DEVA Partisi: Ahmet Şık'ın raporu Van’daki işkence iddialarını doğruluyor

ANKARA - Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Hukuk ve Adalet Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, İzmir depremi, TBMM Genel Kurul’da görüşülmesi beklenen İstihdam Paketi, Van’da yaşanan işkence iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

DEVA Partisi olarak İzmir’de yaşanan depreme ilişkin heyet oluşturarak deprem bölgesinde incelemelerde bulunduklarını ifade eden Yeneroğlu, yakın zamanda kapsamlı bir raporu kamuoyu ile paylaşacaklarını kaydetti.

'İSTİHDAM PAKETİ EKONOMİK KRİZE MERHEM DEĞİL'

TBMM Genel Kurul’da İstihdam Paketine ilişkin torba kanun teklifinin görüşülmesinin beklendiğine dikkat çeken Yeneroğlu, “Çalışma hayatı ile vergi alanlarında pek çok düzenleme içeren 'torba kanun teklifi' maalesef ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krize merhem olabilecek yeterlilikte değildir. Bu kanun teklifi Türkiye ekonomisinin içler acısı halini gözler önüne sermektedir. Maalesef hükümet ülkeyi bir ekonomik krize sokmuş ve bu krizle mücadeleyi de eline yüzüne bulaştırmıştır” dedi.

'ÇALIŞANLAR BİR YIL DAHA BİN 168 LİRAYA MAHKUM EDİLECEK'

DEVA Partisi milletvekili Yeneroğlu, kanun teklifi ile kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği ödeme süresinin de uzatılacağına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Kısmi çalışma ödeneği, ücretsiz izinde nakdi destek gibi uygulamalarla insanlar açlık sınırının çok altında yaşamaya mecbur edilmektedir. Çalışanların 1 yıl daha bin 168 liraya mahkûm edilmesi Türkiye için büyük bir utançtır. Günlük 40 lirayı bile bulmayan ücretlerle bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacağı ve sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettiremeyeceği açıktır. Günlük ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan vatandaşlarımız borçlanarak geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Her 3 vatandaşımızdan 2’si borç yüküyle yaşamaktadır. DEVA Partisi olarak birçok kez vurguladığımız üzere, kısa çalışma ödeneğinde yararlanılacak miktarın alt sınırı yüzde 100’e çıkarılmalı ve ücretsiz izin desteği de asgari ücret düzeyine çekilmelidir.”

'AYDA 10 GÜNDEN AZ ÇALIŞAN GENÇLER EMEKLİLİKTEN MAHRUM BIRAKILIYOR'

Teklifteki düzenlemelerden birisinin de kısmi zamanlı çalışmayı kabul eden hizmet erbabına getirilen damga vergisi ile gelir vergisi stopajı istisnası olduğunu hatırlayan Yeneroğlu, “Bu madde bir kişinin tam zamanlı yapacağı işi iki kısmi zamanlı çalışana yaptırmayı amaçlamaktadır. Vatandaşlarımız zaten sefalet ücreti denebilecek düzeyde ücret almaktayken gelirlerinin daha da düşmesine sebep olacak bu uygulamayı kabul etmediğimizi huzurlarınızda ifade etmek istiyorum. Teklif ile ayda 10 günden az çalışan gençler emeklilik hakkından mahrum kalmaktadır. İktidar ne yazık ki gençlerimizin ne bugününü ne de yarınını düşünmektedir.
Öte yandan, teklif kadın çalışanların sorunlarına hiçbir çözüm üretmemektedir. Salgın nedeniyle kadınların iş ve aile hayatında artan sorumlulukları sonucu istihdamdan çekilmek zorunda kalmaları hazırlanan pakette tamamen göz ardı edilmiştir” ifadelerine yer verdi.

VARLIK BARIŞI: VERGİ SİSTEMİNDE SORUN OLUŞTURACAK

Son olarak kanun teklifi ile getirilmesi planlanan varlık barışı düzenlemesinin de vergi sistemindeki sorunları artıracağına dikkat çeken Yeneroğlu, “Son 10 yılda varlık barışı uygulamasının geçerli olmadığı tüm zaman dilimleri toplansa bu süreler 20 ayı dahi bulmaz. Dolayısıyla devlet, vergisini zamanında ödeyen vatandaşlarını saf yerine koymamalı, vergisini ödemeyeni teşvik etmemelidir” dedi

'VAN’DAKİ OLAYIN DERİNLEMESİNE SORUŞTURULMASI GEREK'

Öte yandan Van’da yaşanan işkence iddialarına ilişkin de konuşan Yeneroğlu, 1990’larda kaldığı varsayılan işkencelerin tekrar yaygınlaştığını gördüklerini ifade etti. Yeneroğlu, “Ahmet Şık konuya ilişkin bir rapor yayımlamıştır. Raporda iddiaların doğru olduğu ve 90’larda kaldığı varsayılan işkencenin günümüzde tekrar yaygınlaştığı görülmektedir. Rapordaki tanık anlatımları, sağlık raporları, otopsi ile ilgili bilgiler ve özellikle olayın mağduru Osman Şiban’ın anlattıkları kötü muamele ve işkenceyi doğruladığı gibi İçişleri Bakanı'nın ve valinin de topluma gerçek dışı bilgiler vererek aldattığını ortaya koymaktadır. Böyle hukuku ayak bağı gören, toplumu ciddiye almayan, gücü kötüye kullanan kamu görevlilerini milletimiz hak etmemektedir.  
Vatandaşları korumak devletin asli göreviyken, vatandaşlarımızın işkenceye ve kötü muameleye maruz bırakılmaları asla kabul edilemez. İşkence ve kötü muamele insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Hiçbir hukuk devletinde işkenceye hoşgörü ile yaklaşılamaz.
Söz konusu olayın derinlemesine soruşturulmasının ve olayın aydınlatılmasının takipçisi olacağımı ve siyasi sorumlulardan da gereğini yapmalarını beklediğimi kamuoyunun bilgisine sunarım.” (DUVAR)