YAZARLAR

Çocuk dedektifler iş başına

Teyit, hedef kitlesi doğrudan çocuklar olmasa da yararlanıcılarının çocuklar olduğu projeler yürütüyor. Böylece, çocuğun karşısına çıkan tık tuzağı bilgilere ve bunun uzantısı olarak pornografik içeriklere karşı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini, her bilgiyi güvenilir kaynaktan teyit etme alışkanlığı kazanmasını, metinlerin satır aralarını okuma yetisini erken yaştan edinmesini ve haber ile şaka arasındaki ayrımı yapabilmesini sağlıyor.

Bir bilginin doğru olup olmadığını düşünürken çalışan şeye “şüphe kası” deniyor. Bir nevi yanlış / şüpheli bilgiye karşı bağışıklık sistemi misali bizi koruyor.

Hakikat sonrası çağda ciddi bir bilgi düzensizliği var. Bilgi, bir kaos ortamında her yandan bizi kuşatıyor. Doğrusuyla yanlışıyla...

Bu karmaşa ortamında üç seçenek var; ya şüphe kasını geliştirip nitelikli kaynaklar üzerinden kendimize doğru bilgi kanalları açacağız, ya her şeyden paranoyaklık düzeyinde şüphe duyarak bilgi edinme alışkanlıklarımızı körelteceğiz, ya da önümüze çıkan her bilgiye körü körüne inanacağız...

Teyit, uzun zamandır medya okuryazarlığı ve eleştirel dijital okuryazarlık alanlarında hedef kitlesi doğrudan çocuklar olmasa da yararlanıcılarının çocuklar olduğu projeler yürütüyor.

Bunların ilki ise, 2021 yılı Mayıs ayından beri devam eden, veli ve çocuklarda eleştirel düşünme alışkanlığını geliştirmeyi hedefleyen aylık e-posta bülteni “Dijital Veli”.

Dijital Veli ile kast edilen; çocuğunuzun size gelip “internette aradığımı bulamıyorum, yardım et lütfen” dediğinde, çocukla doğru iletişim kurarak ona çözüm üretebilmenizdir.

Veya, çocuğunuz sanal dünyada gezinirken onunla düzenli iletişim kurarak, ne gördüğünü, kimlerle konuştuğunu bilmenizdir.

Çocuğunuzla internette karşısına çıkan yanlış bir bilgi hakkında konuşmanız, bir yandan da çocuğunuzun fotoğrafını sosyal medyada uluorta paylaşmamanız, bunun ileride ona dair dijital ayak izi oluşturacağının ayrımında olmanızdır.

Dijital Veli bültenlerinde, dijital medyadaki zararlı içeriklere yönelik pratik önlemler yer alıyor. Yani çocuğunuza Squid Game’i izletmemeniz, zaman zaman ölüme kadar bile sürükleyen çevrimiçi oyunları engellemeniz, benzer riskli içerikler karşısında da “kriz yönetimi becerileri” edinmeniz, ancak bir yandan da çocukları doğru oyunlara yönlendirerek örneğin yabancı dil yetilerini artıran nitelikli içerik fırsatlarını değerlendirmeniz gerekiyor.

Yani ebeveynlerin “dijital denge” sağlaması için düzenli bir destek söz konusu. Böylelikle ileride o çocuklar “dünyayı yöneten 5 aile var” teorisinin ardından gözü kapalı gitmiyor; aşıların içine insanları takip etmek için elektronik çip yetiştirildiğine inanmıyor.

Dr.Esra Ercan Bilgiç 

Hatırlarsanız, bundan üç yıl kadar önce Bilgi Üniversitesi’nden Esra Ercan Bilgiç, veli ve çocuklar arasında bir “ekran süresi anlaşması” imzalanmasını önermişti.

Bu anlaşma, annem-babam beni sevdiği ve benim iyi olmamı istediği için imzalanmıştır. Yaşım büyüdükçe bu kurallar gözden geçirilebilir” ibarelerinin yer aldığı anlaşmada, arkadaşlarla çevrimiçi görüşmelerin belirli bir süreyle sınırlandırılmasından, ödevler bittikten sonra günde en fazla belirli saat TV izleme hakkına dek birçok dijital içerik kullanımı “karşılıklı uzlaşı”ya bağlanmıştı. En sonuna da “taraflar” onları bağlayan imzalarını atıyorlardı.

İkinci olarak ise, Öğretmen Ağı ile işbirliği içerisinde Öğretmenler için Eleştirel Dijital Okuryazarlık projesi yürüten Teyit, bu proje sonucunda Eğitimde Dijital Okuryazarlık: Öğretmenden Öğretmene El Kitabı hazırladı ve öğrencilere yönelik yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler getirdi.

Yani eğitimin tüm öznelerinin, bilgi ekosisteminde üzerlerine düşeni yapmaları, yanlış bilgiye karşı donanımlı hale gelmeleri gerekiyor. “Bilginin okur-yazarı olmak”, bilgiyi sorgulamayı öğrenmek ve bu şekilde de ezberci eğitimden uzaklaşmak giderek önem kazanıyor.

