog Will Gervais ve Maxine Najle tarafından yapılan araştırmaya göre ateistlerin oranında yaklaşık 0,8 olasılıkla yüzde 20 artış var. Bu oran yüzde 10'unun tanrıya inanmadığını açıklayan ABD'lilerin sadece yüzde 3'ünün kendini ateist olarak tanımladığını söylediği Pew Research'ün bulgularının iki katına tekabül ediyor. İki bulgu arasındaki bu uyumsuzluk insanların kendilerini ateist olarak tanımlamakta ne kadar ikircikli olduğunu gösteriyor. 2016 yılında PRRI tarafından yapılan araştırma ateistlerin yüzde 30'undan fazlasının ailesi veya arkadaşları tarafından onaylanmamaktan korktuğu için kendilerini ifşa etmekten sakınıyor. Raporda aynı katılımcıların, Pew'un yaptığı gibi, telefonda sorulan sorulara cevap verirken de aynı zorlukları yaşıyor olabileceklerine dikkat çekiyor.

Gervais ve Najlee ateizm üzerindeki örtüyü kaldırabilmek için başka bir incelikli test yaptılar. 2 bin kişinin katıldığı testte görüntüde banal kaçan "Ben bir vejetaryenim", "Köpeğim var" gibi ifadeler koyarak altlarına 'Doğru-Yanlış' ibareleri yerleştirdi. Denekler iki kontrol grubuna ayrıldı. İki grup da 9 soruluk bir test cevapladı. İkinci kontrol grubunun testinde "Tanrıya İnanmıyorum" cümlesi de bulunuyordu. Katılımcılar sadece kendilerine uyan ibare sayısını bildirmek zorundaydılar. Tanrıya inandıklarını inkar etmek veya ateist olduklarını belirtmek zorunda değillerdi.

İki kontrol grubunu karşılaştıran Gervais ve Najlee iki kontrol grubunda da köpek sahipleri ve vejetaryen sayısının aynı olduğunu ve rakamlardaki herhangi bir yükselişin ateistlere denk geldiği ve ABD halkının yaklaşık yüzde 26'sının ateist olduğu sonucuna ulaştı. Bu araştırma hatalardan azade değildi ama en azından Pew'un telefon anketinin sonuçlarının aldatıcı olduğunu açığa çıkardı. Öte yandan Pew da açıkça ateist olmanın üzerindeki örtünün varlığını ortaya çıkardı. Pew ABD halkının sadece üçte birinin kendini ateistlere yakın hissettiğini buldu. PRRI'dan Daniel Cox ise FiveThirtyEight'de ABD vatandaşlarının üçte birinin başkan olmasının engellenmesi gerektiğini düşündüğünü yazdı. Bir diğer üçte birlik dilim de kamu okullarında öğretmen olmalarının engellenmesi gerektiğini düşünüyor. Renee Johnson isimli bir bekar lezbiyen anne Slate dergisine verdiği bir röportajda t shirt'üne büyük harfle 'Ateist' yazdırmaktansa 'Lezbiyen' yazdırmayı tercih edeceğini söylüyor. Din ve ruhaniliğin ulusal bir ön koşul olarak algılandığı ABD'de Johnson inançsızlığını teşhir etmek konusunda tereddüt yaşayan çok sayıda insandan sadece bir tanesi.

KÜLTÜREL MİRAS HİÇE SAYILIYOR  

Gervais ve Najle'nin bulgularıyla önceki araştırmalar asındaki tutarsızlık aynı zamanda ABD'lilerin gündelik hayatında dinin daha da kompleks hale geldiğinin göstergesi. Çok sayıda ankette katılımcılardan sadece bir tane 'dini kimlik' seçmeleri isteniyor. Katılımcıların bir dini tanrı inancından ziyade 'kültürel miras' yüzünden takip etmesinin mümkün olduğu halde aynı zamanda Katolik ve ateist veya Yahudi ve ateist seçeneğini işaretlemelerine izin verilmiyor. Bu yöntemle hem kültürel miras seçeneğinin göz önünde bulundurulmasında başarısız olunuyor, hem de sadece tek bir 'tanrı kavramı'nın olduğu varsayılıyor. Gallup'un bir araştırmasına göre ABD halkının yüzde 89'u tanrıya inanıyor ama katılımcıların sadece yarısı insan suretinde bir tanrıya inanıyor. Bu örnekler de ABD'nin dini inançların ve ruhani şüphelerin tamamını kabul edebilen bir topluma ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

On yıl öncesine kıyasla bir ateist tanıdığı olduğunu söyleyen ABD'lilerin oranının yüzde 60'ı bulduğu bir ortamda ateistlere yönelik hislerin değiştiği inkar edilemez ama tanrıya inanmayanların üzerindeki bu damga ülkedeki inanç özgürlüğünü de baskılıyor. Trump'ın zamanı geriye döndürmek için yaptığı diğer girişimler bir yana açılış konuşmasında yaptığı bütün Amerikalılara aynı kudretli yaratıcıyla katılmak yorumu ülkede var olan karmaşık ve farklı tarih, inanç ve yaşam biçimlerini tehdit ediyor.

Yazının orijinali Alternet sitesinde yayınlanmıştır (Çeviren: Balkan Talu)