Dil ve toplum

Birçok dilde olduğu gibi Kürtçede de yaşamın kaynağı “av” yani sudur. Bir kök sözcük olarak “av” “avî (sulak)”, “avdan (sulamak) gibi birçok sözcüğün de anası olmuştur.

Google Haberlere Abone ol

Bir toplumu tanımak istediğimizde ilk bakmamız gereken şeylerden biri o toplumun dilidir. Çünkü dil o toplumun yaşamı ve özellikleri konusunda gerekli bilgileri verir. Toplumun duygu ve düşünceleri dilinde saklıdır. Bu yazıda Kurmancca Kürtçesinin söz hazinesine bakarak toplum yaşamı ve maddi ve manevi kültürü hakkında değerlendirmeler yapacağız. Bu çalışma için Yusuf Ziyaeddin Paşa tarafından hazırlanan Kürtçe- Arapça olarak hazırlanan ve 1894 yılında basılan bu sözlük, M. Emin Bozarslan tarafından Latin alfabesine, Arapça bölümler ise Türkçeye çevrilerek, 1978 yılında Kürtçe-Türkçe Sözlük olarak Çıra Yayınları tarafından basılmıştır.

Birçok dilde olduğu gibi Kürtçede de yaşamın kaynağı “av” yani sudur. Bir kök sözcük olarak “av” “avî (sulak)”, “avdan (sulamak) gibi birçok sözcüğün de anası olmuştur. Yine bugün yalın bir sözcük gibi görünen “ava (kurulu) ve ondan türemiş olan “avadan (bayındır)”, “avahî (bina/yapı)”, “avabûn (kurulmak)” ve “avakirin (kurmak) gibi sözcüklere kaynaklık etmiş olması uzak bir olasılık değildir.

Asıl konuya geçmeden önce bu sözlük de bulunan birkaç tane az bilinen sözcüğe dikkat çekmek istiyorum. Bu sözlükte bugün birçok sözlükte yer almayan ya da sözlüklerde yer alsa bile, kullanılmayan bazı sözcüklerin bazılarını insanların bilgisine sunmak istiyorum.

Örnek: bêg (piyon), kilçan (el feneri), miçilge (bahis, şart), miçirandin (damilandin), mijû (bayat ekmek), miqesok (şahin), mirês (ihtişam), peşûş (yumuşak), petot (çürümüş), peyik (ayı pençesi), pin (birini zayıf noktası), pijan (güreş), selbend (kilittaşı), selîlanik (yürüteç), şerîh (kemiksiz et), terwende (nadir), tilol (balçık), tis (oyundan çıkan), zapoq (çöplük)…

Bu sözlük sözcük yapımı ve morfolojik analiz bakımından da iyi bir kaynaktır. Bu konu ile ilgili çok geniş bir çalışmam İstanbul Kürt Enstitüsü tarafından yayınlanan Zend adlı akademik dergide yayınlanacağı için bu konuya fazla değinmeyeceğim. Burada yalnızca dilin sözcük türetme imkanlarına dikkat çekmek için bazı kök ve eklerden elde edilen sözcükleri  örnek olarak sunacağım.

Sözcük Yapımı: dûv> dûvmesas, dûvrepik, dûvsing; ga> gadar, gadêrî, gaçêrîn; mey>meyger, meyxur; çar> çarpê, çarçek, çartaq, çarwe, çardar, çarder; ciwan> ciwanî, ciwanmêr; comerd, conga; bû> bûk, berbû, bûra; caw> cawker, cawbir; mijang, mijmijandin, mijmijo; ba> badan, bager, bahoz, bapêç; moz> mozebeş, mozeqirtik, nan> nangermî, nangir, nano, nanpêj; neh> nehek, nehberk; rê> rêç, rêwengî, rêbir; ser>serî, serbar, serkanî, serkar, serkele, serker, serkêr, serkom, sermil, serok, sersal, sersar, sersot, serwer, serşe, serşo; şev> şevder, şevgêr, şevîn, şevkor, şevrevînk (şevşevok), teng> tengav, tengayî, tengezar, tengijîn; zer> zeraqe, zerayî, zerdele, zere, zerek (gerdenîyê ji kehrîbarê), zerekew, zerekî (nexweşî), zergûz, zeriqîn, zerik, zerîle, zerpiçî, zerketav; zik> zikmakî, zikmezin, ziko (xwera), zikreş; zir> zirbab, zirxesû, zirxezûr, zirqetik, zirtilî, zirtawî…

Bu sözcüklerin bir kısmı birleşik sözcük, iki sözcük bir araya getirilerek, teşbih yolu ile ya da iki sözcüğün çağrıştırdığı yeni anlam ile yeni bir sözcük elde edilmiş. Bir kısmı ise türetme ekleri (önek ve sonek) yardımı ile türetilmiştir.  Ayrıca fiil kökleri bağımlı taban (bound base) olarak kullanılmış.

