Türkiye genelinde 'Geçinemiyoruz' eylemleri: Kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz

Zamlar ve dövizdeki yükselişin ardından başlayan protestolar sürüyor. İzmir, Diyarbakır, Denizli ve Bursa'da hükümete istifa çağrısı yapıldı. Çanakkale'deki eylemde çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Diyarbakır'ın Dağkapı Meydanı’nda basın açıklaması yaptı.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İzmir'in Karşıyaka ilçesinde bir araya gelen ESP, SGDF, TÖP, Kaldıraç, Özgürlükçü Gençlik, Halkevleri ve SEP üyeleri, hükümetin ekonomi politikaları ve döviz kurundaki artışla derinleşen ekonomik krizi protesto etmek için basın açıklaması düzenledi.

Karşıyaka Çarşı girişinde yapılan açıklamada, “Seçimle değil devrimle gidecekler”, “Bak işte yaklaşıyor fırtına”, “AKP'den hesabı emekçiler soracak” yazılı dövizler taşınarak, sık sık “Krizin bedeli patronlara” sloganları atıldı.

İzmir'deki açıklamaya katılan çok sayıda kişi hükümete tepki gösterdi.

Grup adına yapılan açıklamada “emekçilerin açlık ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışıldığı” belirtildi ve şu ifadelere yer verildi:

“Burada bizim yaşadıklarımız, işçilerin emekçilerin çektiği zenginlerin ve hükümetin umurunda değil. Televizyonlara çıkmışlar gözümüze baka baka yalanlar söylüyorlar. Bundan bir ay önce ekonomi uçuşta diyenler, dün ekmekle soğan yiyelim diyorlar. Bizi açlıkla yoksullukla terbiye etmeye çalışıyorlar. Bizim bu yalanlara karnımız tok. Biz bütçeden payımızı istiyoruz. Biz bütçeden halka pay istiyoruz. Ülke bütçesi de Hazine de Merkez Bankası da işçiler için, halk için çalışsın diyoruz. Artık yeter.”

ÇANAKKALE'DE YAKLAŞIK 15 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Çanakkale'deki Mümtaz Pirinççiler Meydanı'nda kaşık, çatal, tava ve tencereler ile “Geçinemiyoruz” eylemi yapanlar önce polis çemberine alındı. Daha sonra Yalı Caddesi üzerinden Saat Kulesi Meydanı istikametine yürüyüş yapanlar slogan atıldığı gerekçesiyle yaklaşık 15 kişi gözaltına alındı.

Fotoğraf: Seçkin Sağlam

Yerde sürüklenerek yapılan gözaltı uygulaması sırasında bazı basın mensuplarının da polis şiddetine maruz kaldığı gördüğü öğrenildi.

Eylem ve yürüyüşün anayasal hak olduğunu ifade eden vatandaşlar, gözaltı uygulamasından önce, barışçıl ve ekonomi politikalarına yönelik tepkilerini dile getirmek istediklerini ifade ettiler:

“Bizler, kaynamayan tencerelerimizle buradayız. AKP hükümetinin bu ülkeyi yönetemediği çok açık. ‘Hükümet istifa’ talebimizi burada demokratik hakkımızla dile getirmek istiyoruz. Burada bize barikat kuruluyor. Bugün barikat kurabilirsiniz, ancak yarın bütün halka barikat kuramazsınız.”

'HALKA DEĞİL HIRSIZLARA BARİKAT KURUN'

Son dönemde uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı iddialarına da değinen eylemciler kendilerine değil, “uyuşturucu baronlarına, hırsızlara barikat kurulmasını” istediler.

Eyleme katılanlar, “Bize barikat kurmanız veya gözaltına almanız hiçbir şeyi değiştirmez. Halk yoksullaşmaya, emekçilerin kazancı her gün biraz daha erimeye devam edecek. Bizlere yönelik bu barikatlar kimseyi kurtaramaz. Bizler bugün ve bundan sonra hırsıza hırsız demeye, diktatöre diktatör demeye devam edeceğiz. Aylardır ortaya atılan iddialarla ilgili bir tek soruşturma açılmadı. Kimse soruşturulmadı, ama burada hakkını arayan halka barikat kuruyorsunuz” dediler.

DİYARBAKIR: ŞAHLANAN TÜRKİYE'DEN BAHSEDİYORLAR, FATURALAR ŞAHLANIYOR

Diyarbakır'da Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Dağkapı Meydanı’nda “Geçinemiyoruz” sloganıyla basın açıklaması yaptı. Açıklama öncesi yüzlerce polis ve onlarca zırhlı araçla meydanı ablukaya alındı.

Meydanda bir araya gelen kitle “Hükümet istifa”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı. Açıklamaya Emek ve Demokrasi Platformu, HDP, TİP, CHP, Emek Partisi il örgütlerinin yanı sıra kentteki sivil toplum örgütleri de katıldı.

Amed Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Mehmet Ceylan, bütçenin sermaye ve silaha değil halk için kullanılması çağrısında bulundu.

“Türkiye'nin sermayedarlara peşkeş çekilmesinin sonucu olarak krizin yaşandığını” söyleyen Mehmet Ceylan, “Ülkeyi yönetenler büyüme rekorlarından, şahlanan Türkiye’den bahsediyor. Bir avuç sermayedar için, yandaş şirketler için dedikleri doğru olabilir. Ama emekçiler için, halk için işsizlik büyüyor, pahalılık artıyor, borçlar kabarıyor, faturalar şahlanıyor” dedi.

“Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz” diyen Ceylan, “Son bir ay içerisinde akaryakıt, doğal gaz ve yağ fiyatlarına gelen fahiş zamlardan biliyoruz. İşsizliğin arttığını artık hemen her evde olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz. Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız diye endişesiyle yatıyoruz” şeklinde konuştu.

'YAPTIKLAR YAPACAKLARININ TEMİNATIDIR'

Her geçen gün halkın alım gücünün erdiğini belirten Ceylan, 2022 bütçe teklifine dikkat çekerek bütçenin ekonomik sıkıntılarla boğuşan halka aktarılmasını gerektiğini söyledi:

“Asgari ücretin 220 dolara, ortalama bir kamu emekçisinin 300 dolara kadar düşen ücretleri ile bu zamlar karşısında yaşamak mümkün değildir. Bu zorlu süreçte TBMM’de hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren, 2022 Bütçe yasa teklifi görüşülüyor. Ancak ne yazık ki Türkiye’de yıllardır bütçeler ülke kaynaklarının, emekçilerden, halktan alınan vergilerin sermayeye-patronlara, yandaşlara aktarılmasının bir aracı haline dönüşmüştür. Ve yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.”

'BÜTÇE GEÇİNEMİYORUZ DİYENLERİN NEFES ALMASI İÇİN KULLANILMALI'

Korona virüsü (Covid-19) salgını sürecindeki yardımların da yeterli olmadığını ifade eden Ceylan, “Türkiye salgın süresince milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri olmuştur. Cebimizden alınanlar işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği, ‘hazine garantisi’, faiz olarak aktarılmaktadır. Bizim cebimizden alanlarla milyonlar yoksullaşırken, bir avuç şirket şahlanmaktadır. Oysa bütçe halkın 'geçinemiyoruz' diyen büyük çoğunluğunun nefes alması için kullanılmalıdır” diye konuştu.

DENİZLİ'DE 3 EYLEM YAPILDI: EĞİTİMCİLER BORDROLARINI YAKTI

Artan döviz kuruna ve ekonomik tabloya tepki için Denizli’nin 3 ayrı noktasında protesto ve basın açıklamaları düzenlendi.

Üniversite öğrencilerinin gerçekleştirdiği eylemde ortak açıklamayı yapan Agit Çetin, gençliğin işsizlikle boğuştuğunu ancak yetkililerin ekonomi uçuşta palavrası attığını söyledi.

Çetin “Yaşadıklarımızı inkar etmemizi, göz yummamızı, düzene razı gelip yolumuza devam etmemizi bekliyorlar. Son iki günde dolar kurundaki yükseliş ceplerimizde erimekte olan parayı daha da eritecek. Döviz kurundaki bu gelgitlerin bir avuç azınlığın zenginliğine zenginlik kattığı ama milyonların ellerinde olanı da aldığı gün gibi ortada. Büyüyen ekonomi değil zamlardır, patronların karıdır, açıktır, yoksulluktur” dedi.

Eğitim İş Denizli Şubesi'nin Candoğan Parkı’nda yaptığı açıklamada 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne de vurgu yapılarak eğitim emekçilerinin maaşlarının eridiğini söyledi. Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan “Eğitim emekçileri, işçi ve emekçi sınıfı hiçbir dönemde bugünkünden daha zor ekonomik şartlar görmedi. Cebindeki parası hiçbir zaman bugünkü kadar erimedi. Sabah evden çıkarken cebimize koyduğumuz para akşam eve dönene kadar döviz, borsa ve altın karşısında eriyip değersizleşmektedir” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın sonunda Eğitim İş üyeleri maaş bordrolarını yakarak hükümete tepki gösterdi.

Denizli Merkez Bankası önünde ise “Denizli Emek ve Demokrasi Güçleri”nin yaptığı basın açıklamasında, “Ekonominin kitabını yazdık diyen Erdoğan, bu çöküşün baş sorumlusudur. İş bilmezlik ya da hata sonucu değil, göz göre göre, bile isteye ülkeyi uçuruma sürüklemiştir” ifadeleri kullanıldı ve hükümete istifa çağrısı yapıldı.

BURSA: 5 BİN LİRALIK ATKI TAKIP, TELEFONUMUZU DERT EDENLERE ÖFKELİYİZ

Bursa Demokrasi Güçleri'nin çağrısıyla Fomara Meydanı'nda bir araya gelenler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı istifaya davet etti.

“AKP mezara halk iktidara”, “AKP istifa” sloganları atılan eylemde basın açıklamasını okuyan Yiğitcan Karahan, “5 bin liralık atkı takıp, cebimizdeki telefonu dert edenlere öfkeliyiz” diyerek yoksulluğa ve gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çekti.

Ülkede yaşanan son gelişmelere ve pahalılığa karşı öfkeli olduklarını dile getiren Karahan, “Biz sefalet ücretiyle geçinmeye çalışırken, kendisi 3-5 ayrı yerden, 80-100 bin lira maaş alan gözü doymayanlara öfkeliyiz. Biz kiramızı ödeyemezken, yazlık ayrı, kışlık ayrı saraylarda sefa sürenlere öfkeliyiz” dedi.

Türk Lirası'ndaki değer kaybını hatırlatan Karahan, “Dolar karşısında TL sadece bir günde yüzde 10’un üzerinde değer kaybetti ve bu yazı yazılırken de okunurken de TL, dolar karşısında değersizleştiriliyor. Bu kriz AKP-MHP iktidarının korkulu rüyası Gezi’nin başka bir tezahürü, iktidarı alaşağı edecek bir direniş hareketi ve kendi iktidarını ilan edecek bir cürete kavuşabilir” şeklinde konuştu. (DUVAR)