Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan CHP'ye: THK'yı çalışamaz hale getiren sizsiniz

Orman yangınlarıyla yeniden gündem olan THK tartışması hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'yi suçladı: “THK'yı çalışamaz hale getiren sizsiniz.”

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D ve CNN Türk'ün ortak canlı yayınına katıldı.

Batı Karadeniz'de yaşanan sel felaketine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bakan arkadaşlarımız, AFAD, hepsi şu anda oradalar. Kurumlarımızla birlikte çalışmalarını devam ettiriyorlar. Arkadaşlarla görüştük, 'Oralardan ayrılmayacaksınız' dedik. Vatandaşlarıma bir şeyi hatırlatmak istiyorum, zorda kalmadıkça karayollarını tercih etmeyin, çünkü her an heyelan olabilir” diye konuştu.

Son günlerde yaşanan orman yangılarının büyük bölümünün kontrol altında alındığını söyleyen Erdoğan, “Coğrafyamızda yangın söndürmede en önemli hava aracı olan helikopterler 2002 yılında 18 adetken 2021 yılında 39'a çıkardık ama bu süreçte bu rakam 60'a yaklaştı. Önümüzdeki yıl belki kendimize ait uçağımızı satın alacağız. İtfaiye noktasındaki ekibimizi, filomuzu çok daha güçlü hale getirmiş olacağız” dedi.

Yangınların çıkış nedeninin araştırıldığını dile getiren Erdoğan, “Yürüyen soruşturmalarda gözaltına alınanlar, tutuklananlar var. Aldığımız istihbaratlar da var. Devam eden bütün soruşturmalarda da ulaştığımız neticeleri vatandaşlarımızla paylaşacağız” ifadelerini kullandı.

'CHP'Lİ BELEDİYELER KAÇ TANE AĞAÇ DİKTİ?'

Yangın söndürme çalışmalarını yetersiz kaldığı eleştirilerine yanıt veren Erdoğan, “Yangının içinden çıkan itfaiyecimiz kendini adeta ölüme feda eden bir kahraman. 6 tane bakanım her an orada oldu. Tüm itfaiye ekiplerimiz orada oldu, tüm kurumlarımız orada oldu. Bunu söyleyenler acaba kendileri bunu nereden izlediler?” dedi.

“Yanan orman alanlarını nasıl yeniden ağaçlandırdığımız ortada” diyen Erdoğan, “Vatandaşlar Bay Kemal'in yalanlarına itibar etmesin. Siz ne kadar ağaç diktiniz? Sizin belediyeleriniz ne kadar ağaç dikti? İstanbul'da belediye başkanlığını ben CHP'den almıştım, İstanbul kuraktı o zaman. Biz geldik ve süratle ağaçlandırdık. 6 ay içerisinde ne olduğunu İstanbullular şaşırdı. Zaten su da yoktu İstanbul'da, biz geldik ve suya kavuşturduk” şeklinde konuştu.

Türk Hava Kurumu'nun (THK) işlemez hale getirildiği eleştirilerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, “Orayı yeniden ayağa kaldırmak gibi bir planınız var mı?” sorusu yöneltildi.

Kurumun bugünkü durumundan CHP'yi sorumlu tutan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

THK DEVLETİN KURUMU DEĞİL: Türk Hava Kurumu, devletin bir kurumu değildir. Vatandaşlarımız zannediyor ki, THK devletin bir kurumudur. Hayır. Nasıl çeşitli vakıflar, dernekler varsa Türk Hava Kurumu da bunlardan bir tanesi.

THK'NIN MEZARLIĞA DÖNDÜĞÜNÜ SÖYLEDİM: THK'nın elindeki uçaklara dair tartışma yeni bir tartışma da değil. Bunun geçmişi bayağı uzun. Birkaç yıl önce kurumun elindeki uçakların yetersiz olduğunu, THK'nın mezarlığa döndüğünü ve mevcut yapısıyla bir yere varılmayacağını söylemiştim. Çünkü orayı ziyaretimde hali gördüm. THK yetkilileri gerekli adımları atmadığı gibi çalışır durumdaki uçakların da bakımını yaptırmayarak hepsini adete çürümeye terk etmişler. Bunların 3 tanesi pert diyoruz ya, 6 tanesi 'eh', böyle bir durumda.

