CHP Sözcüsü Öztrak’tan ‘deep fake’ açıklaması

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, seçimlerden önce Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği “Cambridge Analytica” uyarısına dair yeni açıklamalarda bulundu, Erzurum’daki saldırılara tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA – CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen günlerde yaptığı, "Cambridge Analytica" uyarısıyla ilgili CHP Sözcüsü Faik Öztrak yeni açıklamalarda bulundu.

Organizasyonun İletişim Başkanlığı tarafından yapıldığını ifade eden Öztrak, deep fake ile yapılmış sesler ve videolar için üç kişilik bir ekibin oluşturulduğunu belirterek, “Bunun için Dark Web üzerinden hackerlarla anlaştık zannettiler. Ama bu üçlü, hacker zannettikleri kişiler nedeniyle bir ülkenin istihbaratının eline düştüler. Bu arkadaşların her şeyleri kayıt altında. Ve işin kötüsü, bu istihbarat şebekesi de böylece devlete infiltre oldu, sızdı” diye konuştu.

‘EL KADAR ÇOCUKLAR KAN REVAN İÇİNDE KALDI’

Eski Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’in vefatına dair baş sağlığı dileyen Öztrak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitingine yönelik saldırıya da değindi. Mitingin engellenmek istendiğini ifade eden Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yetmedi, hükümetin kendi listelerinde milletvekili adayı yaptığı, al bayrağımıza “Türk bayrağı” demeyen domuz bağıyla insan boğan, Gaffar Okkan’ı şehit eden terör örgütünün sempatizanı partinin yandaşları ve milliyetçi olduğunu iddia eden partinin yandaşlarıyla birlikte ellerinde ay yıldızlı bayrağımızla Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını desteklemek için meydanı dolduran Erzurumlulara saldırdı. Anneler, çocuklar bunların attıkları taşların hedefi oldu. El kadar çocuklar kan revan içinde kaldı. Bu çocukların dökülen kanının hesabını kim verecek. İnsaf, vicdan…”

CHP’li Öztrak’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde sıralandı:

DEMİRDEN KORKSAK TRENE BİNMEZDİK: Tüm bunlar olurken vatandaşın canına malına sahip çıkması gereken Vali, Emniyet Müdürü seyretti. Polisler eli taşlı zorbaları seyretti… Partizan İçişleri Bakanı da görevini yapmayan valiye, emniyet müdürüne bir kere daha sahip çıktı. Saray’ın partisinin sözcüsü de Anayasa’nın 34. maddesi gayet açık olmasına rağmen “Kafanıza estiği gibi bir şey yapmaya kalkarsanız sıkıntı olur” diyerek, taşı atanları değil, taşlananları suçlamaya kalktı. Buradan açıkça söylüyorum. Bunlar bizi korkutmaz. Demirden korksaydık trene binmezdik. Ve biz tam da bunları değiştirmek için geliyoruz. Oy için vatandaşı vatandaşa karşı kışkırtan, ülkeyi karıştırmaktan, küçücük çocukları yaralamaktan, ağlatmaktan çekinmeyen, bu karanlık siyasete son vermek için geliyoruz.

TÜM YANITLARI SANDIKTA VERECEĞİZ: Vatandaşlarımıza çağrımızdır. Tüm bu rezilliklere karşı, Millet İttifakı’na gönül verenler itidal içinde dimdik durmalıdır. 14 Mayısta yapılacak seçime odaklanmalıdır. Seçimi kaybettiklerini anlayınca, o gözü dönmüş birkaç militanı milletin üstüne salanların, değirmenine biz su taşımayacağız. Bu ülkenin güzel insanları, bu azgın kötülüğü sandıkta bitirecek. Bu gözü dönmüşler seçimi kaybedecek. Biz tüm dikkatimizi 14 Mayıs’ta sandığa yönelteceğiz. Tüm yanıtlarımızı sandıkta vereceğiz.

BEYİN ÖLÜMÜ GERÇEKLEŞTİ: “Metal yorgunuyum” diyen, aslında beyin ölümü gerçekleşmiş, millete verdiği sözleri tutmayan, Şahsım Hükümeti telaş içinde şimdi bütün tuşlara basıyor. Kah, dün “Seçim kaybedeceğimi bilsem de yapmam” dediği her şeyi yapıyor. Bütçenin, Merkez Bankası’nın döviz kasasının dibini sıyırıyor… Kah, kendisinden olmayan herkesi terörist ilan ediyor, kah, partizan İçişleri Bakanının koruması altında, militanlarını meydana salıyor. Bunların hepsi, Sarayın artık bu iş bittiği dediğinin ikrarıdır. Artık görevdeki son günlerini yaşayan Saray, bundan 21 yıl önce göreve geldiğinde, ülkeyi 2001 krizinden çıkaran ve tüm dünyada güven uyandıran bir programı kucağında bulmuştu. Ama daha sonra üretim cephesini güçlendirecek, sanayinin, küresel arenada yarışma gücünü artıracak reformları yapmak yerine işin kolayına kaçıverdi. Sıcak para ve ithalat üzerinde sörf yapmaya kalktı.

