Dostluklar... Fakir Baykurt ve Abidin Dino: Bir uzun yol

'Bir Uzun Yol' 1989’da Ortadoğu Yayınları tarafından yayımlanır. Fakir Baykurt, 17 Mayıs 1989’da yazdığı mektupta kitabın Türkiye’de eleştirildiğinden bahseder, eleştirilere üzülmüş olmakla birlikte Abidin Dino’nun desteği ve “kol kanat gerişi” moralini yükseltir. Mektupta, kitabı Türkiye’de kendi çevresine gönderdiğini ama ulaştırmak istediği başka kişiler olduğunu yazar, bir kez daha yardım ister: “Kimlere istiyorsanız siz üstüne bir şeyler yazıp yollayıverin; İstanbul’a, Ferit’e de lütfen..."

Google Haberlere Abone ol

Sevengül Sönmez

Fakir Baykurt, Abidin Dino ile 1950’lerde Vedat Günyol aracılığıyla tanıştığını yazar 'Dost Yüzler'de.(1) Çiftehavuzlar’daki evin taşlığında oturup sohbet ederler, Vedat Günyol, Fakir Baykurt’un Yücel dergisi için yazdığı henüz basılmayan yazısını okur, Güzin Hanım enstitülü gençler hakkında düşündüklerini paylaşır. Abidin Dino, o günlerde sergisini hazırladığı Balaban’ın resimlerini gösterir. Bu ilk buluşma Fakir Baykurt’ta derin izler bırakır ve 'Bir Uzun Yol' olur.

Fakir Baykurt’un Abidin Dino’ya hayranlığı ise onunla tanışmadan önce başlamıştır. Ankara’ya gittiğinde bir sergide “hiç kimselere benzemeyen resimlerini” görmüş, çok beğenmiştir. Aynı günlerde Dino’nun yasaklanmış oyunu 'Kel’i de bir solukta okumuştur.

İkinci kez yıllar sonra Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün köşkte sanatçılar için verdiği yılbaşı partisinde karşılaşırlar. Baykurt, Dino’nun o akşam hayli üzgün olduğunu söyler. Nedenini o akşam öğrenmediği sıkıntının zamanla artacak siyasal baskıların habercisi olduğunu sonradan fark edecektir.

Araya ülkeler, zamanlar girer ve bu kez ikisi de yurt dışındadır. Fakir Baykurt arkadaşlarıyla birlikte Paris’te ziyaretlerine gider. “Gençlik yıllarını çoktan geride bırakmıştı. Gene de delikanlı gibi giyiniyordu” diye anımsayacaktır Dino’yu. Almanya’ya döndüğünde resimlerine, yazılarına tüm yapıtlarına hayran olduğu Abidin Dino için bir sergi açmak isteğiyle Essen’de neler yapabileceğini araştırmaya başlar.

.

8 Ocak 1987’de yazdığı mektupta Mayıs’ta Volkhochschule’de açılacak serginin müjdesini verir ve yaptığı planı anlatır.

“Güzin Hocanımla birlikte aramızda olacağınız günleri, sizi sıkmayacak ve yormayacak ölçüde programlamak istiyoruz. Buraları biraz gezin, birkaç akşam da yurttaşlarımızla söyleşiye ayrılsın istiyoruz.

Serginin açılışına raslayan günlerde yayımlanmak üzere kısa bir TV filmi hazırlatma girişimlerimiz var. Sırası gelince size haber vereceğiz. [...]

Aramızdaki işbölümünde, kataloğa girecek portrenizi yazma görevini arkadaşlar bana verdiler. Seve seve yazdım, ama acaba size layık olanı yapabildim mi? Bir bakın, basılınca hoşgörülmeyecek yanlışlar ve kusurlar varsa beni uyarın.”(2)

.

Fakir Baykurt kataloğa yazdığı portreye “Çiçek Açan Ressam: Abidin Dino” adını verir ve şunları yazar: “Bir romancı olarak Abidin Dino üstüne neler söyleyebilirim? O yirminci yüzyıl Türkiyesi’nin birçok bakımdan temsilini üstlenebilecek bir insan. Eli fırça tuttuğu kadar kalem tutar. Tiyatro, sinema, yazın, yontu, sanatın türlü dallarında etkinlik gösterdi. Ama en başta ressam.”(3)

Kurtuluş Savaşı, Uzun Yürüyüş, İşkence, Atom Tehdidi resimleri 9 Mayıs-16 Haziran arasında Essen’de izleyenlerle buluşur, açılışın ardından yazdığı mektupta Fakir Baykurt, Abidin Dino’nun ve eserlerinin onları nasıl etkilediğini içtenlikle anlatır:

“Bizleri Rur Havzası’nda epey uzun beklettikten sonra bir geldin, mucize gibi, inanılması güç, tatlı, sevgi dolu, cömert izler bırakıp döndün, inan, hâlâ içimdeki tokluğu, çevremdeki boşluğu, ya da tam aksi, hâlâ kavrayabilmiş değilim. [...] Albümüne resim çizip imza attığın herkes hep o mucize gibi saatleri konuluyor. İki kişi senin için hemen doğaçtan şiirler yazdı. Bunları aldın okudun sanıyorum. Dayanamadım, bir tane de ben yazdım. Ama azıcık daha pişireyim diye gelecek mektuplardan birinde yollamayı düşünüyorum.”(4)

Mektubun devamında serginin başka yerlere taşınma ihtimalinden de söz eder. Dediği gibi de olur, 1 Temmuz-31 Temmuz arasında sergi bu kez de Gelsenkirschen Adliyesi’nde açılır.

.