O DÖNEM KURUMUN ARKASINDA CHP ZİHNİYETİ VARDI: THK 1985'ten itibaren Orman İdaresi'ne yangın söndürme hizmeti vermiş. Yani tedarikçi bir kurum olarak hizmet vermiş. Bunun için de karşılığında çok ciddi bedeller devletten almış. Ama filosunu genişletme, mevcut uçaklarını modernize etme derdi olmamış. O dönemde kurumun arkasında kim vardı, CHP zihniyeti vardı. Böyle bir adım atmadılar. Şimdi çıkmış, THK'yı çalıştırmıyor diyorlar. THK'yı çalışamaz hale getiren sizsiniz. Uçakların bakımını yaptırmayan kurumun eski yöneticileridir.

UÇAKLAR UÇUŞA ELVERİŞLİ DEĞİL: Kurumun finansal sıkıntısı nedeniyle bakım ve onarım ihtiyacı giderilemediği için uçaklar halihazırda bile uçuşa elverişli değil. Kurumun içine düştüğü durumu kurumu bu hale getirenlerin kara propagandalarıyla hükümete yöneltme çabalarını hayretle izliyorum. Dürüst olun, samimi olun. Geçmişine baktığımız zaman THK'nın orada zaten CHP zihniyetini göreceksiniz.

SOSYAL MEDYAYA HİÇ OLUMLU BAKMIYORUM: (Abdulkadir Selvi'nin “Yangın sürecinde sosyal medyada kutuplaştırıcı kampanyalara tanık olduk. Dışarıdan Türkiye'ye yardım talep edenler oldu. Bir yandan da dezenformasyonlar uğraştık, muhalefetten de bunlara destek oldu. Bu konuda bir düzenleme ihtiyacı var mı?” sorusu üzerine) Ben şahsen bu sosyal medyaya hiç olumlu bakmıyorum. Sosyal medyaya yönelik bir çalışmanın yapılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bunlar salim akılların veya aklı selimlerin hedefini saptırtıyor. Yani doğru dürüst bir şeyi düşüneceğiniz yerde maalesef bu yalan yanlış haberlerle vatandaşımız çok farklı yöne doğru evriliyor. Buna müsaade etmememiz lazım.

OFİSİNİ AÇMAZSAN BEDELİNİ ÖDEYECEKSİN: Bakın Amerika'da bir Twitter olayı nelere vesile oldu. Şimdi diyor ki bizim Türkiye'de ofisimiz var. Yalan söylüyorsun. Türkiye'de senin ofisin yok, görevlendirdiğin elemanın yok. Öyleyse bunlara bunun bedelini ödetmemiz lazım. Ofisini açacaksın, vergini ödeyeceksin, açmadığın takdirde de bedelini ödeyeceksin.

SEN SANATINI İCRAT ET, BU İŞLERE BURNUNU SOKMA: (Sanatçılar Girişimi'nin imzaya açtığı “Kaygılıyız” açıklamanın sorulması üzerine) Bir kulağımdan giriyor, öbür kulağımdan çıkıyor. Onların meslekleri sanat. Hangi sanatsa sanatlarını icra etsinler, biz de onların başarı oranına göre onlara saygı duyalım. Ama kalkıp da erken seçimmiş, yok şu andaki başkanlık sistemi doğru değilmiş, bırak o iş bizim işimiz ya. Biz ömrümüzü buna verdik. Anlamazsınız bu işten. Kalkıp da bu işlere burnunu sokma.

ADI ÜZERİNDE EKŞİ SÖZLÜK, BAYAĞI EKŞİ: (Ekşi Sözlük'teki “Halk ayaklanmak için ne bekliyor” başlığı ve soruşturma açılması) Hiçbir dijital mecra hukuktan azade değildir. Onlar da gereği gibi bunun bedelini ödeyecektir. Takma isimlerin arkasına saklanarak kişilere iftira, hakaret edilmesine, milli manevi değerlere küfredilmesine, ayaklanma çağrıları yapılmasına hiçbir şekilde müsaade etmeyiz ve bizim yargı sistemimiz de asla müsaade etmez. Adeta ırkçılığın yatağı olmuş durumda. Ekşi Sözlük iftira, hakaret ve yalan tezgahı gibi çalışıyor. Adı üzerinde Ekşi Sözlük. Bayağı ekşi.

