Cinsiyetçi hikayeler kızları tutsak ediyor

Çoğumuz Pinokyo, Süpermen, Müfettiş Gadget, Gulliver ve Mowgli ile büyümüş değil miyiz? Çocuklar, doğuştan kızların erkeklerden daha aşağı olduğunu düşünmez. Onlara böyle düşünmeyi öğretiyoruz.

Google Haberlere Abone ol

Francesca Cavallo & Elena Favilli *

Kısa bir süre önce Amerikan Periyodik Bilim dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, kızlar henüz altı yaşına geldiklerinde, erkeklerden daha az yetenekli olduklarını düşünüyorlar. Okulda, daha fazla başarı elde eden kızlar var; ancak ilkokulun ilk yıllarından itibaren erkeklerin onlardan daha iyi olduklarını varsayıyorlar.

Bu nasıl mümkün olabilir? Tüm kanıtlara aykırı olmasına rağmen, kimler erkeklerin üstün olduğunu düşünüyor? Evinizde bulunan çocuk kitapları ve çocuklarınızla birlikte izlediğiniz animasyon filmleri hakkında bir an düşünün. Kuşkusuz Pippi Uzun Çorap ve Matilda gibi girişimci ve cesur kızları içeren bazı klasikler de mevcut. Andrea Beaty'nin Ada Twist, Bilimci ve Jacqueline Kelly'nin Calpurnia Tate'in Evrimi adlı harika (daha yeni kitapları olacak) ve kızların inanılmaz maceraların baş karakterleri olduğu hikayeler de var.

Öte yandan, biraz daha bakın ve saymaya başlayın. Mahallenizdeki kitabevindeki çocuk kitaplarının kaç tanesinin kahramanı kız? Ve çocuklar kitaplara sahip olduklarında, aslında ne yapıyorlar? Konuşuyorlar mı? Çalışıyorlar mı? Veya orada bekleyip birilerinin onları kurtarmasını mı, yoksa en iyi durumda her zamanki gibi erkek kahramanın yardım etmesini mi bekliyorlar?

Muhtemelen, uyuyan prenseslerin bir prens tarafından kurtarılmayı beklediği geleneksel masallardan bahsettiğimizi düşünüyorsunuz ve kesinlikle kitaplar çocuklar için çok farklıdır. Bu nedenle, çocuklar, çocuk televizyonu ve kitaplarıyla ilgili birkaç istatistiğe göz atalım; veriler, son 50 yıldaki çocuk medyasının bir fotoğrafı gibi.

YENİ ÇALIŞMALAR, YENİ UFUKLAR

Çocuk edebiyatında toplumsal cinsiyet kalıplarına ilişkin en yeni çalışma, Florida Üniversitesi'nde gerçekleştirildi ve 1900 ile 2000 yılları arasında yayınlanan bir dizi kitap incelendi. Bu kitapların her birinde en az bir erkek karakter vardı, yüzde 25'inde ise kadın karakter yoktu. Ne olursa olsun,  yüzde 37'sinde konuşan bir kadın karakter bulunmuyordu.

Filmler, özellikle çizgi filmler daha da kötü durumda. Amerikalı aktör ve yapımcı Geena Davis tarafından medyadaki cinsiyet kalıplarını araştırmak için kurulan bir Enstitü olan See Jane'in yakın tarihli bir çalışmasına göre, çizgi filmlerin sadece  yüzde 18.5'inde kadın karakterler var; bu oran erkek karakterler için yüzde 80'dir.

Son yılların en sevilen animasyon filmlerinden biri olan Kayıp Balık Nemo'yu ele alalım. Nemo'nun annesi, filmin ilk beş dakikasında ölür ve o andan itibaren karşılaştığı tek kadın karakter nörotik olarak unutkan Dory'dir. Tanım gereği muazzam derecede engin ve keşfedilmemiş olan okyanusun tamamında, Nemo kadın cinsiyetinden başka bir yaratıkla karşılaşmaz.

Ya da Dünya'ya gelen ve bir anne ve üç çocuğa sahip bir aile tarafından hoş karşılanan, uzaylı bir gezginin muhteşem hikayesi olan ET gibi klasik bir filmdeki iki erkek ve bir kıza bakın. Çocuklar arkadaş olur ve inanılmaz maceralarını onunla paylaşırlar. Ve sonuçta, yalnızca, eve dönme, bisikletle gökyüzünde uçma gibi heyecan verici bir başarıya sahip olan ET'ye yardımcı olan iki erkek kardeştir. Kızkardeş ise -filmdeki bu noktaya dek her macerayı paylaşır- aniden final resminden çıkar.

