Diyarbakır’ın artık KitapChe’si var

Diyarbakırlı Şîlan Ok grafik tasarım okudu ancak bu alanda iş bulamadı. Bağlar’da sokakta kitap satmaya başladı ve sonunda kitapçılıkta karar kılarak, KitapChe adını verdiği sahap-kafeyi açtı. Şîlan Ok, “Bağlar çocukları ellerinde bozuk parayla kitap almaya geliyorlar. Bu beni çok mutlu ediyor” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR- Cadde üstündeki kitap tezgahında neler var diye bakardım. Kitapların çoğu popülerdi elbette. Sokakta kitap satmanın keyfini de eziyetini de biraz bildiğim için olsa gerek, birkaç tane kitap aldığımı hatırlıyorum.

Bir süre sonra cadde üstünde tezgâhın kurulduğu yere yakın bir kitapçının açıldığını görmek hem şaşırttı hem de sevindirdi beni. Şaşırttı çünkü kitapçı tekel bayilerinin, kahvelerin, ciğercilerin arasında bir yerdeydi. Böyle bir yerde kitapçı açmak ticari cesaret isterdi sanki. Sevindirdi çünkü mahallemde açılmıştı dükkân ve adı da KitapChe idi. Che için bile ziyaret edilebilir, kitap alınabilirdi buradan.

Kaldırıma yakın kurulan tezgâhın başında bir iki genç adama rastlamıştım. Dükkânı onlar işletiyor sanmıştım bu nedenle. Ama içeri girince Şîlan Ok karşılamıştı beni.

Dükkâna gidebilmek için birkaç basamak inmek gerekiyordu. Küçük bir avludan geçilerek giriliyordu.

Şîlan Ok, güneşli havayı fırsat bilip, bu küçük avluya attığı bir taburede oturuyordu. Ok ile bu küçük avluda sohbet ettik, KitapCeh’yi konuştuk.

OKULU BİRİNCİLİKLE BİTİRDİ

Şîlan Ok, Diyarbakır’ın Ergani ilçesine bağlı bir köyde doğdu. Babasının işi nedeniyle önce Diyarbakır’a taşındılar. Ardından Mardin ve İzmir’e.

Köyde başladığı eğitime bu taşınmalar sırasında da devam etti. Ancak daha sonra dışarıdan bitireceği liseye, ailevi nedenlerden dolayı ara vermek zorunda kaldı. Liseyi bitirip Erzurum Atatürk Üniversitesi Oltu Meslek Yüksek Okulu’nda grafik tasarım okumaya başladığında 27 yaşındaydı.

Bölümü birincilikle bitirir Ok. Bu başarıyı da şöyle ifade ediyor: “Belki yaşımdan kaynaklıydı çok kalabalık bir arkadaş çevrem yoktu. Birkaç kişiydik ve ders çalışmaya odaklanmıştım. ‘Bu yaşta okumaya geldim, bari zamanında bitireyim okulu’ diye düşünüyordum galiba.”

Malum, Erzurum ile Diyarbakır sosyal ve siyasal açıdan birbirinden oldukça farklı iki şehir. Ok da bunu dile getiriyor ve “Erzurum’a göre Diyarbakır’da kadınlar daha rahat. Burada ne giydiğine kimse karışmıyor mesela ama Erzurum öyle değildi. Alışmak zor oldu benim için” diyor.

KİTAP TEZGAHINDAN DÜKKÂNA

Liseden sonra çalışma hayatı içinde yer almış Ok. Sekreterlikten kafe ve restoranlarda garsonluk gibi birçok işe girip çıkmış. Okuldan mezun olduktan sonra grafik tasarımla ilgili bir işte çalışmak istemiş. Ancak iş başvuruları ya karşılıksız kalmış ya da çok düşük ücret teklif edilmiş. Kendi işini kurmayı düşünmüş elbette. Ok, “Ama grafik tasarım için açacağım iş yeri için çok para lazımdı” diyor.

Okul bitmiş, iş için başvurduğu yerlerden olumlu cevaplar alamamış ve çalışmak istiyor Şîlan Ok. Sokakta tezgah kurup kitap satma fikir de bugünlerde belirmeye başlıyor.

“Tezgahı bir arkadaşımla birlikte açtık” diyor Ok ve şöyle devam ediyor: “İnternetten kitaplar da sipariş ettik, evdeki kitapları da tezgâha taşıdık. Zamanla çok kitap okuru tanıdık, güzel ilişkiler kurduk onlarla. Bir süre sonra kitaplar için bir yer bulmamız gerekti. O zaman, ‘Neden bir kitapçı açmayalım?’ dedik ve burayı açmaya karar verdik.”

Daha önce iyi bir kitap okuruyken, kitapçı olmasının macerası da bu soruya verilen cevapla başlamış.

KAFE PANDEMİ ENGELİNE TAKILDI

KitapChe, böylece Bayramoğlu’nda, zincir marketlerin, berberlerin, ciğercilerin, kahvelerin, tekel bayilerinin bulunduğu caddede kendine bir alan açmış oldu. Cadde oldukça işlek ama Bağlar ilçesinin ekonomik durumu ortada. Ekmeğinden kısıp kim kitap alır buradan?

Şîlan Ok, “Bazen 7-8 yaşında çocuklar geliyor, ellerinde bozuk paralarla. O gün hiç kitap satmasam da çocukların kitap almaya gelmesi beni mutlu etmeye yetiyor.”

Bir de sürekli müşterileri var KitapChe’nin. Şîlan Ok’un dediğine göre bu müşteriler sıkı kitap okuru ve düzenli olarak kitap almaya geliyorlar. Çoğu öğretmen ve yüzde 75’i kadın bilgisini de paylaşıyor Ok.

KitapChe’yi sahaf-kafe olarak tasarlamış Ok. “Çünkü” diyor ve ekliyor: “Caddede her şey var ancak özellikle kadınların rahatça oturabileceği bir mekân yok. Özellikle kadınların gelip rahatça kitap alabileceği, çayını içip kitabını okuyabileceği bir yer olarak tasarladık. Ama araya pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamalar girdi. Kafeyi neredeyse hiç işletemedik.”

Kafe düşüncesi pandemi engeline takılsa da kitap satışları devam etmiş elbette. İnternetten kendisine ulaşanların evine kadar götürmüş sipariş edilen kitapları.

‘UNUTMAYALIM, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR’

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken yaptığımız sohbette, iş hayatında kadınların karşılaştığı zorlukları konuşmadan geçemedik. Şîlan Ok, “Sadece Diyarbakır’da değil İstanbul’da da kadınların emeği sömürülüyor. İş yerlerinde kadınlara mobbing uygulanıyor, sözlü ya da fiziksel cinsel tacizler yaşanıyor. Sorumlulukları olan, çalışmak zorunda olan birçok kadın, bunlara sessiz kalabiliyor. İtiraz ettiğinde işini kaybetme korkusu var yaşıyor çünkü. Bu sıkıntıların çoğuna tanık oldum” diyor.

Söz buradan İstanbul Sözleşmesi etrafında dönen tartışmalara geliyor. Şîlan Ok, “Unutmayalım, İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Sözleşmeyi kadınlara, çocuklara, gençlere herkese anlatmak gerekiyor” diyor. Ok, 2011’de imzalanan sözleşmenin pratikte uygulanmamasından yakınıyor. “Uzman çavuş bir genç kıza tecavüz ediyor ve tutuksuz yargılanıyorsa bu İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmıyor olmasından kaynaklanıyor. Neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor. Sosyal medyada her gün kadınlara yönelik cinsel ya da fiziksel şiddet haberine rastlıyoruz. Bunlara karşı kadın örgütleri ve sivil toplum kurumları da bazen yetersiz kalabiliyor maalesef.”

Mahallemde bir kitapçı açıldığı için memnunum. Adının KitapChe olmasından ve bunu bir kadının işletiyor olmasından dolayı ayrıca sevinçliyim.