Ceren Damar’ın babasına onlarca soruşturma: Mücadeleme devam edeceğim

Öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'in üniversitedeki odasında katlettiği akademisyen Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar hakkında yapılan şikayetler sonrası çok sayıda soruşturma başlatıldı. Hikmet ailesi ve avukatının yaptığı suç duyuruları nedeniyle birçok kez 'şüpheli' sıfatıyla ifade vermek durumunda kalan Mustafa Damar, “Kızım da zaten kısacık hayatında haksızlıklarla mücadele etti ve bu uğurda hayatını feda etti. Ben de kızımın kaldığı yerden buna devam edeceğim” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrencisi Hasan İsmail Hikmet'in vahşice katlettiği akademisyen Ceren Damar Şenel’in ölümünün üzerinden iki yılı aşkın süre geçti. Kızını kaybeden baba Mustafa Damar ise bu süreçte onlarca kez 'şüpheli' sıfatıyla ifade verdi. 

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hasan İsmail Hikmet, katilin ailesi ve avukatı Vahit Bıçak'ın kendisi hakkında yaptığı suç duyurularının sayısını bilmediğini, 'şüpheli' sıfatıyla ifade vermeye devam ettiğini belirten Ceren Damar’ın babası Mustafa Damar, “Bugüne kadar bu tiplerle mücadele ettim, yaşamımın sonuna kadar da mücadele edeceğim. Kızım da zaten kısacık hayatında haksızlıklarla mücadele etti ve bu uğurda hayatını feda etti. Ben de kızımın kaldığı yerden buna devam edeceğim” dedi.

MUSTAFA DAMAR

MUSTAFA DAMAR: İŞ ÇIĞRINDAN ÇIKTI

Ceren Damar’ı katleden Hasan İsmail Hikmet’in avukatı Vahit Bıçak, geçtiğimiz yıl görülen duruşma sırasında baba Mustafa Damar’ın kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia ederek suç duyurusunda bulunmuştu. Baba Damar hakkındaki suç duyurusunun ardından soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘kovuşturmaya yer olmadığı kararı’ verdi.

Hikmet’in ailesi bu kez, “Kişiler arasındaki haberleşme içeriğini ifşa etmek” suçlamasıyla baba Damar hakkında suç duyurusunda bulundu. Mustafa Damar’ın ifadesini alan ve soruşturma yürüten Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. 

Bu iki suç duyurusu dışında Hikmet ailesinin ve avukatlarının onlarca şikâyeti sonrasında ifade verdiğini, hâlâ devam eden soruşturmalar olduğunu belirten baba Mustafa Damar, “Hakkımda açılan onlarca soruşturma var. Şu anda devam edenler de var, sayı çok. Katilin, babasının, avukatın suç duyuruları sonrası devam eden onlarca soruşturma var. Ben artık sayamıyorum. İş çığırından çıktı” dedi.

‘PSİKOLOJİK BASKI İÇİN ŞİKÂYETTE BULUNUYORLAR’

Her şikâyetin ardından ifade verdiğini, şikâyet edenlerin de söz konusu suç duyurularının içeriğinde suç unsuru olmadığını bildiğini belirten Mustafa Damar şöyle devam etti: “Ama uğraştırmak için, psikolojik baskı uygulamak için şikâyette bulunuyorlar. Çünkü bizim yargı sistemimizde şikâyet için mantıklı mantıksız, delilli delilsiz gibi bir şart yok. Siz de elinize kalemi kağıdı alabilir, hemen benimle ilgili istediğiniz bir şikayeti yapabilirsiniz. Süreç yargıda böyle işliyor. İki satır bir şey yazıldığı zaman savcılık da ‘bu ne mantıksızlık, böyle iş olur mu’ deyip dosyayı kapatmıyor. Şüpheli olarak ifadeni alıyor.  En nihayetinde saçmalıklardan ibaret bir şikâyet olduğuna karar verip takipsizlik veriyorlar” dedi. 