Konunun daha iyi anlaşılması için Kürtçe bilmeyen okurlar için bazı örnekleri açıklayan aşağıdaki tablo yararlı olacak:

dûv (kuyruk)
misas (övendire/çekel)
kuyruğu misas gibi olan bir kuş
mey (şarap)
xur (yemek fiilinin şimdiki zaman kökü)
meyxur (içkici)
çar (dört)
pê (ayak)
çarpê (dört ayaklı hayvan )
ser (üst)
-î (yapım eki)
serî (baş)
ba (rüzgar)
dan (vermek)
badan (bükmek)
caw (bez)
bir (kesmek fiilinin şimdiki zaman kökü)
cawbir (biçkici)
şev (gece)
kor (kör)
şevkor (gece körü)
zer (sarı)
kew (keklik)
zerekew (kekliğe benzeyen sarı bir kuş)

Kürt diline ve kullanılan söz dağarcığına bakarsak, Kürt toplumun kendi doğal habitatında doğal bir yaşam sürdüğünü görürüz. Ağaç ve bitki isimleri; sebze ve meyve isimleri Kürtçede detaylı bir biçimde yer alır.

Ağaç: bî, bizû, badak (laflafk), çevrebî, hêvrist…

Sebze ve meyve: alîsor (bir armut türü), alûçe (erik), boq (nav pîvazê), gewrik (bir armut türü), miqewr (bir tür kabak), şêmî (ahududu), tefarî (iyi bir incir türü) cehter (kekik), tihtavik (nane)…

Kürt toplumu içinde yaşadığı yaşam alanını da detaylı bir şekilde tanımlamak için sözcükler üretmiş.

Örnek: avgîz (sulak, su çekmiş toprak), avzêm (yazın kuruyan pınarlar), bahoz (fırtına), bablîsk (kasırga), bapêç (karla esen rüzgar), bestî (vadi), cinên (küçük bahçe), çîleçep (dolanbaçlı yol), deqel (sert zemin), deman, dêm (sulanmayan toprak), kendal, mişefil (dik yokuş), mitik (küçük tepe), werz, zaxor (sarp kayalık), zuxur (dağ geçidi)…

Kürt toplumu sadece doğal yaşam ortamını değil bu alanda yaşayan canlıları da isimlendirmiş, detaylı bir şekilde tanımlamıştır. Evcil ve yabani hayvanların yanı sıra börtü böcekte isimlendirilmiş.

Hayvanlar: col (koyun sürücü), dêse (yabani koyun), doşanî (sağılan hayvanlar), gaçêrin (bir kuş türü), xone (erkek kedi), kulab (yırtıcı hayvanların pençesi), lok (iyi cins katır), mahû (dişi domuz), manek (asil at), manker (dişi eşek), meya (dişi katır), mêşin (koyun), miqpêç (evcil keklik), nêrî (teke), nûgin (üç yaşını doldurmuş dişi inek yavrusu), nûzîn (yeni eğere gelmiş at), paronek (bir yaşındaki buzağı), mozik (iki yaşına gelmiş davar), sak (manda yavrusu), seavik (su köpeği, su ayısı, su fili),  sêvle (cardon), simbelek (sarı bir balık türü), simyarik (leyleğe benzeyen bir kuş türü), şelûf (horoz yavrusu), şemar (kırkayak), şemûz (hêstira asê), şê (rengi sarıya çalan at ve katır), mahû (dişi domuz), şîşek (iki yaşına gelmiş kuzu), terş (sürü), tiştîr bir yaşına gelmiş keçi), torî (çakal),  çît (daha bir yaşına gelmemiş horoz), hevûrî (iki yaşına gelmiş oğlak), hemzir (küçük cüsseli güçlü eşek), xweşkêş (yumuşak başlı hayvan), boxe, kirtan (iğdiş edilmiş manda), revo (at ve katır sürüsü)…

Börtü böcek: çemçûr (asma çürüten kurt), gazîz (incire zarar veren kurt), gazûz (elbiselere giren kurtçuk), mirmirik (bir tür sivrisinek), gosan (ateş böceği), pispisok, sêw (zehirli arı), zov (kırkayak)…

Ekonomi ve Üretim Araçları

İnceleme konusu olan sözlükte yer alan sözcük dağarcığı Kürt toplumunun genel olarak ekonomik olarak tarım ve hayvancılığa sahip bir üretime dayalı bir yaşam sürdüğünü göstermektedir. Bu ekonomik yaşamı gösteren birçok sözcük Kürt dilinde mevcuttur.