Teyit’in eğitim içerikleri sorumlusu Esra Özgür, teyitçiliği ve eleştirel dijital okuryazarlığı eğitim müfredatına farklı branşlarda entegre etmenin gerektiğini söylüyor.  

Her branşta teyitçiliği pratik etmek mümkün. Kimi zaman fen bilgisi dersinde canlılarla ilgili 'ilginç' bilgileri teyit ederek kimi zaman da Türkçe dersinde bir şaire atfedilen sözleri araştırmak için teyitçilik kullanılabilir,” diyor Özgür kendisiyle bu konu özelinde yaptığım söyleşide.

Öğretmenlere verilen bu eğitim kapsamında bir eğitmenin şu ifadesi oldukça çarpıcı: "Teyit ettiklerimden pişman değilim. Aklım hala teyit edemediklerimde."

Teyit eğitim içerikleri sorumlusu Esra Özgür 

Bir eğitmene de bir öğrencisi “anneme WhatsApp’ta paylaşılan her şeyin doğru olmayabileceğini söylüyorum ve başkalarına göndermeden önce doğruluğunu teyit etmesini anımsatıyorum” diye aktarmış. Yani yanlış bilgi dedektifi olan çocuklar, ailelerine de bu becerilerini aktarıyorlar.

Öğretmenler de öğrencilerine okul müfredatı kapsamında doğru ile yanlış bilgiyi ayırt etme yetisi kazandırılması için bir eğitimden geçiyor. Bir diğer deyişle, bilginin daha sağlıklı tüketiminde “besin zincirinin” ilk halkası olarak öğretmenlerde şüphe kası güçlendirilmeli ki, bu gücü öğrencilerine aktarabilsinler.

Bu da birçok açıdan modüler ve ezberci eğitimden uzaklaşarak, bilgiler arasındaki bağlantıları bir bütün içinde kurmayı gerektiriyor.

“Dijital dedektiflik” özellikle ilkokul 3-4.sınıflardan itibaren lise sona dek uygulanabiliyor. İlk önce gönüllü öğrencilerden bir grup oluşturuluyor; yanlış bilgi türleri hakkında kavramsal çerçeve sunularak eşleştirme oyunları oynanıyor. Ardından, yanlış bilgi içeren örnek içerikler üzerinden uzun uzadıya tartışmalar sağlanıyor.

Bu süreçte, örneğin, Amerika’da bir orangutanın yeni koronavirüs tehlikesi yüzünden ellerini yıkamaya başladığı veya karpuzun içinden yumurta çıktığı iddiası üzerine çalışılıyor. Türkiye’de ana haber bültenlerinde bile paylaşılan orangutan videosunun pandemi öncesine ait olduğu ve su havuzunda oyuncaklarını ve ellerini yıkamasından ibaret olduğu sonucuna ulaşıldı. Karpuzun içinden yumurta çıktığı videosunda da karpuzun arka kısmının delinerek yumurtanın yerleştirildiği anlaşıldı.

Karpuzun içinden çıkan yumurta, limon... 

Bilginin kaynağına bakılmasına, doğruluğunu teyit etmek üzere kritik sorular sorulmasına, güvenilir kaynakların taranmasına ve merak edilen şüpheli bilgilerin sınıfta düzenli aralıklarla tartışılmasına önem veriliyor.

Benzer şekilde, bir öğrenci, arkadaşından duyduğu “uzaktan eğitimin kalıcı olacağı” veya “koronavirüse karşı yapılan aşıların içerisinde çip olduğu” şeklindeki bilgiyi öğretmenine sorduğunda bunun bilimsel ve bütünsel bir şekilde teyidi gerekiyor ki bu dezenformasyon sarmal şeklinde hızla ilerlemesin.

Meraklı ve eleştirel düşünce yetilerine sahip çocukların şüphe kasının da sürekli çalıştırılması gerekiyor ki paslanmasın. Yığınlar halinde bir bilgi karmaşası ortamında bir görselle, bir metinle veya bir sesle karşılaştıklarında ellerine dedektif misali “sanal büyüteçlerini” alarak ipuçlarını bulmaya istekli olsunlar.

Çünkü hayatta en büyük kurtarıcıları, erken yaşta eleştirel düşünebilmeyi alışkanlık haline getirebilmek, bu şekilde de bilgi karşısında “makul bir şüphe” eşliğinde nitelikli kaynaklar üzerinden ilerleyerek bilişsel olarak özgür olabilmek...

Çocuk için veli ile okul arasında bilginin teyit zincirinde aksaklık olmaması da önemli. Zira, aileden edindiği bilgiyi okulda öğretmeninden, öğretmeninden edindiği bilgiyi de evde ailesinden teyit etme eğiliminde olan çocuğun bilgi açlığını bilinçli bir şekilde doyurmak gerekiyor.

