Dağkapı'da her dilden şarkılar söylemek
Dağkapı Meydanı'nda, bu topraklarda konuşulan birçok dilden şarkılar dinlemek, insanın ruhuna iyi geliyor. Elbette birçok derdi var Diyarbakır'ın ama halayın bu dertlere meydan okumak anlamına geldiğini, yine en iyi Diyarbakırlılar biliyor.
En son ne zaman bir konsere gittim, hatırlamıyorum. Bu yüzden olsa gerek Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği konserin atmosferine biraz yabancılık çektim galiba. Dağkapı'da Hevra ve Kardeş Türküler'in verdiği konsere katılanların coşkusu, neşesi, halayı görülmeye değerdi doğrusu. Halay çekmeyi bilmesem de halay çekenlere katılmayı arzulamak hissi bile güzeldi. Bir grup Alman turistin halaya ayak uydurma gayretini ve cesaretini alkışlamakla yetindim, o ayrı.
*
Konseri Büyükşehir Belediyesi düzenliyordu ve konserden önce konuşmalar yapıldı elbette. DEM Parti İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, kayyım dönemine dikkat çekti. Şahin, “8 yıldır kayyım zihniyeti halkımızın dilini, kültürünü kullanmamak için her yolu ve yöntemi denedi, siyaseten bizleri yok etmek istedi. Dilimizi, kültürümüz yok etmek istediler. Geldiğimiz nokta dilimizle, kültürümüzle buradayız. Sanatın olduğu yerde özgürlük, özgürlüğün olduğu yerde barış vardır. Dilinize, kültürünüze, sokaklarınıza, sağlığınıza sahip çıkın” diye konuştu.
En çok barışa ihtiyaç duyulduğunu belirten Şahin, onurlu bir barış için ise özgürlüklerin gerektiğini söyledi. Şahin, 13 Ekim’de yapılacak Özgürlük Mitingi’ne katılım çağrısı da yaptı: "13 Ekim mitingi için hep beraber dolaşalım. Çünkü bu toprakların en büyük ihtiyacı özgürlük ve barıştır."
Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Doğan Hatun ise kayyım siyasetine değinerek, "Sözümüzü tuttuk, biz geldik, onlar gitti, sokaklar artık bizim. Dilimiz, kültürümüz, sanatımız bu sokaklardan eksilmeyecek. Özgürlüğümüz için toprağımıza, dilimize, kültürümüze sahip çıkacağız" dedi. Hatun, seçim öncesi verdikleri sözleri bir bir yerine getireceklerini söyledi.
*
Hevra grubunu, (bağışlasınlar) ilk kez dinleme şansım oldu. Hem şarkıları hem de sahne performansları gayet iyiydi. İlk kez dinlediğim şarkıların yanı sıra 1990'lı yılların popüler şarkılarını da yorumladılar. Yıllar sonra bir konser alanında 90'lı yılların ruhunu hissetmek enteresan oldu. Sahne önünde şarkılara eşlik eden gençler, şarkıların da 90'lı yılların ruhunun da bir şekilde yaşadığını hissettirdiler.
*
Kardeş Türküler için ne söylenebilir ki. 30 yıldır sahnede Kardeş Türküler ve her konserde aynı çoşkuyu yaşatıyor müzik severlere. Vedat Yıldırım, Feryal Öney'in sesleri bu 30 yılda giderek daha mı güzelleşiyor?
Feryal Öney, iki şarkı arasında küçük bir konuşma yaptı: “Ünzile, Güldünya, Ceylan, dondurucuda bekletilen Cemile ve şimdi Narin ve daha niceleri. Bu isimleri şarkılarda yaşatmak değil, hayatta kalmalarını istiyoruz. Artık onlar için ağıt yakmak değil, onlarla birlikte şarkı söylemek istiyoruz."
Kürtçe, Türkçe, Arapça, Ermenice şarkılar, biraz da Öney'in sözünü ettiği çocuklar için söylendi.
"Mîrkut" şarkısını bekledim ancak ne yazık ki konser repertuarında yoktu. Bir şarkıyı bir kez Şivan Perwer'den dinlediyseniz, başka bir sanatçıdan aynı lezzeti almak mümkün olmuyor, en azından benim için. Ancak Kardeş Türküler enfes söylüyor "Mirkut" şarkısını. Şarkı için çektikleri klip de şahanedir, keşke herkes izlese.
*
Bu meydanda kayyımlar döneminde de zaman zaman konserler verildi. İlçelerden otobüslerle getirilen insanlar güvenlik aramasından geçirilerek, polis bariyerinin içinde izlediler bu konserleri. Her konserin bir izleyici kitlesi vardır elbette ama kayyımların düzenlediği konserler Diyarbakır'ın kültürüne, sanatsal birikimine, diline ve anlayışına çok uzaktı.
Dün gece katıldığımız konser programı bariyerlerle kapatılmamıştı ve insanların üstü başı aranmadı. Evet, gergin bir coğrafyada yaşıyoruz ve daha önce HDP mitinginde patlatılan bomba hafızalardaki yerini koruyor. Daha bugün takkeli küçük çocuklar Gazi Caddesinde sloganlarla yürütülmüştü. İki kez saldırıya uğrayan Burger King'in önünde yeni bir saldırı olmasın diye aylardır polis bekletiliyor. Bütün bu tedirgin edici olaylara rağmen Dağkapı Meydanı'nda özgürlük hissi ile konser izlemenin keyifli bir tarafı vardı.
Uzun bir aradan sonra bir konsere gittim ve bırakın pişman olmayı, gayet memnun ayrıldım. Daha çok eylemler izlediğimiz Dağkapı Meydanı'nda, bu topraklarda konuşulan birçok dilden şarkılar dinlemek, insanın ruhuna iyi geliyor. Elbette birçok derdi var Diyarbakır'ın ama halayın bu dertlere meydan okumak anlamına geldiğini, yine en iyi Diyarbakırlılar biliyor.
Vecdi Erbay Kimdir?
Mardin, Şenyurt doğumlu. Üniversite eğitimini tamamlayamadı. Çeşitli dergilerde yazıları, şiirleri, öyküleri yayımlandı. On yıla yakın bir süre Özgür Gündem gazetesinin kültür sanat editörlüğünü üstlendi. Çeşitli yayınevlerinde çalıştı. Yayımlanmış iki şiir kitabı var: Kuşkular Zamanı (Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 1997), Yaz Sayıklamaları (Piya Kitaplığı, 2003). Öykü kitabı Masalın Ölümü, 2006 yılında Agora Kitaplığı'ndan çıktı. İnatçı Bir Bahar-Kürtçe ve Kürtçe Edebiyat derleme kitabı Ayrıntı Yayınları’ndan 2012’de çıktı. Şiir: Görülmüştür, Türkiye Barışını Arıyor, General Electric -Halil İncesu karikatür albümü yayıma hazırladığı kitaplardan birkaçı. Diyarbakır'da yaşıyor ve Gazete Duvar bölge temsilcisi olarak çalışıyor.
30 yıl Kürtçe müziğin içinde olmak için aşk gibi güçlü bir duygu lazım 21 Ağustos 2024
Diyarbakır'da normalleşme rüzgarı ve Amedspor 21 Ağustos 2024
‘Bir anı boşa geçmemiş’ 99 yıldan sonra Tarık Ziya Ekinci’ye veda… 18 Ağustos 2024
Zerzevan'da meteor yağmuru: Aaa Aahhaa! 14 Ağustos 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI