Diyarbakır'da araziye bırakılan 100 köpekten 10'u öldü 60'ı kayıp

Diyarbakır Bismil'de kimliği belirsiz kişiler kırsala kamyonla 100 kadar köpek bıraktı. Köpeklerin 10'u açlık ve susuzluktan öldü. 60'ı kayıp. 30'u koruma altına alındı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde Salata Jor köyü kırsalına kimliği belirsiz beş ya da altı kişi bir kamyonla yaklaşık 100 köpek bıraktı. Su ve yiyeceği erişemeyen köpeklerden 10 öldü, 60'ının akıbeti bilinmiyor. Köpeklerden 30'u ise Bismil Belediyesi 2017 Şefkat Köpek Merkezi'ne teslim edildi. Köy muhtarı ve diğer görgü tanıkları, 5-6 kişinin bir kamyonla köpekleri köy kırsalına bıraktığını söyledi. Hayvan hakları savunucuları, köpeklerin bir belediye tarafından araziye bırakılmış olabileceğini tahmin ediyor. 

Olayın duyulmasının ardından Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi heyeti, bölgede incelemelerde bulundu. Yapılan inceleme sonucunda, "Merkezimizce yapılan araştırmalar neticesinde olay yerinde güvenlik kamerası olmadığı için şüphelilerin kimliğinin tespit edilemediği malumatına ulaşılmıştır. Bırakılan yüze yakın köpekten on tanesi olay yerinde açlık ve susuzluktan öldüğü, yakalanan otuza yakın köpeğin Bismil Belediye Toplama Merkezi'ne götürüldüğü ve kalan köpeklerin ise kaçtığı için ulaşılamadığı bilgisi edinilmiştir" denildi.

Kurtarılan 30 köpeğin bırakıldığı Bismil Belediyesi Köpek Toplama Merkezi yetkilileriyle yapılan görüşmede, yetkilerin Tarım ve Orman Bakanlığından destek alınamadığı şikayetlerine yer veren Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi, ilgililer hakkında Bismil Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Baro Yönetim Kurulu Üyesi Hayvan Hakları Merkezi Koordinatörü Diyar Çetedir, hayvan haklarına duyarlılığın yerel yönetimlerde gelişmediğine dikkati çekerek şu bilgleri verdi: "Sadece Bismil Belediyesi'nde değil, Diyarbakır merkezli belediyelerin bütününde hayvanların su ve gıda gibi ihtiyaçları ile yazın ve kışın barınabilecek ihtiyaçlarının karşılanmadığını gözlemliyoruz. Büyükşehir Belediyesi'nin hayvan barınağı var. Orada da yaşam hakkı dahil olmak üzere hayvanların temel haklarının ihlal edildiğine dair ihbarlar almaktayız, bu ihlale ilişkin duyum ve gözlemler bize aktarılmaktadır. Belediyelerin, hayvanların barınma alanı haline gelen sokaklarda, hayvanların su ve besin ihtiyacını karşılayabilecek yerler inşa etmesi gerekir. İnşa edilen böylesi birkaç yerde de hayvanlar su ve yiyecekten de mahrum bırakılmış. Belediyeler bu tür yerleri sadece yapmak için yapmıştır. Hayvanların da canlı olduğu göz önüne alındığına belediyelerin hayvanların yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli özen ve dikkati gösterecek politikalar geliştirmeleri zorunludur. Hayata geçirecek bu politika, hayvanları yaşam alınlarından alıp aç ve susuz bırakmak olmamalıdır."

'YAPANIN KAMU ERKİ OLDUĞU AÇIKTIR'

Organize bir iş olduğuna işaret eden Çetedir, "Bazı yurttaşların kendiliğinden organizeli bir şekilde bir araya gelerek sokak hayvanlarını toplayıp bir araca bindirerek, burada hayvanları ölüme terk etmeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Organizasyon gerektiren bir iş için hayvanların kaçmasını ve saldırmasını engelleyecek bayıltma ve benzeri önlemlerin alınmasını gerektirecek araçların kullanılması gerekiyor. Yurttaşların bu araçlara sahip olduğu, bunları kullandığını düşünmek akla aykırıdır. Vatandaşların bu kadar sayıdaki hayvanı toplayıp bir araca koyması belirttiğimiz üzere izaha muhtaçtır. Bunu yapanın bir kamu erkinin olduğu bizce açıktır" diye konuştu. 

Baro Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Leyla Naz Eren ise şunları söyledi: "Eğer bu konuda yetkili kurum olan belediyeler kısırlaştırma faaliyetlerini yürütüp hayvanların kontrolsüz üremesinin önüne geçseydi bugün bu görüntülerle karşılaşmayacaktık. Belediyeler görev ve sorumluluklarının bilincinde hareket etmedikçe maalesef hayvanların yaşam hakkı ihlallerinin sonu gelmeyecektir. Bizi hayal kırıklığına uğratan ve yıllardır tüm hayvan hakkı savunucularının üzerinde durduğu husus olan belediyelerin ceza kapsamına alınmasına dair bir ibareye yeni yasada da yer verilmemiştir. Belediyeler ceza kapsamına alınsaydı ve görevini gereği gibi yapmayan kamu görevlileri hakkında soruşturma yürütülebilseydi bir daha hiçbir hayvan ölüme terk edilmeyecekti."  (MA)