Cumartesi Anneleri’ne Galatasaray engeli: 13 gözaltı

DUVAR - Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle gerçekleştirdikleri eylemlerinin 942’nci haftasında, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “ihlal” kararına rağmen polis ablukasının sürdüğü Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmak istedi. Ancak annelerin eyleminden önce polis, gözaltı araçları ve çevik kuvvet polislerinin takviyesiyle meydandaki ablukayı artırarak, açıklamaya izin vermedi. 

Yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen annelerin açıklama yapmasına izin vermeyen polis, aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren’inde bulunduğu 13 kişiyi gözaltına aldı. 

Anneler, bindirildikleri gözaltı aracının camına kayıpların fotoğrafını tutarak zafer işareti yaptı. 

'SÖZÜMÜZÜ SÖYLEMEYE, KAYBEDENLERDEN HESAP SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Gözaltıların ardından İnsan Hakları Derneği'nin İstanbul Şubesi'nde yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

"942 haftadır devam eden Türkiye’nin en uzun soluklu barışçıl buluşmalarını sürdüren bizler; hukuki hiçbir neden olmaksızın 243 haftadır engelleniyor ve gözaltına alınıyoruz.

Engelleme ve gözaltılara yönelik herhangi bir idari işlem olmaksızın yapılan bu uygulama hukuksuzdur, suçtur. Anayasa’nın ve yasaların inkârıdır.

Biz Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi kararını, uluslararası sözleşmeleri dayanak göstererek Galatasaray’da basın açıklaması yapmak istiyoruz. Bizi engelleyenlerin, gözaltına alanların hiçbir hukuki dayanağı olmadığını Anayasa Mahkemesi, Maside Ocak kararında belirtti. Bizi engelleyenler, gözaltına alanlar ve bu talimatı verenler Anayasayı kasten ihlal ediyorlar. Haklılığımız, meşruluğumuz karşısında söyleyecek sözleri yok o yüzden kaba güce başvuruyorlar. Yüzlerce ağır silahlı polisle karşımıza çıkıyorlar.

Bütün bunlar yaşanırken AKP seçim bildirgesinde, toplanma ve gösteri özgürlüğünün kullanımını kolaylaştıracağını, güvenlik güçlerini bu yönde eğiteceklerini söylüyor. “Anayasa bizi bağlamaz” diyenler şimdi bize hak ve özgürlük vadediyor. Bu ikiyüzlü tutuma son verin! Biz hak ve özgürlüklerimizi koruma ve kullanma konusunda kararlıyız. Size rağmen bu kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğiz!

Galatasaray Meydanı bizim, Galatasaray Meydanı hepimizin!

Ne kayıplarımızdan ne de Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz!

Sözümüzü söylemeye, kaybedenlerden hesap sormaya devam edeceğiz!

942. haftamızda gözaltına alınan kayıp yakınları ve hak savunucuları Hanım Tosun, İrfan Bilgin, Faruk Eren, Hasan Karakoç, Besna Tosun, Mikail Kırbayır, Hanife Yıldız, Ali Ocak, Feyyaz Yaman, Gülseren Yoleri, Zekine Türkeri, Arzu Aksakal, Kenan Yıldızerler derhal serbest bırakılsın!"

 

İZİN VERİLMEYEN AÇIKLAMA 

Cumartesi Anneleri’nin okunmasına izin verilmeyen bu haftaki açıklaması şöyle: “Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha geri dönemeyenlerin aileleri, insan hakları savunucuları olarak buradayız. Biz, yıllarca Galatasaray Meydanı’nda ‘Kayıplarımızı istiyoruz, adalet istiyoruz’ diye haykıranlarız. Galatasaray’ı mezarsız, mekânız bırakılan sevdiklerimizle buluşma yeri yapanlarız. Anayasal haklarımızı kullanarak, ‘Hakikat ve adalet istiyoruz’ diye ısrar ettiğimiz için yargılananlarız. Hukuksuz gözaltılarla yıldırılmak istenenleriz.

942. haftamızda yine gözaltında kaybedilen yakınlarımız için buradayız. Anayasa Mahkemesi’nin de teslim ettiği, saygı gösterilmesini istediği Galatasaray’da toplanma ve basın açıklaması yapma hakkımıza sahip çıkıyoruz. Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi, Maside Ocak kararı ile Beyoğlu Kaymakamlığı’nın buluşmalarımızın engellenmesine dayanak gösterdiği gerekçeleri haklı ve ikna edici bulmadı. Galatasaray’daki varlığımızın demokrasinin gereği olduğuna vurgu yaptı. Cumartesi Anneleri/ İnsanları’nın toplantısını engellememesi konusunda Beyoğlu Kaymakamlığı’na açık bir ödev yükledi.  

Kaymakamlık bu ödevi yerine getirerek Galatasaray Meydanı’ndaki ablukayı kaldırmak zorundadır. AYM kararlarını geciktirmeden uygulamak, kaymakamlığın Anayasal yükümlülüğüdür. 942. haftamızda bir kez daha ilan ediyoruz: ‘Kayıplarımız nerede’ diye haykırmaktan asla ama asla vazgeçmeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)