ELLERİNDE KALAN TEK SERMAYE SİYASİ ARSIZLIKLARI: “Bunların ellerinde kalan tek sermaye, siyasi arsızlıkları” derken bunu boşu boşuna demiyoruz. Rahmetli Osman Bölükbaşı, “Siyasetçilerin geçmişi, sözlerine kefil olmalı. Sözleri, ileride kendilerinden davacı olmamalı” derdi. Erdoğan’ın söylediği her söz, artık kendisinden davacı oluyor. Erdoğan işbaşına geldiğinden bugüne kadar, milletten vergi topladı. İçeriden ve dışarıdan borç aldı. Milletin atadan deden kalan malını mülkünü sattı. 21 yılda tam 2 trilyon 776 milyar dolar parayı kullandı. Bu kendinden önceki tüm Cumhuriyet hükümetlerinin, 79 yılda harcadığı paranın 4 katı. Bu kadar para harcadı. Ama millete verdiği hiçbir sözü tutmadı. 2011’de seçimlere giderken, “2023’te milli gelir 2 trilyon dolar, kişi başına gelir 25 bin dolar olacak” diye bu millete söz verdi. Sonra bunu Kalkınma Planlarına da yazdı. 2023’e geldik. Takke düştü kel göründü. Milli gelir de, kişi başına gelir de söz verdiğinin yarısına bile ulaşmadı. Ama Erdoğan, hala meydanlarda “Millete verdiğimiz her sözü tuttuk” diyor. Hz. Ömer, “Utancı gidenin kalbi de ölür” demiş. Bunların utancı gitti, kalbi de, akıları da, vicdanları da öldü. Milleti hayat pahalılığının altında bile isteye ezdiler.

KURDUKLARI TUZAKLARIN FARKINDAYIZ: Biz liyakatli kadrolarımızla, şampiyonlar ligine yakışır yıldızlarımızla, artık önümüzdeki dönemin meselelerine kafa yoruyoruz. Ülkemizi Sarayın sebep olduğu buhrandan çıkarmak için, 2 bin 304 maddelik “Ortak Politikalar Mutabakat Metnimizi” bu yılın Ocak ayı sonunda milletimizin takdirine sunmuştuk. Hafta sonunda da altı partinin ekonomi kurmayları yine bir araya geldik yapacaklarımızın önceliklerini ve takvimini belirledik. Ekonomideki sıkıntıların ve mevcut hükümetin kurduğu tuzakların büyüklüğünü biliyoruz, görüyoruz, farkındayız. Ama her şeyin farkında olarak diyoruz ki: Plan ve programımızla, ekonomi başta olmak üzere devlet yönetiminin her alanında yıldızlar karması kadromuzla yıkılanı düzeltmeye, milletten alınan her şeyi milletimize geri vermeye kararlıyız, hazırız.

TALİH HAZIRLIKLI ZİHİNLERE GÜLER, BİZ HAZIRIZ: “Talih, ancak hazırlıklı zihinlere güler…” Dünyada büyük bir dönüşümün yaşandığı katı olanın bile buharlaştığı, küresel düzenin altüst olduğu, eskinin öldüğü ama yeninin henüz doğmadığı bir ara dönemdeyiz. Yeni dönemde ancak bu dönüşüme hazırlıklı olanlar zenginleşecek. Tekrar söylüyorum. Biz hazırız. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında Türkiye, kısır tartışmalardan kurtulacak. Önündeki aydınlık ufka odaklanacak. Temiz enerji, temiz üretim, temiz fonlar, temiz toplum, tertemiz bir geleceği el ele ve omuz omuza vererek inşa edecek. Küresel tedarik zincirlerinin yeniden dizildiği bu dönemde Afro-Avrasya’nın en önemli arz ve tedarik merkezi olmak için biz hazırız, projelerimiz hazır. Herkes, “Türkiye Mucizesi” başlıklarına hazır olsun. Biz bu ülkenin yeniden bir yıldız gibi parlamasını sağlayacağız.