Çocuklar, kendi dünya görüşlerini oluşturmak için hikâyeler kullanırlar. Hikâyeler aracılığıyla, işlerin nasıl yürüdüğünü ve şeylerin düzeni içerisindeki yerlerini ve bunların dünyadaki rollerini anlarlar. O halde, kızlara göre açısından oldukça sınırlı olan bir çocuk medyası tarafından dünyanın ne tür bir görüntüsü üretilmektedir? (Her açıdan) Bir kadın olarak, altı yaşında kendinizi tanımlarken erkeklerden daha aşağı olduğunuzu mu düşünürsünüz?

Neyse ki, bazı şeylerin değiştiğine dair rahatlatıcı işaretler de var. Çoğu anne şimdi bu sınırlamalardan haberdar ve yalnızca prenseslerle bale dansçılarını çocuklarının rol modelleri olarak sunan kitaplar ve filmler aramıyorlar; oğullarına, kızların da kahraman olduğu hikayelerin mümkün olduğunu öğretiyorlar.

BAKIŞ AÇISI DEĞİŞİYOR

Çoğumuz Pinokyo, Süpermen, Müfettiş Gadget, Gulliver ve Mowgli ile büyümüş değil miyiz? Erkeklerden cinsiyetler arası kimlik tespiti için aynı çabayı beklemeyelim mi? Çocuklar, doğuştan kızların erkeklerden daha aşağı olduğunu düşünmez. Onlara böyle düşünmeyi öğretiyoruz. Örneğin, bir kız için mavi bir t-shirt almanın doğru olduğuna karar verirken, bir oğlan için pembe bir tişört almak garip görünüyor; ayrıca kızlarımıza farkında bile olmadan kadın kahramanları olmayan kitapları okuduğumuzda, bir öykü kahramanı bir kadın korsansa, sadece bir kadın olduğu gerçeğinden dolayı bir oğlanın dışlanmış hissettmesinden dolayı hemen endişeleniyoruz.

Kadın karakterler satmaz: Sıklıkla medyada ve yayın çalışanları tarafından bunun tekrarlandığını duyuyoruz. Yine de Hidden Figures (Gizli Sayılar)  filminin gişe başarısını göz önünde bulundurun. Film, 1960'lı yıllarda Nasa'da çalışan ve ırk ayrımına rağmen, Nasa'nın kendi ofislerinde siyah ve beyazlar için ayrı banyoların bulunduğu bir dönemde, Afrika kökenli Amerikalı kadınların daha az bilinen hikayesini anlatıyor. İlk küçük gemileri uzaya yerleştiren görevlerde belirleyici bir rol oynuyorlar ve daha sonra Apollo 11 görevinde çalışıyorlar.

Başka bir örnek olan Zootopia, baş rolünde cesur ve bir dişi tavşanla bu yılki Oscar'larda en iyi animasyon filmi seçildi ve kahraman, polis olmak için büyük şehre taşınması konusundaki kişisel hayalini gerçekleştirme konusunda oldukça kararlıydı. Tutkusunu gerçekleştirmek için kendi korkularının üstesinden gelmeli ve ardından ailesi ve meslektaşları tarafından paylaşılan basmakalıp önyargılara itiraz ederek kendini kanıtlamalıydı.

Disney, bir yandan gelecekte gecekondu mahallelerinde yetişen bir kızın gerçek öyküsüne dayanan, bir taraftan Mutlak bir yabancı olan Queen of Katwe'yi desteklerken, diğer yandan, Güzel ve Çirkin adlı animasyon filmini yeniden çekerek ufukları genişletmeye çalışıyor.

Elbette gerçek şu ki; henüz anlatılmamış birçok hikaye ve insanî tecrübe var. Bu, büyük ölçüde, modern okuyucuların ve izleyicilerin artık pasif izleyiciler veya sadece “arzunun nesneleri” olarak kabul edilmeyi kabul etmemesinden kaynaklanmaktadır. Günümüzde insanlar kendilerini güçlü ve karmaşık kişilikler olarak görmek istiyorlar. 18. yüzyıl Çinli gökbilimci ve şair Wang Zheng'in söylediği gibi: “Kızlar da kahraman olabilir.” Birçoğumuz bunu fark etmeye başlıyoruz.

* Francesca Cavallo ve  Elena Favilli Asi Kızlar İçin Uykudan Önce Hikayeler kitabının yazarları ve çuk medyası şirketi Timbuktu Labs'in sahipleridir

Yazının aslı The Guardian sitesinde yayınlanmıştır.  (Çeviren: Tarkan Tufan)