Son olarak Hikmet ailesinin şikâyeti sonrasında, “Kişiler arasındaki haberleşme içeriğini ifşa etmek” suçlamasıyla şüpheli olarak ifade verdiğini ve soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını belirten Damar, “Örneğin avukat Vahit Bıçak. ‘Beni ölümle tehdit etti’ dedi ve hakkımda suç duyurusunda bulundu. Elinde ne belge var? Hiçbir şey yok. Ben bu ülkede 80 milyona da böyle bir suçlama getirebilirim. Belge bilgi sorgulamadan her defasında şüpheli sıfatıyla ifadem alınıyor. Anlat derdini nasıl anlatıyorsan” diye konuştu. 

‘ASIL UĞRAŞILMASI GEREKEN ŞEYLERLE UĞRAŞILMIYOR’

Her defasında ifade vermesini “saçmalık” olarak niteleyen Mustafa Damar, şüpheli sıfatıyla ifade vermesine karşın kendini suçlu gibi asla hissetmediğini belirterek şunları söyledi: “Her defasında ifade vermeye gitmek o devasa yargı, emniyet, devlet yapısı içerisindeki bakış açınızı etkiliyor. Nelerle uğraşıyorlar, neleri dikkate alıyorlar. Ama asıl uğraşılması gereken şeylerle uğraşılmıyor gibi bir değerlendirme yapmanıza sebep oluyor ki bu da üzücü. İnsanların yargıda mağduriyetlerini görüyorsunuz. Neyin ne kadar önemsendiğini, adaletin ne kadar tecelli ettiğini hepimiz görüyoruz. Ama bir de bu saçmalıklarla özenle uğraşıldığı, ne kadar ciddiyetle uğraşıldığını görüyorsunuz ve şaşırıyorsunuz. ‘Acaba yasalara saygılı, dürüst bir vatandaş olmasam mı’ gibi bir noktaya geliyorsunuz. Bu, kötü bir hissiyat.

‘KENDİMİ SUÇLU GİBİ HİSSETMİYORUM’

Kendimi hiç suçlu gibi hissetmiyorum. Bu ülkenin yasalara saygılı, bilinçli bir vatandaşı olarak bunlarla ve bu tiplerle mücadele etmek benim asli görevim. Ben yapmayacaksam 80 milyonun içerisinde bu işi yapacak insan sayısı çok değil. Bunlarla mücadele etmek benim asli görevim. Suçluluk hissi ve çekingenlik kesinlikle yaratmıyor. Aksine bu tiplerle mücadele etmek beni güçlü kılıyor, bu gücü de yaşamım boyunca vermiş olduğum mücadelelerimden alıyorum.  Bu mücadelemin bir başka amacı topluma örnek olmak, pes etmemek ve mücadele edilebileceğini göstermek. Bir başka faydası da benim gibi mücadeleci insanlar çoğaldıkça kötülerin ve kötülüklerin azalacağını göstermek. Bunların kötülükleri bugüne has değil, geçmişte de kötülükleri olduğu muhakkak. Ancak zamanında bunlarla mücadele edilseydi bugün bunlar karşımızda olmazdı.” 

‘KIZIM DA AYNI AMAÇ UĞRUNA MÜCADELE VERDİ’

Hikmet ailesi ve avukatları Vahit Bıçak hakkında yaptıkları suç duyurularına ilişkin soruşturmaların devam ettiğini belirten Mustafa Damar, şunları söyledi: “Vahit Bıçak hakkında ayrıca baroya da suç duyurusunda bulundum.  Baro ve savcılıktaki süreç hâlâ devam ediyor. Bakın suç işlendiği tarihten itibaren bir yılı aşkın süre geçmiş olmasına rağmen henüz süreç devam ediyor. Hakkımda yapılan şikayetlerle ilgili onlarca ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı çıktı ama bizim şikayetlerimizle ilgili süreç ise devam ediyor.  

Kızımın katilinin cezalandırılmasının ardından da hukuki anlamda mücadele ettik. Bu hukuk mücadelesini 'görev ve sorumluluk' olarak görüyorum. Mücadele edilmediği, bunlar meydanı boş buldukları için çok rahat ve pervasızca hareket ediyorlar. Benim aldığım eğitim ve ülkemin bana verdiği emeğe karşılık mücadele etmeye devam edeceğim. Bugüne kadar bu tiplerler mücadele ettim, yaşamımın sonuna kadar da mücadele edeceğim. Kızım da zaten kısacık hayatında haksızlıklarla mücadele etti ve bu uğurda hayatını feda etti. Ben de kızımın kaldığı yerden buna devam edeceğim.”