Bu süreçte aynı zamanda öğretmenin de kişisel olarak güçlenmesi ve teyitçiliği öğretim pratiklerine “sindirmesi” gerekiyor. Bu da öğretmenin de eleştirel düşünme becerilerinin artması ve kuşkuculuğu doğru bilgiye erişim pratikliğiyle harmanlaması anlamına geliyor.

Proje katılımcılarından İzmir’de Sosyal Bilgiler öğretmeni Merve Bursa’nın şu ifadesi bunu özetliyor: “Farkındalığımı artırdığım ve kavramlarla tanıştığım bir yolculuk... Çoğu zaman yanlışı doğrusundan ayırt etmek için elimdekilerle yetinir ve fazladan bir çaba içerisine girmezdim. Şimdi ise karşılaştığım bilgileri anlamlandırmaya yönelik bir karşılık buldum. ‘Eleştiri’ kelimesinden korkutularak büyütülen bir birey olarak, eleştirel düşünmenin kıymetini anladım. Şimdi herkesin bunun kıymetini bilmesi çabasındayım.

Öğretmenler bilişsel olarak güçlendiklerinde, eğitim ortamlarında da soru sorma, eleştirel düşünme konusunda öğrencilerini daha aktif şekilde yönlendiriyorlar; hep birlikte sorgulamaya başlıyorlar.

Yanlış Bilgi Dedektifi Olmak İstiyorum afişi 

Teyit’in “Yanlış Bilgi Dedektifi Olmak İstiyorum” afişi bu açıdan öğretmenleri de aileleri de yönlendiriyor. Kolayca gözden kaçan yanlış bilgilerin peşinden giden bir dedektifin izini süren bu afişte, yanlış bilginin nasıl tanındığıyla başlıyor yolculuk... “Şüphe kasını geliştir” komutunun ardından “şüphe kası nedir ve neye benzer?” sorusu geliyor.

“Bu kas pratik yaptıkça güçlenir ve yanlış bilgiye karşı seni korur” anımsatmasını, "merak et, araştır ve sakin kal" şeklinde üç yönlendirme izliyor. Yani yanlış bilgi dedektifi olmak isteyen çocuğun daha çok soru sorması ve bilginin kimin tarafından yazıldığını merak etmesi önemli. Ayrıca, çocuk, internette değişik ve güvenilir kaynaklardan araştırma yapmalı, bilginin tarihinin yeni olup olmadığını kontrol etmeli.

Ayrıca, paylaşmadan önce bilgiden emin olmalı, bilgi karşısında çok korkarsa, sevinirse, heyecanlanırsa veya üzülürse de beklemeli, sakin kalmalı. Tüm bunlar olduğunda ise, “şimdi daha güçlüyüm, internetteki yanlış bilgilerden korkmuyorum” demeli.

Bu farkındalık ise, çocuğun karşısına çıkan tık tuzağı bilgilere ve bunun uzantısı olarak pornografik içeriklere karşı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini, her bilgiyi güvenilir kaynaktan teyit etme alışkanlığı kazanmasını, metinlerin satır aralarını okuma yetisini erken yaştan edinmesini ve haber ile şaka arasındaki ayrımı yapabilmesini sağlıyor.

Unutmayalım ki 19.yüzyılda ıspanağın içerdiği demir miktarına dair ondalık işareti hatalı aktarıldığı için uzunca bir süre ıspanağın normalden katbekat daha yüksek demir içeriğine sahip olduğu düşünüldü. Ama bilginin doğruluğu zaman içerisinde Alman kimyagerler tarafından bilimsel şekilde teyit edildiğinde aslında Temel Reis’in tüm sevimliliğinin yanı sıra bizi gayet güzel “kandırdığı” anlaşıldı.  

Dolayısıyla, güçlü şüphe kası için her gün bir porsiyon ıspanaktansa doğru bilgi almalı. Bilgi güçtür, ama şüphe kasınızı nasıl kullanacağınızı öğrendiyseniz...


Menekşe Tokyay Kimdir?

Uluslararası ilişkiler alanında Galatasaray Üniversitesi'nde lisans, Avrupa Birliği bölgesel politikaları alanında Belçika Katolik Louvain Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan ve Avrupa Birliği siyaseti alanında Marmara Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü'nden doktora derecesi olan Tokyay, 2010 yılından beri ulusal ve uluslararası haber ajansları için röportaj ve analizler yaptı. Uzmanlık alanları arasında AB siyaseti, Orta Doğu, çocuk hakları ve sosyal politikalar yer almaktadır. Kendisi Fransızca ve İngilizceden birçok kitabı Türkçeye kazandırdı. Aynı zamanda aylık klasik müzik dergisi Andante’de köşe yazarı olan Tokyay, bir yandan da sanat alanında önde gelen isimlerle ve müzik alanında üstün yetenekli çocuk ve gençlerle ses getiren söyleşi dizileri gerçekleştirdi.