DEVA Partili Rızvanoğlu: Gönlümüzden geçen aday Babacan

DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Rızvanoğlu, "Genel Başkanımızın bu ülke için çok önemli çalışmaları olmuştur. Bizim gönlümüzden geçen aday Ali Babacan’dır" dedi.

Google Haberlere Abone ol

Özlem Kara

İZMİR- DEVA Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylık sürecini, DEVA Partisi’nin diğer ittifaklara olan tutumunu, Erdoğan’ın Babacan’a yönelik söylemlerini, DEVA Partisi'nin HDP listelerinden TBMM’ye girebileceği iddiası ve daha birçok konuyu Gazete Duvar’a değerlendirdi.

'MİLLETİMİZ OY VERİRSE ÜLKEYİ NASIL YÖNETECEĞİMİZ BELLİ'

Seçimler için 14 Mayıs tarihi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gündeme getirildi. Seçim tarihini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz DEVA Partisi olarak 3 seneye yakındır bu pazar seçim olacakmış gibi çalıştık. Zaten seçim çalışmalarımız son dönemlerde hızlanmıştı. Şimdi 14 Mayıs’a kendimizi hazırlamaya başladık.

Ali Babacan dün katıldığı bir programda "seçim nisanda yapılsaydı dahi seçime hazırdık" dedi. Seçim çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Nasıl ilerliyor?

DEVA Partisi yaklaşık 3 senelik bir parti, çok yeni ve genç bir parti. Kurulduğu günden itibaren herhangi bir partinin üzerine oturmuş bir parti olmadığı için yepyeni bir siyaset anlayışı ile siyaset sahnesine çıktı. İçimizde yüzde 85’i daha önce siyaset yapmamış arkadaşlarımız var. Şahsım da öyle, şu an İzmir’deyiz. İzmir il Başkanımız da öyle. Aynı zamanda bizde bir kadın kolu, gençlik kolu yok. Kotalar var. Yüzde 20 gençlik, yüzde 25 cinsiyet kotası dediğimiz kotalar var. Biz ilk günden itibaren seçim çalışmalarımıza başlamıştık. Bizim eylem planlarımız var. Her politika başkanlığı kendi konusunda eylem planlarını hazırlıyor. Benim alanım doğa hakları ve çevre politikaları, 22 tane eylem planı yaptık. En son açıkladığımız eylem planı 500 madde. Bunlara baktığımızda binlerce eylem planı var. Bunlar aslında bizim seçim günü için yaptığımız hazırlıklar. Biz daha seçilmeden diyoruz ki, DEVA Partisi’ne eğer milletimiz oy verirse, bizim ülkeyi nasıl yöneteceğimiz belli. Bununla birlikte saha çalışmalarımız eş zamanlı devam ediyordu. Kurulduğumuz günden itibaren teşkilatlanmaya çok önem verdik. Her kurucu üyemiz gitti ve oralarda il teşkilatlarını kurdular. Bizim şu an 81 ilde il başkanımız işinin başında, 940 tane ilçenin de 740’ı ekipleri ile işinin başında. Bundan sonraki süreçte bir Altılı Masa süreci başladı. Tabii ki onun için de birkaç şey gerekliydi. Bunlar Anayasa değişiklik önerisi, 30 Ocak’ta açıklayacağımız ortak metinler. Nedir bu ortak metinler? 6 siyasi partinin bu ülkeyi nasıl yöneteceğine dair planlarımızı açıklayacağız. Bir de yine 30 Ocak’ta açıklayacağımız, geçiş sürecinin planı. Bunlarla birlikte seçimle ilgili her şeyimizi tamamlamış olacağız.

Son dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığı gündemde. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her kafadan ses çıkan bir noktadayız. Biri diyor ki aday olabilir, biri diyor ki aday olamaz. Şu an önümüzde çok bilinmezli bir denklem var. Bizim hukukçularımız bunun üzerinde çalışıyor. Bize göre tabii ki aday olamaz ama kendisinin yarattığı bir algı var ve bu algı ile aday olabileceğine inanıyor. Bunu ilerleyen dönemlerde konuşmak daha iyi olur. Çünkü en yetkili kurum bile bununla ilgili muğlakta ve kararsız.

MAK Araştırma Grubu Başkanı Mehmet Ali Kulat, DEVA Partisi’nin HDP ile ikinci bir ittifak yaparak HDP listelerinden TBMM’ye girebileceği iddiasında bulundu. HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu da görüşmeleri doğruladı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

DEVA Partisi’nin seçim dönemiyle ilgili yaptığı çalışmalarda oturduğu tek masa Altılı Masa. Bunun altında, sağında, solunda başka birisi yoktur. Bu masa ortak uzlaşı mekanizmasının ülkeye tekrardan geldiği bir masadır. Biz bütün çalışmalarımızı bu masada yapıyoruz. HDP ile ilgili herhalde yine bir yanlış anlama var diye düşünüyorum. HDP Meclis'teki bir partidir. Biz tabii ki Meclis'teki bir parti ile görüşüyoruz. Aralarda sohbetimiz de oluyor, kurullar da görüşüyor ama bu görüşmeler, bir seçim görüşmesi değildir. Bu Meclis'teki herhangi bir partiyle görüşmekle sınırlı bir görüşmedir. Biz zaten bir masadayız. Etik olarak da o masa dışındakilerden habersiz başka bir masada oturuyor olmamız imkansızdır.

'MECLİS'TEKİ HER PARTİ İLE GÖRÜŞÜRÜZ'

Diğer ittifaklardaki partilerle görüşüyor musunuz?

İttifak deyince aklımıza Cumhur İttifakı geliyor. Öncelikle Cumhur İttifakı ile görüşmediğimizi söyleyeyim. Biraz önce bahsettiğim gibi kurulların ve bireysel benzeri konularda istişare ettikleri konular olabilir ama bunlar resmi ziyaretler formatında kalıyor. Seçime yönelik oturduğumuz bir tane masa var. Dolayısıyla Meclis'te, vatandaşımızın oy verdiği her parti ile resmi olarak görüşürüz.



Erdoğan’ın Babacan’a yönelik "Sen git çocuk bezi satmaya devam et, home tekstil üretmeye devam et, senin işin değil bu. Üzgünüm, 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı" sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

15 sene yanında durup iyi ki bir şey alamamış! DEVA Partisi’nin Genel Başkanı Ali Babacan, siyasete 30’lu yaşlarının başında bakan olarak başlamış, liyakati çok yüksek, bu ülkenin en üst kademlerinde çalışmış bir devlet adamıdır. Ülkeyi çok büyük ekonomik krizlerden çıkarmıştır. Bu da Türkiye’deki herkesin bildiği bir şeydir. Bir kadın olarak benim haz duymadığım cumhurbaşkanının bu değişik dili, kendi dünyasında yarattığı şeydir. Çocuk bezi satmaktan kastettiği nedir? Bu dil siyasette yanlış bir dildir. Genel Başkanımızın bu ülke için çok önemli çalışmaları olmuştur.

'GÖNLÜMÜZDEN ALİ BABACAN GEÇİYOR'

Altılı Masa’ya DEVA Partisi olarak Ali Babacan’ın adaylığını mı önereceksiniz? Babacan yaptığı bir açıklamada "Eğer Altılı Masa benim ismim üzerinde mutabık kalırsa, tabii ki hem rahat seçilirim hem de en iyi şekilde yönetirim" dedi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz çok yakın bir zamanda Başkanlık Kurulu dahil hiçbir iç mekanizmada, adayın kim olacağını hiçbir zaman konuşmadık. Her zaman genel başkanlar seviyesinde, rafa kaldırılmış bir konuydu. Rafa kaldırmamızdaki neden ise ilk önce çalışma yapılmasının planlanmasıydı. Burada birbirinden farklı altı siyasi parti var. Bunlar bir uzlaşı masasında oturuyorlar. O yüzden onların bu sistemi nasıl yöneteceğinin bir yolunu bulmaları gerekiyordu. Yaklaşık bir senedir yaptığımız bunun yolunu aramaktı. Onu bulduk. Geçiş sürecinin yönetimi ve uzlaşı metinleri de 30’unda açıklandığında, Altılı Masa’nın ne yaptığını vatandaşlar olarak öğreneceğiz. Adaylık süreci birkaç hafta önce Genel Başkanımızın bize fikir sorması ile başladığı bir süreç. Sonuçta herkes kendi fikrini söyledi. Ancak diğer partilerin süreçlerini bilmiyorum. DEVA Partisi gönüllüsü olarak söylüyorum, herkesin gönlünden geçen kendi genel başkanıdır. Bizim gönlümüzden geçen de Ali Babacan’dır. 30 Ocak’ta bu bahsettiğimiz metinlerin açıklanmasından sonraki süreçte 6 partinin kendi iç işleyişinden aldığı isimlerle birlikte bir ortak isim ortaya çıkacaktır. O kişi de ellerindeki hükümet planlarıyla beraber seçim kampanyalarının startını verecektir.

Son olarak Çevre iklim ve eylem planınız çerçevesinde yeşil ekonomiye geçileceğini açıklamışsınız. Bunu nasıl tasarlayacaksınız? Planlarınızdan bahseder misiniz?

Çevre iklim ve eylem planı, üç saç ayağından oluşuyor. Bu saç ayaklarındaki genel yaklaşım dünyanın bu artan nüfusu ile bir iklim krizi ile yüz yüze olmamız. Dünyanın bir kirlilik sorunu var. Bizim eylem planımız da kirliliklerle nasıl mücadele edeceğiz, ülkemizi ve dünyamızı nasıl yaşanabilir bir hale getireceğiz üzerine kurgulanmış bir yapı. Bu işin yaşamı kolaylaştıran bir yapısı var. Hava kalitesinin korunmasından tutun bisikletli yaşama nasıl geçiş gibi konular. Diğer boyutu ise ekonomi boyutu. Avrupa Yeşil Mutabakatına nasıl uyum sağlayacağımızdan tutun da karbon fiyatlandırma sistemlerinin Avrupa ile entegre bir şekilde nasıl kurulacağı, bunun altlıklarının nasıl olacağı gibi her türlü detayı içeriyor. Tabii ki orada önemli olan kahverengi ekonomiden, yeşil ekonomiye geçebilmek. Son bölümünde de Türkiye’deki kamu kaynaklarını nasıl yeşil yapacağımız bulunuyor. Çevre mahkemeleri kuracağız mesela, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı ikiye ayıracağız. Şehircilik ayrı bir bakanlık, çevre ve iklim değişikliği ayrı bir bakanlık olacak. Şu an bakanlığın web sitesine bakarsanız yüzde 85 şehircilik projeleri, yüzde 15 çevre sorunlarına yer veren bir bakanlık olduğunu görürsünüz. Bu yüzden biz kamuya yeşil yaklaşım getireceğiz. Biz bu eylem planını oluştururken bilim insanlarından, akademisyenler ve çevre derneklerinden destek aldık. Şu an Ege’deyiz, Aydın’dan tutun Akbelen ormanlarına kadar burada hak mücadelesi veren insanlar var. Onların bile önerileri var bu eylem planında.