CHP'li Murat Bakan: İzmir'de ŞÖNİM'e 3 yılda 5 bin 689 kadın başvurdu

CHP Milletvekili Murat Bakan, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) birimlerine sadece İzmir’de son 3 yıl içinde toplamda 5 bin 689 kadının başvurduğunu söyledi. Bakan, "Parlamentonun seçilmiş bir üyesi olarak, bir avukat olarak ve yurttaş Murat olarak; kadınların hayatın her alanında verdikleri mücadeleyi saygıyla selamlıyorum" dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2012 yılında şiddete maruz kalan ya da şiddete maruz kalma riski bulunan herkesin başvurabileceği Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) birimlerini kurdu. Bakanlık tarafından paylaşılan verilere göre; İzmir ŞÖNİM’e 2018 yılında bin 854 kadın, 2019 yılında bin 781 kadın ve 2020 yılında 2 bin 54 kadın başvurdu.

Ayrıca 2020 yılı içerisinde, bin 187 kadın ve beraberindeki 774 çocuk, toplam bin 961 kişi İzmir’de Bakanlığa bağlı üç kadın konukevine sığındı. Bakanlık, Türkiye geneline dair verileri ise açıklamadı. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na İzmir’de ve Türkiye’de kaç kadının ŞÖNİM’e başvurduğunu sordu.

'YÜZBİNLERCE KADININ ŞİDDET GÖRDÜĞÜNÜ TAHMİN ETMEK ZOR DEĞİL'

Konuyla ilgili açıklama yapan CHP'li Bakan, sadece İzmir’de son 3 yıl içinde toplamda 5 bin 689 kadın ŞÖNİM’lere başvurduğuna dikkat çekerek, Türkiye genelini düşünüldüğünde, yüzbinlerce kadının şiddete maruz kaldığını ve devlete sığındığını tahmin etmenin zor olmadığını kaydetti. Şeffaflık olmazsa, ‘kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans ilkesi’nden de ‘etkili’ mücadeleden de bahsedilemeyeceğinin altını çizen Bakan, şunları söyledi: "Birkaç yıl önce kadınların; istediği yerde kahkaha atması, istediği kadar çocuk yapması ya da hiç yapmaması, çocuğunu istediği gibi doğurması ya da hiç doğurmaması, ‘işsizliğin kadınlar iş aradığı için yüksek olması’ gibi gündemler yaratılıyordu. Şimdi bunlar akıllara dahi gelmiyor. Çünkü her gün erkekler tarafından katledilen kadınların haberlerini okuyoruz… Her gün sosyal medyada ‘ölmek istemiyorum’ paylaşımları yapan kadınların, çocukların adalet arayışına tanıklık ediyoruz... Bugün Türkiye’de kadınlar önce hayatta kalmak için mücadele ediyorlar. Bugün, kadınlar ‘emek’ mücadelesini ‘sermayeye’ karşı değil, ‘şiddete’ karşı ve önce hayatta kalmak üzere veriyorlar."

'YÖNETİCİLERİN ZİHNİYETİ EŞİTSİZLİĞİ, AYRIŞMAYI, ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR'

Hem Türkiye’de hem dünyada ‘toplumsal cinsiyet eşitsizliği’ üzerinden yükselen ve fiziki şiddete de dönüşen saldırgan politikalar hakim olduğunu da belirten Bakan, kadınların devlet yönetiminde üst düzey görevlere gelmesinden, bir kooperatifte eken biçen üreten kadının bireysel olarak varoluşuna kadar tüm alanlarda ve aşamalarda bir tahakküm olduğunu ifade etti. Bu tahakkümle şiddetle mücadele mekanizmalarındaki sorunların daha da derinleştiğini söyleyen Bakan, yöneticilerin zihniyetinin hem kamu hizmetlerindeki eşitsizliği hem toplumsal ilişkilerdeki ayrışmayı hem de ev içi şiddeti körüklediğini vurguladı.

Bakan, "Bu en yukarıdan en aşağıya kadar bir zihniyet meselesi. Her gün ekranlarda kin kusan, nefret haykıran, gerginlik saçan siyasetçiler ve bürokratları bu topluma en büyük kötülüğü yapıyorlar. 2011’de, yani AKP iktidarında, İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ve onaylayan ilk ülke olarak; İnsan Hakları Eylem Planları açıklayıp reformcu bir parti olduğunu iddia eden iktidar olarak, İstanbul Sözleşmesi’ne uymak, 6284 sayılı kanunla beraber sözleşmeyi etkin bir şekilde uygulamak ve uygulamaları denetlemek zorundasınız. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya yönelik gündem oluşturmayı, kamuoyu yaratmayı bırakın; bu konuyu tartışmaya bile açamazsınız." diye konuştu.

'KADINLARIN MÜCADELESİNİ SAYGI İLE SELAMLIYORUM'

Son olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde tüm kadınların mücadelesini saygı ile selamladığını vurgulayan Bakan, şunları kaydetti: "Sistemin kinini, adaletsizliğini ve eşitsizliğini delen, dik duran, direnen, dayanışan, ısrarla hem yaşam hem varoluş mücadelesini sürdüren tüm kadınların günü 8 Mart… Parlamentonun seçilmiş bir üyesi olarak, bir avukat olarak ve yurttaş Murat olarak; kadınların hayatın her alanında verdikleri mücadeleyi saygıyla selamlıyorum. Başta İstanbul Sözleşmesi için verdikleri onurlu mücadele olmak üzere her zaman birlikte olduğumuzu, üzerimize düşen her şeyi her zaman yapacağımızı bildiriyorum." (HABER MERKEZİ)