SINIRLARIMIZ DUVARLARLA ÖRÜLÜYOR: (Sosyal medyada yayılan mültecilerle ilgili dezenformasyon) Biz göçmenlerle ilgili en önemli adımı Suriye'de attık. Suriye'den bize 4 milyona yakın göçmen geldi. Biz bunlara kapılarımızı açtığımız gibi ve bunlar içerisinden hakikaten meslek, sanat sahibi olan birçok Suriyeli de bizde vatandaş oldu. Şimdi Afganistan durumu biraz daha farklı. Bakın bizim şu anda gerek İran kapısından gerek Irak'tan duvarlarımızı ciddi oranda yükseltiyoruz. Buralardaki yükselen duvarları tabi ki bu düzensiz göçün ülkemize girmesini engellemek için. Bu çalışma devam ediyor. Çok da fazla kalmadı tamamıyla sınırlarımız bu surlarla, bu duvarlarla örülüyor.

BELKİ TALİBAN LİDERİYLE GÖRÜŞEBİLİRİM: Bu son gelişmeler gerçekten Afgan halkının içine düştüğü durum çok çok sıkıntılı bir durum. Taliban'la bunların yaşadığı süreç çok sıkıntılı. Ve bu konuda da biz bazı çalışmalar yapıyoruz. Taliban'la bazı görüşmelere varıncaya kadar şu anda ilgili kurumlarımız çalışıyor. Hatta belki ben bile onların lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir. Niye? Çünkü bizim bu tür şeylerde eğer üst düzeyde bunları kontrol altına alamazsak bu defa Afganistan'daki barışı sağlamamız da mümkün olmaz.

KATAR'LA GÖRÜŞTÜK, TALİBAN'IN ATTIĞI ADIMLARI NEREDE DURDURABİLİRİZ: Afganistan'da bizim kendi soydaşlarımız durumunda olanlar da var. Şimdi bütün bunlarla birlikte bazı adımları atıp yanımıza kimleri alabiliriz, onların çalışmasını yapıyoruz. Bununla ilgili üst düzey yönetici arkadaşlarımı yurt dışına gönderdim. Aynı şekilde Katar'la bu akşam görüşmem oldu. Niçin? Burada Taliban'ın attığı adımları nerede durdurabiliriz. Nerede sulha yönelik bir adım atarız.

TÜRKİYE YOL GEÇEN HANI DEĞİL: Herkes şunu da bilsin ki Türkiye yol geçen hanı değildir. Sosyal medyada birilerinin abarttığı şekilde sınırlarımızdan düzensiz göç akını da söz konusu değil. Biz bu duvarları boşuna mı yapıyoruz? Doğu ve güney sınırlarımızda 2020 yılında, 505 bin 375 yabancının, ülkemize yasa dışı yollarla girişi engellenmiştir. 2021'de bu rakam 253 bin 300 civarında.

HERKESİ AŞI OLMAYA DABET EDİYORUM: Son günlerde artan vakaların aşılanma durumuna baktığımızda görüyoruz ki hastaneye yatanların, yoğun bakımlarda tedavisi gerekenlerin ekseriyeti aşı olmayanlar veya aşı sürecini tamamlamamış olanlar. Aşısızlar daha fazla hasta oluyor ya da hastalığı ağır geçiriyorlar. Tüm vatandaşlarımızı ben Cumhurbaşkanları olarak aşı olmaya özellikle davet ediyorum. Şu anda ilgili hastanelerimiz yoğun şekilde devam ediyor. Bunun 3. doz aşamasındayız. Neticeler şu ana kadar gayet güzel. Herhalde müjdeyi yıl dolmadan alacağız. (HABER MERKEZİ)