DEVA Parti'li Avşar: 'O ilk 48 saatteki yokluk hala orada'

DEVA Parti'li Cem Avşar, "6 Şubat'ta deprem bölgesinde olduklarını, insanların yüzünde, sözlerinde, bakışlarında hala ilk 48 saattin çaresizliği, hüznü ve kimsesizliği olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar Meclis’te yaptığı basın toplantısında 6 Şubat depremleri üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen halkın yaşadığı sorunları anlattı.

Avşar, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde genel başkanlarıyla birlikte deprem bölgesinde olduklarını, insanların yüzünde, sözlerinde, bakışlarında hala o ilk 48 saattin çaresizliği, hüznü ve kimsesizliği oluğunu söyledi. “O ilk 48 saatteki yokluk hala oradaydı” diyen Avşar, halkın sorunlarını şöyle sıraladı:

“Hala enkazlar vardı, asbest tehlikesi kol geziyordu. Hala hayalet şehirler, ıssız sokaklar, güvensiz çadırlar ve konteynerler vardı. Hala zihinlerde soru işaretleri ve belirsizlik hakimdi. Rezerv alan ilan edilen bölgelerdeki halkın aklında çözümsüz bin bir soru vardı. Borcunu ödeyemeyen, yeterince ekonomik destek alamayan dükkânı, işyeri yıkılan ve ne olacağını bilmeyen esnaf vardı, muhatap arıyorlardı. Arabası göçük altında kalan, pert olan vatandaş bir çözüm arıyordu. Yıkılan evin taksiti için mahkemelik olan ve bir çıkış arayan depremzedeler vardı. Bir gecede hesapsız kitapsız hepsini yıkacağız denilen Orta hasarlı yapıların ev sahipleri çaresiz, evlerine dahi giremiyor. Kaybolan ve mezarı dahi belli olmayan yakınlarını arayan ama sesini iktidara duyuramayan insanlarımız vardı. Kış şartlarında yarı çadır-konteyner karışımı yerlerde yaşamak zorunda olan vatandaşlarımız vardı. Eğitimi birleştirilmiş konteynerler veya çadırlarda almak zorunda bırakılan çocuklarımız vardı. Hastalarını çevre illere taşıyan insanımız vardı. İsias Otel, Ebrar Sitesi, Rönesans Rezidans davalarından sonuç bekleyen anneler, babalar vardı. Gerekli önlemler alınmadan kurulan çadırlarda yanarak can veren çocuklarımız vardı. Çadır ve konteyner kentlerde tekerlekli sandalyesiyle duşa, tuvalete giremeyen engellilerin çaresizliği vardı. Kalıcı konut için ölene kadar borçlu hale getirilen yoksul vatandaşımız vardı. Özel bakıma ve hijyenik şartlara ihtiyaç duyduğu halde çadır ve konteyner şartlarında kalan yaşlılarımız, hastalarımız vardı. O sırada sorumluluk makamında olanlar, halkı nasıl ‘garip ve mahzun’ bıraktıklarını ve yine bırakabileceklerini pervasızca anlatmakla, tehditle, şantajla meşgullerdi.”

'SÖZ VERDİĞİNİZ 244 BİN KONUT NEREDE?'

“Tüm bu varlar ortadayken iktidar çözüm bulacağına, halkı nasıl ‘garip ve mahzun’ bıraktıklarını ve yine bırakabileceklerini pervasızca anlatmakla, tehditle, şantajla meşgullerdi” diyen Avşar, “Genel seçim öncesi 1 yılda 319 bin konut vaadi verip, 1 yıl içinde şehirlerimizi ayağa kaldıracağız diyenler, 1 yılın sonunda şubatta 46 bin, martın sonunda toplamda 75 bin konut teslim edebileceklerini söylediler” dedi.

“Söz verdiğiniz 244 bin konut nerede?” diye soran Avşar,” Yine halkımız, iktidarın bilindik hesapsız, plansız göz boyama ve kandırma anlayışla karşı karşıya kaldı. Umutlarıyla, acılarıyla oynandı” şeklinde konuştu.

Avşar, “Kendi tabirleriyle ‘asrın felaketini’; iş bilmezlikle, tedbirsizlikle, keyfi ve siyasi hesaplarla, iktidar eliyle ‘asrın mağduriyetine’ dönüştürmeyin” diyerek iktidarı uyardı. Avşar, “Biliyoruz, muhalefetten ne gelirse gelsin reddediyorsunuz. Bari halka, bilime, ortak akla kulak verin. İnsanlarımızın acılarını derinleştirmeyin, sorumluluk anlayışıyla üzerinize düşeni yapıp bu milletin bir kışı daha evsiz, barksız geçirmelerine müsaade etmeyin.” diye konuştu.