Örnek: axur (ahır), bane (koyunların bahar merası), barxane (kervan), bizmik (kuzu ve oğlakları sütten kesmek için ağızlarına vurulan gem), kandew (sağılabilen inek), pageh (at ahırı), pût (hayvanların kış yemi), taqî (koyun postu)…

Sözlükte adları geçen üretim araçlarına baktığımızda ise Kürt toplumunda tarım ve hayvancılığın yanı sıra zanaatkarlığın da gelişmiş olduğunu anlıyoruz.

Üretim Araçları: aş> aşvan, bendeqe, beraze,  aşêf kirin, aşûjin (benê ji bo dirûtina devê çewalan), benik  benîr, bêjing (kalbur), bişûjin, birdî (bir kamış türü), birek (testere), bûse (öküzün boynuna geçirilen ahşap halka), celew (yular), bijûjin (büyük cuvaldız), bivir, cew (hayvan kırpma makası), conî, cuhêr, çeqçeqok, daqoq, dep, kadînmêş, karmax, kerexane (hesinê tevdana agir), hestîf, kolek, mişar (tuz elde edilen havuz), miştaxe, moçik (ölçü birimi), moşen (döven), paxêl (at arabası), sîrkut, taxûk (el arabası), tefşo (keser), zibare (imc)…

Yukarıda sıraladığımız sözcüklerin bir kısmı tarım ve bahçe üretimi ile ilgili; aş (değirmen), conî (soku), moşen (döven), aşêf kirin (çapalamak) gibi. Bazı sözcükler ise hayvancılıkla ilgili; bûse (öküzün boynuna geçirilen ahşap halka), celew (yular), cew (kırpma makası) gibi. Bunun yanı sıra mişar (tuz havuzu), kadînmêş (bal arılarının kovana konulduğu yer), parxêl (at arabası), taxûk (el arabası) gibi araçlar, bağcılık, arıcılık, demircilik gibi farklı üretim kollarının da geliştiğini gösteriyor. Ayrıca “zibare (imc) gibi bir sözcüğün varlığı üretim sürecindeki dayanışmayı göstermesi bakımından önemli.

Sözlükte yer alan iş ve meslek isimlerine baktığımızda da bunların da söz konusu toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendiğini görüyoruz:

İş ve Meslek: cilşo (çamaşırcı), cotyarî (çiftçilik), çilobir (hayvanlar için ağaç dalı kesen), çolax (zembil yapan), falavêj (falcı), hetar (kireç taşı kıran kişi), hewnas (ekin biçenlerin başı), hêker (örgücü), kapox (ücretle kuru otları biçip deste yapan kişi), korsker (örgücü), kurtanker, lebûdî (keçeci), mazîçin, mijmijok (Tüm gözleri dolmamış olan arı kovanı), mîrav (su sorumlusu), nanpêj (ekmekçi), nalbend (nalbant), nator, pembûjen (hallaç), pirot (çanak çömlek yapan), remildar (kum falı bakan), sabûnpêj (sabun ürneten), sazbend (sanatçı), şûrker (kılıç yapan)…

Yukarıdaki örneklerden cotyar, hewnas, mîrav, pembûjen gibi meslekler tarım ile ilgili. Aynı şekilde çilobir, kapox, mazîçin, kurtanker, nalbend, lebûdî gibi örnekler de bazı tarım ve hayvansal ürünlerin işlendiğini göstermektedir. Bunun yanı sıra hêker, çolax, hetar, korsker gibi meslekler ise endustri öncesi bir toplumun zanaatlarıdır.  Ayrıca “binta, cembelî, qoşe, şamoyî gibi tütün ile ilgili adlandırmalar ise, Kürt toplumunda tütüncülüğün geliştiğini gösteriyor.

Aşağıdaki sözcükler ise Kürt toplumda savaş ile ilgili literatürün varlığını gösteriyor:

Örnek: cebilxane (cephane), cehferî (bir kılıç türü), berwec (tüfek demiri), çarçek (tam silahlanmış kişi), çatkêş (harbi), kalanî, kalûme (kırık kılıç), şammisrî (kılıç türü), şamderzî (kılıç çeşidi), şeşxane (bir tüfek türü), tever (savaş baltası), lahor (kaliteli bir Hint kılıcı).

Sonuç olarak 19. yy. Kürt toplum kendi doğal yaşam alanında tarım ve hayvancılıkla ilgilenmiş yaşamını idame ettirmiş bir toplum. Bunun yanı sıra zanaatkarlık alanında da belli bir gelişme kat etmiş, hatta endüstriyel üretimin de nüvelerini içinde taşıyan bir toplum. Eğer ki toplum kendi iç dinamikleriyle gelişme imkânı bulabilseydi modern tarım ve hayvancılığın yanında endüstriyel üretim de gelişebilecekti.