Mektupların arası açılır, sene sonunda Baykurt serginin toplanmasına dair yaşanan sıkıntıları anlattığı bir mektupta bahsettiği şiiri de gönderir. Baykurt’un hayranlığını ve sevgisini cömertçe sunduğu uzun bir şiirdir bu. Birlikte geçirdikleri günleri de mısralara yedirmiştir, mısralardan oluşan bir portre kaleme almıştır.

“İmza atarken resim yapıyor
Alabildiğine dikkatli
Resim yaparken imza atıyor
Tarihe geçiyor çizgiler kâğıttan
Konulurken de öyle
Hiçbir sözcüğü boşa atmıyor
Atlamıyor. Hiçbir soruyu
Diyorsun aman kesmesin
Resim yapsın sürekli
Konuşsun sürekli
Bitmesin

[...]

Konuşuyor Abidin Dino kuş öter gibi
Nâzım yola gider gibi
Güzin ders verir gibi
Fakir dinler gibi”(5)

Kısa bir süre sonra Fakir Baykurt sanatçılara destek olan, onların şiirlerini, kitap kapaklarını resimleyen, kendisinin de 1960’ta Remzi Kitabevi’nden çıkan 'Efkâr Tepesi' kitabının kapağını çizen Abidin Dino’dan şiir kitabı için resim ister.

“'Bir Uzun Yol' için ben de başvurup beş desen istedim. Bir ay sonra tam 54 tane çizip yolladı. Bir de mektup yazmış: ‘Beğen beğendiğini!’ diyor. Doğrulup kalkmak isteyen, ama sürekli engellenen bir halkın resimleridir çizdiği.”(6) Kendisine yapılan bu iyiliği nasıl ödeyeceğini bilemeyen Fakir Baykurt, Dino’nun eleştirilerini de dikkate alır. Desenleri seçmenin ve sayfaya yerleştirmenin zorluğundan bahseder; ama kitabının Abidin Dino’nun desenleriyle çıkacak olması onu çok mutlu etmiştir.

“Çıkacak kitabım için resim konusunu keşke yazmasaydım diye düşündüğüm oldu, mektubu göndermiştim. Cömert gönüllü satırlarınızı okuyunca rahatladım, hem de çok sevindim. Nâzım’dan Gülten Akın’a kadar kimi arkadaşların kitaplarında çizgilerinizi gördükçe içimi tatlı bir gıpta doldururdu. Ben de o mutlulardan olacağım yakında.”(7)

'Bir Uzun Yol' 1989’da Ortadoğu Yayınları tarafından yayımlanır. 17 Mayıs 1989’da yazdığı mektupta kitabın Türkiye’de eleştirildiğinden bahseder, eleştirilere üzülmüş olmakla birlikte Abidin Dino’nun desteği ve “kol kanat gerişi” moralini yükseltir. Bu mektupta kitabı Türkiye’de kendi çevresine gönderdiğini ama ulaştırmak istediği başka kişiler olduğunu yazar, bir kez daha yardım ister: “Kimlere istiyorsanız siz üstüne bir şeyler yazıp yollayıverin; İstanbul’a, Ferit’e [Edgü] de lütfen...”(8)

9 Ekim 1989’da yazdığı ve arşivde bulunan son mektupta da çizimleri paraya dönüştürerek Abidin Dino’ya göndereceğini, kapak resminden yapılan ayrıbasımdan söz eder.(9)

2019’da yayımlanan 'Ateşdikenleri'nin de kapağında da bu çizimlerden biri yer almıştır.

Fakir Baykurt, her zaman büyük bir hayranlık duyduğu Abidin Dino’nun video söyleşiler yapmasını; anılarını, tanıklıklarını kayıt altına almasını çok istemiştir. “Resimleri kadar güzel olan yazılı anlatımıyla bunu yapsa, bizler ve gelecek kuşaklar, sürüp giden o uzun yürüyüşte kuşkusuz daha güçlü oluruz.”(10)

1950’lerde İstanbul’da Çiftehavuzlar’da başlayan tanıklık 1990’larda başka ülkelerde “dayanışma”yla devam ederken bugün bize sanatçı dostluklarının değerini de hatırlatıyor. 'Bir Uzun Yol' da bu dostluğun ürünü olarak edebiyat tarihinde kendine özel bir yer ediniyor.

 

 Dipnotlar

  1. Fakir Baykurt, Dost Yüzler, Literatür Yayınları, Kasım 2018, s. 56
  2. Fakir Baykurt’un Abidin Dino’ya gönderdiği 7 mektup ve 1 şiir SSM Abidin Dino Arşivi’nde korunmaktadır. Ulaşmak için https://digitalssm.org/digital/collection/abidindino/id/2073/rec/3
  3. Fakir Baykurt, Dost Yüzler, Literatür Yayınları, Kasım 2018, s. 15
  4. https://digitalssm.org/digital/collection/abidindino/id/2341/rec/7
  5. https://digitalssm.org/digital/collection/abidindino/id/2161/rec/4 Bu şiir Ateşdikenleri kitabında da yer almaktadır. Ateşdikenleri, Literatür Yayınları, Ekim 2019, s. 69
  6. Fakir Baykurt, Dost Yüzler, Literatür Yayınları, Kasım 2018, s. 60
  7. https://digitalssm.org/digital/collection/abidindino/id/1361/rec/2
  8. https://digitalssm.org/digital/collection/abidindino/id/1090/rec/5
  9. https://digitalssm.org/digital/collection/abidindino/id/2122/rec/1
  10. Fakir Baykurt, Dost Yüzler, Literatür Yayınları, Kasım 2018, s. 62