YAZARLAR

Cüce, Hobbit oluyor da neden Elf olmasın!

"Siyah Elf olmaz" demek ırkçılık mı, bunun için konunun uzmanlarına bakmak gerek. Ama dizi özelinde ikiyüzlülük ve ayrımcılık olduğu su götürmez!

Amazon Prime’da geçen hafta ilk iki bölümü yayınlanan "Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri" dizisine dair muhtelif tartışmalar dönüyor. Dizinin ilk görüntülerinin ortalığa düşmesiyle birlikte fitili yakılan "Siyah Elf olur mu?" tartışması, daha da büyümüş görünüyor.

J.R.R. Tolkien’in romanından Peter Jackson tarafından 2000’lerin başında sinemaya aktarılan üç filmlik "Yüzüklerin Efendisi"nin 'iyileri' arasında koyu tenli hiç kimse yoktu zaten. Tolkien’in Kuzey’in kadim hikâyelerinden esinlendiğini ve romanı kaleme aldığı dönemi düşünürsek bunda şaşılacak bir durum yok. Peter Jackson’ın da hikâyenin özüne sadık kalması anlaşılabilir. Ama bugünkü tartışmada garip bir yan da var. "Yüzüklerin Efendisi" evreninin fanları, daha çok bir Elf’in siyah olmasına takılmış görünüyorlar. Oysa "Güç Yüzükleri"nde ilk iki bölüm itibarıyla başka siyah karakterler de var.

Hobbit köyünün ileri gelenlerinden Sadoc Burrows ve Marigold Brandyfoot, cüceler diyarının prensesi Disa da siyah örneğin. Elfler, Peter Jackson’un kurduğu dünyada öylesine 'kusursuz' ve mükemmele yakın tarif resmedilmişlerdi ki, bu parlaklığı bozacak bir ton farkına tahammül yok belli ki. "Yüzüklerin Efendisi" filmlerinde Cate Blanchett tarafından canlandırılan Galadriel karakterinin 'ulaşılmazlığı ve ruhaniliği' düşünüldüğünde, buna bir de Arwen ve Legolas’ı eklediğimizde bu beyazlığa halel getirmeme çabası anlaşılabiliyor. Halbuki dizi hem filmin hem de romanın ana aksını dağıtan bir işe kalkışıyor. Fanlar rahatsız olacaksa bundan olmalı.

 Cüceler diyarının prensesi Disa (Sophia Nomvete)

"Yüzüklerin Efendisi", içinde homo-erotik anların da hayli bol olduğu bir erkek dostluğu hikâyesiydi özetle. Bütün romanın kuruluşunda ve sürecinde kadınların varlığının ciddi bir ağırlığından bahsetmek çok zor. Galadriel ve Arwen dışında birkaç kadın karakter daha yer alıyordu. Bu iki karakterin de, kimi kilit anlarda yer almalarına rağmen anlatıda ciddi bir ağırlık taşıdıklarını söylemek de zor. "Güç Yüzükleri"nin yaratıcıları John D. Payne ve Patrick McKay siyah Elf’ten çok daha büyük bir risk alıyorlar aslında. Hikâyenin merkezine bir kadını oturtarak. Galadriel’in abisinin ölümünün ardından intikam için Sauron’un peşinden gitmesi fikri, film ve romanın hayranları için çok daha büyük bir risk olarak görülmeli oysaki. Zira bir erkek anlatısını, 'şimdilik' tek bir kadının anlatısına çevirmek büyük karar. Çünkü bu tür içeriklerin fanları fazlasıyla tutucu olabiliyor. Örneğin Star Wars evreninin bazı anlatılarında kadın karakterlerin varlığı tartışma konusu olmuştu. "Rogue One"da bir kadının başrole çıkmasını, "Obi-Wan Kenobi" dizisinde Luke yerine Leia’nın öne çıkartılmasının "Star Wars evreninin ruhu"na aykırı bulan hayli fan olmuştu.

Galadriel (Morfydd Clark)

"Güç Yüzükleri"ne dönecek olursak, Galadriel’in Peter Jackson’un temsilindeki ruhani varlığının dışında bir temsil ile dizide yer aldığını da belirtelim. Dizinin yaratıcıları, filmin gerçeküstü evrenini mümkün olduğu kadar gerçek zemine çekmeye, masalsılığı azaltmaya çalışmışlar. Elfleri de "periler diyarının masalsı kahramanları" gibi resmetmek yerine daha da insansılaştırmışlar. Bu Peter Jackson’ın filmlerini sevenler için zor bir test. Henüz karar vermek için erken ama dizinin yaratıcılarının Jackson’un evreninden başka bir evren inşa etmeye çalıştıkları, hikâyeyi de daha gerçekçi bir yere doğru çekmek istedikleri sezilebiliyor. Birkaç bölüm sonra çok daha net bir şeyler söylemek mümkün olacaktır. Yalnızca ten rengi meselesinde değil, anlatı ve hikâyenin merkezine kimin oturacağı konusunda da radikal tercihler söz konusu ve bunlar saygıyı hak ediyor. Tabii bu tercihlerin yapılmış olması diziyi kendi başına iyi yapmıyor. Diziye dair genel bir yorum için bütünü izleyip görmek gerekiyor kuşkusuz. Bence diziye yönelik eleştirilerin çoğunluğu anlatı ve estetikteki bu radikal değişimden kaynaklanıyor ama "Siyah Elf olur mu?" tartışması bunun açık edildiği alan olarak karşımıza çıkıyor. Yoksa yukarıda da değindiğim gibi Hobbit ve Cüce’nin olduğuna inanıyorsun da, Elf olduğuna neden inanmıyorsun?

Arondir (Ismael Cruz Cordova)

Öte yandan yeri gelmişken söylemekte yarar var. Temsil meselesi döneme göre tabii ki farklılık gösterir. Tolkien de önünde sonunda bir dünya tasviri yapıyordu. Onun bildiği dünyada siyah bireylerin olmaması, kadınların arka planda kalması bir noktaya kadar anlaşılabilir. Ama bugünün dünyasında bir evren inşa ederken neyi içeriye aldığınız ve kimleri dışarıda bıraktığınız belirleyici olur. Aksi takdirde "Friends" dizisi yaratıcılarından Marta Kauffman gibi temsil konusunda yeterince özen göstermediğiniz için özür dilemek zorunda kalırsınız. Çünkü 90’lar Tolkien’in döneminden çok farklıydı.

"Siyah Elf olmaz" demenin ırkçılık olup olmadığı bu yazının konusu değil, benim alanım da değil. Ama yazı boyunca anlatmaya çalıştığım gibi Hobbit ve Cüce gibi "ortalama insan estetiği klişelerine" göre pek de 'güzel' bulunmayan türlerde siyah bireyler olmasını dert etmeyip sadece Elf karakter gündeme geliyorsa bir sorun var demektir. Bu Rusya’nın işgal girişiminin ardından Ukraynalıların Avrupa’ya doğru akın etmesinin ardından Batı medyasının sarışın ve mavi gözlü oldukları için onları diğer göçmenlerden ayrı tutmasına benziyor biraz.

"Siyah Elf olmaz" demek ırkçılık mı, bunun için konunun uzmanlarına bakmak gerek. Ama dizi özelinde ikiyüzlülük ve ayrımcılık olduğu su götürmez!