Davutoğlu’ndan Erdoğan’a ‘mümin’ yanıtı: Önce kendisinin ve çevresinin zenginlik kaynağını açıklasın

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir" sözlerini değerlendirdi: "Cumhurbaşkanı kendisinin, çevresinin ve son dönemde zenginleşenlerin zenginlik kaynağını açıklamadıkça, bu ülkenin dar gelirli insanlarına dönüp sabırlı olun deme hakkıa sahip değildir.

Ahmet Davutoğlu, Erdoğan'ın sözleri için "Çevresindekiler uçuşa geçmiş olabilir ama halk ızdırap çekiyor" dedi.
Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Erken seçim iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, parti olarak 10 Ekim'de kongre yapma hakkı kazanacaklarını belirterek, “İktidarın herhangi bir seçimi göze alacak performansı olduğu kanaatinde değilim. Ancak bir takım baypaslar, parti kapatmalar üzerinden yeni partilerin seçime girme olasılığı olmadığı günleri de gözönünden bulundurarak bir ara seçim yapmak ve biz hâlâ güçlüyüz intibakı vermek istiyorlarsa bu bir aldatmacadır" dedi.

Partisinin ekonomi değerlendirme toplantısında konuşan Davutoğlu,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomik sıkıntı yaşayanlar için "Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir" sözlerini eleştirdi. Davutoğlu “Dini referansları kullanırken tutarlı şekilde her alanda kullanmak lazım. En yakınlarını şirketler üzerinden zengin edip, ülkenin fakirleşen kitlelerine dönüp ‘sabredin’ demek dini istismardır. Sayın Cumhurbaşkanı kendisinin, çevresinin ve son dönemde zenginleşenlerin zenginlik kaynağını açıklamadıkça, bu ülkenin dar gelirli insanlarına dönüp sabırlı olun deme hakkına sahip değildir. Cumhurbaşkanı bu yoksulluğunun hesabını verme makamındadır. Bu açıklamanın tek mantıklı tarafı, halkın fakirleştiğini kabul ediyor ve sabır tavsiye ediyor olmasıdır. Çevresindekiler uçuşa geçmiş olabilir ama halk ızdırap çekiyor” dedi.

KAMUDA TARİKAT YAPILANMASI: “KİMSE AİDİYET BAĞINI KULLANARAK YÜKSELEMEZ”

Kamu kurumlarında tarikat yapılanmasına ilişkin de ‘liyakat’ ve ‘ ehliyet’ vurgusu yapan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Hangi topluluğa mensup olursa olsun kimsenin liyakat ve ehliyet sahibi olmadan kamu kurumunda yer almalarına izin vermeyeceğiz. Herkes işine baksın. Devlette yükselmenin tek koşulu liyakat ve ehliyettir. Kimse aidiyet bağını kullanarak yükselemez.”

ARA SEÇİM İDDİALARI: KASIM BAŞINDA BÜYÜK KONGREMİZİ YAPIYORUZ”

Türkiye’de ara seçim iddalarına ilişkin de “Biz 10 ekim itibari ile büyük kongreyi yapma hakkı kazanıyoruz” diyen Davutoğlu, şu açıklamayı yaptı: “İktidarın herhangi bir seçimi göze alacak performansı olduğu kanaatinde değilim. Ancak bir takım by-paslar, parti kapatmalar üzerinden yeni partilerin seçime girme olasılığı olmadığı günleri de gözönünden bulundurarak bir ara seçim yapmak ve biz hala güçlüyüz intibakı vermek istiyorlarsa bu bir aldatmacadır. Bizim Gelecek Partisi olarak son dönemde örgütlenmemizi hızlandırmamızın sebebi budur.
Cumartesi itibariyle (10 ekim) biz büyük kongre yapma hakkını kazanacağız. Kasım başında da Gelecek Partisi, büyük kongresini yapacak. Mayıs ayı itibari ile de her seçime gireriz. İster ara seçim ister genel seçim hangisi olursa olsun kadro olarak buna hazırız.”

SINIR ÖTESİ TEZKEREYE DESTEK

Mecliste görüşülen Irak-Suriye tezkerelerine ilişkin de değerlendirmede bulunan Davutoğlu “Türkiye’nin etrafında ciddi güvenlik riskleri var. Bazı durumlarda bu güvenlik riskleri askeri tedbir alma zorunluluğu getirebilir. Bu güvenlik risklerinin tamamında Türkiye’nin çıkarları var. O yüzden hükümetin bu konuda yetki alması doğrudur” diye konuştu.

'MERKEZ BANKASI'NIN 53 MİLYAR DOLAR DÖVİZ AÇIĞI VAR'

Gelecek Partisi kurmayları toplantıda, geçen hafta açıklanan Yeni Ekonomi Programı'nı da eleştirdi ve Türkiye’nin gidişatını değerlendirdi.
Gelecek Partisi Hazine ve Maliyet Politikaları Başkanı Serkan Özcan, Merkez Bankası’nın 53 milyar dolar yabancı para pozisyon açığı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Türkiye Başkanlık sistemi ile birlikte bir yönetim krizi yaşıyor. Türkiye’nin şu an dış borcu 430 milyar dolar civarında. 430 milyar doların 176 milyar dolarını önümüzdeki 12 ay içinde ödememiz gerekiyor. Merkez Bankası’nın yabancı para net pozisyonu -yani açığı- 54 milyar dolar. Bu tabloya bakarak 'doları umursamıyorum' diyemezsiniz. Hükümet ekonomiyle ilgili çok değil 6 ay önce, bir sene önce savunduğu ne varsa şu anda tersini yapıyor. Peki hepimizin şunu sormaya hakkı yok mu? Biz o zaman bu finans baronlarının önünde diz mi çöküyoruz? Hükümet 'yerli ve milli' olmaktan vaz mı geçti?
Ülkemiz ekonomi cahili bir ekip tarafından yönetildiği için arka kapı operasyonlarıyla kurun değerini dengelemek için 120 milyar dolarlık bir döviz satışı yaptılar. Buna rağmen dolar 8 liraya dayandı."

'YERLİ VE MİLLİLİK TEZİ ÇÖKTÜ'

Gelecek Partisi Genel Başkan Başdanışmanı İbrahim Turhan da, şu değerlendirmede bulundu:

“Hükümetin 'yerlilik ve millilik' tezi çökmüştür. Hiç olmazsa çıkıp özür dilesinler.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmeden önceki yıl Türkiye'nin küresel ekonomi içindeki ağırlığı yüzde 1,05'ti. Bugün yeni ekonomik programın öngördüğü yüzde 0.84. Bunun anlamı sadece bu yıl için kişi başına 2140 dolar daha az para girmesidir ülkenin kasasına."

'TÜRKİYE’NİN SATACAK BİR HİKAYESİ KALMADI'

Gelecek Partisi Ticaret Politikaları Başkanı Mustafa Mente ise yeni açıklanan ekonomik programda Türkiye’nin satacak bir hikayesinin kalmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Türkiye bir zamanlar G-20’nin önemli bir üyesi, yatırımcılarım yatırım yapmak istediği bir yerken sonrasında hikayesi herkesin kaçtığı bir ülke oldu. Açıklanan program bütün bu fakirleşmesin itirafıdır. Türkiye ilk defa enerji faturası kadar altın ithalatı yapar hale geldi. Bunun nedeni de TL’ye güven artık çok azaldı. Açıklanan program iflasın ötesinde başka bir anlam ifade etmiyor.”