Diyarbakır Barosu: Ermeni halkının acısını paylaşıyoruz

Diyarbakır Barosu, Ermeni Soykırımı açıklamasında, "Ermeni Halkının acısını paylaşıyor, Medz Yeghern’in/Fermana Fılla’nın/Büyük Felaket’in/Soykırım’ın kurbanlarını saygıyla anıyoruz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Diyarbakır Barosu'ndan 24 Nisan 1915'in 109. yıl dönümünde yapılan açıklamada, "Ermeni Halkının yaşadığı hakikatin ortaya çıkması ve geçmişle yüzleşilmesi gerektiği çağrılarında bulunmaktan asla geri durmayacağız. Ermeni Halkının acısını paylaşıyor, Medz Yeghern’in/Fermana Fılla’nın/Büyük Felaket’in/Soykırım’ın kurbanlarını saygıyla anıyoruz" denildi.

"Tarihte yaşanmış acıları önce öğrenmek ve sonra o acıya saygı göstermek gerekir. "Ama" demeden konuşup duygular paylaşılmalı ve hakikatle yüzleşilerek onarıcı bir adalet anlayışı ile hareket edilmelidir" ifadelerinin yer aldığı Diyarbakır Barosu'nun açıklaması şöyle:

"Ermeni toplumu, 24 Nisan 1915’te tarihin o güne kadar tanık olduğu en büyük felaketlerden birine maruz kalmıştır.

24 Nisan 1915, İttihat ve Terakki Hükümetinin, İstanbul'da Ermeni toplumunun önde gelen aydın, din adamı ve kanaat önderlerini tutuklayıp Anadolu'ya sürdüğü günün tarihidir. Ermeni aydın ve kanaat önderlerinin tasfiyesinden sonra 27 Mayıs 1915’te kabul edilen 'Tehcir Kanunu' adı altında, bir milyonu aşkın sivil insan Suriye sınırına, Der’a Zor Çölüne doğru ölüm yolculuğuna çıkarılmıştır. Ermeni toplumu yaşananları ve bu tarihi 'Medz Yeghern' yani “Büyük Felaket” ismiyle hatırlıyor.

Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme'yi ve bu Sözleşmedeki 'jenosit' tanımını kaleme alan Polonyalı hukukçu Raphael LEMKİN “Ben soykırım suçunu Ermeni Halkına yapılanlardan esinlenerek düşündüm ve kaleme aldım” demiştir.

Hepimizin büyüklerimizden sıkça duyduğu “Fermana Fila, File hemû qirkirin” sözleri yaşadığımız topraklarda Ermeni Halkının nelere maruz kaldığını bütün yönleriyle ortaya koymaktadır.

Her 24 Nisan'da Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Hükümeti ve bürokrasisi telaşla  kimin yaşananları nasıl adlandıracağının kaygısı ve hesabıyla, hakikatle kavgaya tutuşmaktadır. Diyarbakır Barosu da her yıl hakikatle yüzleşmeye yönelik yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında açılan soruşturma ve yargılamalarla bu kavgadan payına düşeni almaktadır.

Tarihte yaşanmış acıları önce öğrenmek ve sonra o acıya saygı göstermek gerekir. "Ama" demeden konuşup duygular paylaşılmalı ve hakikatle yüzleşilerek onarıcı bir adalet anlayışı ile hareket edilmelidir. Tehcir, soykırım, kıyım, katliam... Hangi kelimeyi seçerse seçsin, gerçeklerin yanında saf tutmak isteyen herkes, yolun uzun ve engebelerle dolu olduğunu bilir. İnkar ise en kapsamlı, en etkili, en kalıcı, en yaygın insan hakları ihlalidir.

Bu nedenle bütün yargı tacizlerine rağmen Ermeni Halkının yaşadığı hakikatin ortaya çıkması ve geçmişle yüzleşilmesi gerektiği çağrılarında bulunmaktan asla geri durmayacağız. Ermeni Halkının acısını paylaşıyor, Medz Yeghern’in/Fermana Fılla’nın/Büyük Felaket’in/Soykırım’ın kurbanlarını saygıyla anıyoruz."