Dekana 'şamanizm' soruşturması

Yunus Emre’nin vefatının 700. Yılı nedeniyle Adnan Menderes Üniversitesi'nde düzenlenen etkinliğin ardından İletişim Fakültesi Dekanı Yüksel Yalova hakkında soruşturma açıldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Halk ozanı Yunus Emre’nin vefatının 700. Yılı ve “2021 UNESCO Uluslararası Yunus Emre Yılı” olması nedeniyle Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen “Bir Ses Bir Nefes” isimli şiir dinletisi soruşturma konusu oldu. Yönetmenliğini Öğretim Üyesi Mehmet Özbek'in, Genel Sanat Yönetmenliğini Prof. Dr. Yüksel Yalova’nın üstlendiği etkinliğin ardından rektörlük tarafından 'kadın semazen ve şamanizm' soruşturması başlatıldığı öğrenildi.

Odatv'ye soruşturmayı anlatan eski devlet bakanı ve dekan Yüksel Yalova şöyle konuştu:

"Yunus Emre’yi kimin ne şekilde anladığını bilemem ama benim için hayati önemde bir şahsiyet. UNESCO’nun 2021 Yunus Emre yılı ilan etmesiyle iftihar ettim kıvanç duydum. İftihar etmenin de sorumluluğu olur görevleri de olur Cumhurbaşkanlığının kararı da var 2021 Yunus Emre yılı diye. Bize de bir şey düşer dedim. Ben iletişim fakültesi dekan vekiliyim. Böyle bir etkinlikte bulunsak Yunus'u ansak iyi olur dedim. Şimdi ne yapılabilir? Yunus nasıl anılır? Ben İstanbul Belediye Konservatuvarı 79 mezunuyum. Kenter’lerde İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyuncu olarak çalışmış bir insanım. Dolayısıyla dedim ki biz kendi imkanlarımızla bir şey yapalım.

'ETKİNLİK İÇİN BİR KURUŞ ALMADILAR' 

Projenin nasıl çıktığını anlatan Yalova şunları söyledi: 

"Kerem Tufan vardır, bilirsiniz ismini, dünyaca ünlü neyzendir ve Aydınlıdır. Zamanında Yıldız Kenter’le 10 yıl boyunca yurtdışında Mevlana rubailerini “The Legacy” adı altında sergilediler bunu da Talat Halman yazmıştır. Kerem şimdi Aydın'da yaşıyor. Dedim Kerem gel bir şey yapalım biz kendi görevimizi yapalım. Ben şiirleri okuyayım sen de neyle bana eşlik et. Sonra biz bunu çoğaltalım dedik. Bizim Ahmet Akkaya var 90’lı yılların çok meşhur şarkıcılarındandır. Bir de bizim Yağmur Can adlı bir kardeşimiz var Kuşadası’nda okulu da var. Kerem'in nişanlısı var o da bu alanda. Sonra Kerem dedi ki Abi Nurhak ablayı da çağırsak. Güzel olur dedim. Sağ olsunlar bu insanlar bir kuruş almadan geldiler."

'DEMEK Kİ ÇOK TELEFON GELDİ'

Şiir dinletisinin ayakta alkışlandığını ama sonrasında işlerin değişmeye başladığını belirten Yalova yaşananları şöyle anlattı:

"Biz Aydın’da Adnan Menderes Üniversitesi’nin o büyük salonunda oranın sahne imkanları neyse, arkadaşlarımız kendi imkanlarıyla; Yunus’tan şiirler okuduk. Biz Mevlevi ayini yapmadık. Sonuçta Yunus’tan şiirler… 'Bir Ses Bir Nefes' adı da… Şiir ben, neyde Kerem Tufan, ritimde Yağmurcan, vokalde Ahmet, semazen Nurhak diye yazıldı afişte. Gösteri 500-600 kişiden fazlaydı ki biz öğrencileri mecbur tutarak oraya da toplamadık seyircileri. Aydın'da salondaki insanlar ayakta alkışladılar. Orada 3 rektör yardımcımız da izledi. Plaketleri rektör yardımcılarına verdirdik. Kültür müdürü, Milli Eğitim Müdürü hepsi oradaydı. Rektörümüz Ankara'da YÖK'ün toplantısı olduğu için katılamadı haksızlık etmeyelim. Sonrasında bir de 'davetiye' falan diye başladı bir şey… Biz davetiye basmadık. Elektronik ortamda afişimiz vardı. Krizi bir yerden başlattı birileri. Anladık biz de kaç yılın siyasetçisiyiz yani. Sonra bir de panel lafı tutturdular. Her yerde panel diye geçiyor. Dedim ki çocuklar panel başka bizim yaptığımız iş başka. Biz panel yapmadık ki orada. Dün gece rektör dönerken demek ki çok telefon aldı. Soruşturma açıyorum demiş. Rektör Hoca demiş ki: 'Kadın semazen olmaz semazen erkek olur. Çok telefon geldi. Çok rahatsızlık duyan var onun için soruşturma açacağım.'

'Şamanizm'le ilgili soruşturma açılmasını da anlamadığını kaydeden Yalova şunları kaydetti:

"Ben onu anlamadım. Çünkü açık söyleyeyim ben Şamanizm’den bir şeyler yapalım diye karar vermiş olsam arkadaşlarımla bütün dünya üstüme gelse ben bunu böyle kararlaştırdım derim. Ama öyle bir şey yok. Birisi Yunus Emre şiirlerinde Şamanizm etkisi var der, onlar artık edebiyatçıların, eleştirmenlerin tartışacağı iş. Ben şunu beklerdim 'tamam kardeşim sen eski tiyatrocusun şusun busun ama profesörsün ama artikülasyonun zayıf, diksiyonun kötü, şiir öyle okunmaz böyle okunur'… Ben de bir şey öğrenirim bu eleştiriden. Ben çünkü özeleştiriye çok inanırım. Ama o yok bir davetiye tutturdular. Rektör gelmedi rektörle dekan arasında çatlak mı var? Şimdi ne diyeyim? Neyle uğraşalım? Sonuçta da kadın semazen olur mu olmaz mı? Ben geçmişte bakan iken Vakıflar Genel Müdürlüğü de bana bağlıydı. Yenikapı Mevlevi Hanesi'nde ismimiz vardır oralarda desteğimiz vardır. Gelibolu Mevlevi Hanesi'ne de öyle bakmışızdır ihya edelim onları yaşatalım diye. Hasan Dede Galata’da değil mi? Bak semazenlere yarısı kadındır yarısı erkektir. Anlatabildim mi? Ayrıca biz Yörüklerde kadın asla ve asla ikinci sınıf olarak görülmez."

'MEVLEVİ AYİNİ YAPMADIK'

Şiir dinletisi düzenlediklerinin ve Mevlevi ayini yapmadıklarının altını çizen Yalova sözlerini şöyle bitirdi: 

"Orada biz Mevlevi ayini yapmıyoruz, nokta. Şiirlerin okunması sırasında 5-10 dakika bir gösteri. Yunus ve Mevlana arasında köprü kuracak bir gösteriydi. Aklı ermez bir profesör bilmem nereden onu bulmuşlar. Aklı eren de ermeyen de konuşuyor. Sonuçta ben kadını dünyanın neresinde olursa olsun bırak Türkiye’de erkekle eşit görürüm öyle gördüm. Kadın semazen neden olmasın, tonla var. Ayrıca Nurhak, Mercan Dede ile dünya turu yapmış çok değerli bir insan. Ahmet Akkaya 30 sene Almanya’da kalmış 90’lı yıllarda çok popülerdi. Bu insanlar affedersiniz 5 kuruş para istemeden geldiler hani benim sırtımda taşıyasım var onları minnetimden. Şimdi de kadın olur mu olmaz mı soruşturma açacağız. Buyurun dedim açın hukukidir açarsınız sonuçta biz de konuşuruz veya konuşmayız."