Deutsche Bank'tan faiz, enflasyon ve döviz tahmini
Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay, Merkez Bankası'nın faiz indirimi sürecine ilişkin “Nisan sonrası dönemde faiz indirimi için alan daralacak" dedi.
Son dönemde bazı iyileşmeler gördük ancak hala tahminlerin oldukça üstünde seyreden firma ve hane halkı enflasyon beklentileri var. Bu da enflasyon, beklenti, enflasyon gerçekleşmelerinin gelecek dönemde Merkez Bankası projeksiyonlarından daha yukarıda olabileceğini bize gösteriyor. Son veri itibarıyla şu an için tahminimizde bir güncelleme yapmıyoruz ama risklerin yukarı yönlü olduğunu söyleyebilirim.
Bloomberg HT'den Ceren Dilekçi Köseoğlu'nun haberine göre enflasyonun yüzde 4,4 seviyesindeki tahminlerini aştığını kaydeden Onay, özetle şunları söyledi: "Sapmanın kaynağına baktığımızda daha çok hizmet taraflı enflasyonist baskıların güçlü olduğunu görüyoruz. Burada sağlık sektörü öne çıkan unsurlardan biri.
Ayrıca yılbaşı fiyatlamaları ve kamu kaynaklı zamların getirdiği baskılar da bu sapmada etkili oldu. Ancak bu rakamı bir tahmin aralığı olarak okuduğumuzda, Merkez Bankası’nın yüzde 4,5-5,5 aralığındaki projeksiyonlarıyla uyumlu olduğunu görüyoruz.
Dolayısıyla önümüzdeki dönem için bize enflasyonda olası katılık konusunda bazı risklerin olduğunu gösteriyor. Ancak dezenflasyon sürecinin tamamen sekteye uğradığına yönelik de bir işaret görmüyoruz. Nitekim yıllık enflasyonda düşüş eğilimi devam ediyor.
Mart ve Nisan'da 250 baz puanlık indirim alanı olduğunu düşünüyoruz. Ancak bundan sonraki dönemde, yani Nisan sonrası dönemde bir miktar daha bu alanın daralacağını, azalan getiriler ve bir miktar enflasyon baskılarının devam etmesi ile Merkez Bankası'nın faiz indirimlerinin hızını düşüreceği yönünde bir beklentimiz var.
Yıl sonu için yüzde 32.5'luk bir faiz tahminimiz mevcut. Bu da mevcut durumda piyasa beklentilerinin biraz üzerinde kalıyor. Enflasyondaki yukarı yönlü risklere paralel olarak aslında para politikasında da tahminimiz üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğunu söyleyebilirim.
Döviz kuru geçişkenliği hâlâ yüksek seviyede ve Merkez Bankası’nın yakın dönemde ipleri gevşeteceğini düşünmüyoruz. Ancak reel değerlenmenin ekonomideki dış dengeleri tehlikeye atacak seviyeye gelmesini de beklemiyoruz. İlk 6 ayda aylık yüzde 1,5-2 nominal değer kaybıyla reel değerlenme baskısının sınırlandırılmasını bekliyoruz.