DEÜ ve rektör Hotar yükseköğretim tarihinde bir ilke imza attı: Öğrencisi olmayan akademisyen

Yolsuzluk ve mobbing iddialarıyla gündeme gelen DEÜ Rektörü Nükhet Hotar'ın sayısız geçici görevlendirme yaptığı Doç. Dr. Çağdaş Cengiz, "öğrencisiz akademisyen" olarak tarihe geçti.

Nükhet Hotar
Google Haberlere Abone ol

İZMİR – Mobbing ve yolsuzluk iddialarıyla sık sık gündeme gelen Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ve üniversite rektörü Nükhet Hotar, yükseköğretim tarihinde bir ilke imza attı. 12 yıldır üniversitede görev yapan Eğitim-Sen üyesi Doç. Dr. Çağdaş Cengiz, hakkında çıkarılan sayısız geçici görevlendirmeler ile "öğrencisiz akademisyen" oldu.

Rektörlük tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13-b/4 Maddesi'ne dayanarak çıkarılan geçici görevlendirmeler sonucu Cengiz, sırasıyla İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İdari İşler Birimi, Rektörlük Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı Stratejik Yönetim ve Planlama Müdürlüğü, Avrupa Topluluğu Uygulama ve Araştırma Merkezi, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı Ön Mali Kontrol ve İç Kontrol Şube Müdürlüğü, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı ve rektörlüğe bağlı Genel Sekreterlik Dış İlişkiler Koordinatörlüğü’nde çalıştı.

MAHKEME AKADEMİSYEN CENGİZ'İ HAKLI BULDU: KAMU YARARINA UYGUNLUK BULUNMAMAKTADIR

Yaşanan durum üzerine akademisyen Cengiz, hakkında çıkarılan idari kararlara karşı Eğitim-Sen İzmir 3 No'lu Üniversiteler Şubesi ile birlikte yargıya başvurdu. Üniversite ve rektörlük hakkında açılan davada mahkeme Cengiz'i haklı buldu.

İzmir 5'inci İdare Mahkemesi’nin 26 Eylül 2022 tarihli kararında, 'görev tanımına ve unvanına uygun olmayan' birimlerde görevlendirildiği, bunun ‘çalışma barışına’, ‘hizmet gereğine’ ve ‘kamu yararına’ aykırı olduğu, ’mesleki hasar’ ve ‘sağlık sorunları’ başta olmak üzere ağır zararlara yol açtığı belirtilerek, “...geçici süreli görevlendirmelerin sebebinin anlaşılamadığı, bu geçici görevlendirmelerin sürelerinin dahi dolmaksızın ve birkaç ay aralıklarla sürekli bir şekilde yapılmasında hizmet gereğine ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı” ifadelerine yer verildi.

Ayrıca Cengiz, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı işlemler sonrasında şüpheliler hakkında disiplin soruşturması açılması için de YÖK’e başvuruda bulundu. Başvurunun üzerinden sekiz ay geçmesine rağmen herhangi bir gelişme yaşanmadı. İhbar ve şikayetlerinin akıbetini öğrenmek isteyen Cengiz’in bilgi edinme başvuruları da yanıtsız bırakıldı.

EĞİTİM SEN'DEN MECLİSE DİLEKÇE: 'İDARİ BİR BİRİMDE ÇALIŞTIRILAN TEK AKADEMİSYEN'

Eğitim-Sen İzmir 3 Nolu Üniversiteler Şubesi, konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) taşıdı. Meclis'e gönderilen dilekçede, şu ifadeler yer aldı;

"İş yeri temsilcimiz Doç. Dr Çağdaş Cengiz, Türkiye yükseköğretim tarihinde ve dünyada bir benzeri daha olmayan bir uygulama ile ders verme yükümlülüğü başta olmak üzere akademik görevlerden ve yerleşkelerden bütünüyle uzaklaştırılmış halde rektörlüğe bağlı Genel Sekreterlik Dış İlişkiler Koordinatörlüğü adlı idari bir birimde çalıştırılan Türkiye'deki ve Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki doçent ünvanlı tek akademik personel olarak kayıtlara geçmiş durumdadır. Yüksek Öğretim Yasası'na ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın 18.05.2016 tarihli kararına aykırı olarak üyemizin zorunlu ders verme hakkı, sorumluluğu başta olmak üzere unvanından doğan tüm hakları ihlal edilmiş durumdadır. Üstelik öğrencilerin tüm taleplerine rağmen kendi branşında tez danışmanlığı yapması da engellenmekte, atıl bırakılan üyemizin doçentlik bilim alanında yer alan dersler ve öğrenciler için branş dışından görevlendirilen öğretim elemanlarına ek ders ve danışmanlık ücretleri ödenerek hem öğrencilerin eğitim hakkı ihlal edilmekte hem de kamu zararına yol açılmaktadır. Bu husus keyfi ve sürekli bir kamu zararına sebebiyet vermesi nedeniyle halihazırda Sayıştay Başkanlığı 12'inci Denetim Grubu tarafından denetlenmektedir."

'YAŞANANLAR ÜLKEDEKİ KÖTÜYE GİDİŞİN YASIMASIDIR'

Son olarak akademisyen Cengiz'in iş akdinin feshedilmesi gündeme geldi. Cengiz, yaşananları 'ülkedeki genel kötüye gidişin bir yansıması' diye değerlendirerek, "Son yıllarda üniversitelerde yaşananların tarifi yok. Yükseköğretim, otoriter eğilimlerin gölgesinde ehliyet ve liyakatin yerini sadakat ve biatın aldığı bir düzlemde sürdürülemez bir hal almıştır. Bu durum en nihayetinde kurumsal erozyonu ve kötüye gidişi beraberinde getirmektedir. Mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmemesine, unvandan doğan hakların engellenmesine, oluşan kamu zararına, Yükseköğretim Kurulu’nun sessiz kalıp gerekli önlemleri almamasına şaşırmıyoruz. Nitekim bu kötüye gidiş, otoriter eğilimlerle beraber bir kurumu karşımıza çıkarmaktadır. Bu da YÖK ve yöneticilerinin 'cezasızlık' politikasıdır" dedi.

'ADALETİN TECELLİ EDECEĞİ GÜNLER YAKINDIR'

DEÜ idaresi aleyhinde biriken yüzlerce yargı kararı bulunduğuna dikkat çeken Cengiz, "İnanıyor ve umut ediyoruz ki mevcut DEÜ idaresi aleyhinde biriken yüzlerce idari yargı kararı ve bunların adli cezai boyutları, yakın gelecekte gün yüzüne çıkacaktır. Nitekim geleceğin Türkiyesi ve özgür akademi, 'hukuk devleti' ilkesine bağlı, takdir yetkisinin sınırlarına uyan, temel hak ve özgürlüklere saygı duyan, doğa, toplum ve kamu yararına hizmet eden yöneticiler eliyle inşa edilecektir. Adaletin tecelli edeceği günler yakındır" diye belirtti.

Etiketler deü Nükhet hotar