Dolardaki artış ekonomiye nasıl yansıyacak?

Merkez Bankası’nın dolara müdahalesi henüz gündemde değil. Öte yandan eğer dolar kuru 19 Mart’taki seviyesine ya da ona yakın bir düzeye dönmezse bu enflasyona artış olarak yansıyacak.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın 20 Mart’ta görevden alınmasının piyasada yaratacağı etki merakla bekleniyordu. Nihayetinde Asya piyasalarının açılmasıyla beraber dolar haftayı kapattığı 7.20’ler seviyesinden 8.50'lere kadar çıktı. Ancak sığ ve manipülatif olan bu piyasa doların seyri konusunda net bir yanıt vermekten uzak. Bu nedenle bu hafta içi Türkiye piyasasının seyri doların seviyesi de belirleyecek. Dolar kurunun seyri, yalnızca liranın değer kaybı açısından değil, enflasyona etkisi nedeniyle de yakından izlenmeli.

NİSANA KADAR FAİZ KORUNACAK

Dolar karşında Türk lirasının değer yitirmesi durumunda başvurulacak temel araçlar, en azından en etkili olanları, faiz artışı veya Merkez Bankası’nın piyasaya dolar sürerek yükselişi durdurması.

Naci Ağbal başkanlığındaki Merkez Bankası 18 Mart’ta politika faizini 200 baz puan artırarak yüzde 19’a çıkarma kararı kaldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin 22 Mart’ta yaptığı açıklamaya göre Ağbal’ın görevden alınmasının nedeni de bu faiz artışıydı. Nitekim 20 Mart’ta göreve gelen yeni Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu yüksek faiz kararını eleştiren isimler arasında yer alıyordu. Ancak Kavcıoğlu, 21 Mart’ta bankalarla yaptığı görüşmede Nisan ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına kadar faize dokunulmayacağını söyledi. Bu durumda yeni bir faiz artışıyla dolara müdahale edilmeyecek.

REZERV YOKSA MÜDAHALE MÜMKÜN MÜ?

Merkez Bankası’nın dolara müdahale konusunda başvurduğu ikinci önemli araç piyasaya dolar sürmek. Bu çerçevede bugüne kadar bu adım için Merkez Bankası rezervleri kullanılıyordu. Ancak Merkez Bankası’nın 126 milyar dolarlık rezervinin 2019-2020 arasında eridiği ortaya çıktı. Yani bankanın elinde müdahale için yeterli rezerv yok. Hükümet şimdilik kamu bankaları aracılığıyla piyasaya dolar veriyor. Ancak kamu bankalarının kaynaklarının da sınırlı olduğu sır değil. Özetle doların seyri konusunda nasıl bir tedbir alınacağı net değil. Var olan stratejiler sadece günü kurtarmaya dayanıyor. Bu durumda pek çok ekonomist doların 7.50-8.00 arası bir bantta sabitleneceğini düşünüyor.

ENFLASYON NE OLACAK?

Resmi tanımıyla 'fiyat istikrarı', bilinen adıyla enflasyonun seyri dolar kurunun tırmanışıyla en fazla merak edilen konuların başında geliyor. Türkiye ekonomisinde ithalatın payı ve bunun maliyete etkisi dikkate alındığında dolar kurundaki değişim fiyatlara etki ediyor. Bu noktada döviz kurunda meydana gelen değişim, örneğin dolar kurunun 1’den 1.3’a çıkması enflasyonu etkiliyor. Ancak kurdaki değişim örneğin 1.00’dan 1.002’ye çıktığında değişim neredeyse hissedilmiyor. Şimdiki duruma bakıldığında 19 Mart’ta dolar kurunun lira karşısındaki değeri 7.20-07.25 seviyesindeydi, 22 Mart’ta 11.00 itibariyle 7.92. Örnekle açıklarsak, 19 Mart’ta 100 birim mal ithalatı yapacak bir firma dışarıdan iki gün önce 725 liraya mal alıyordu. Bugünse aynı 100 birim malı 792 liraya alıyor. İşte bu fark fiyatlara yansıyacak. Bu noktada dalgalanma sürecek, ancak kur 7.20 seviyesine dönmezse her halükarda enflasyon artacak, çünkü maliyet artışı olacak. Mart 2021’den yüzde 15.61 olarak açıklanan enflasyonun bir sonraki ayda yükselişini sürdüreceği ve faizin yani borçlanma maliyetinin de yüzde 19 olacağı söylenebilir.