Gültekin Uysal: Yol göründü, sizi 3Y ile uğurluyoruz

Demokrat Parti kongresinde konuşan genel başkan Gültekin Uysal, iktidara seslendi: Yasaklara, yoksulluğa ve yolsuzluğa hayır diyoruz ve sizi 3 hayırla uğurluyoruz...

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Demokrat Parti’nin (DP) 14. Olağan Büyük Kongresi başladı. Ankara Atatürk Kapalı Spor salonunda gerçekleştirilen kongrede, 801 delege oy kullandı, 798 geçerli oyun tamamı ile Genel Başkan Gültekin Uysal yeniden genel başkan seçildi

“Özgür birey güçlü toplum/Başka bir Türkiye" sloganıyla gerçekleştirilen kongre için delegeler ve partililer, sabahın erken saatlerinden itibaren kongre salonunu doldurdu.

Büyük kongre salonunda Demokrat Parti’nin 1950 seçimindeki ünlü sloganı ‘Yeter söz milletin’ ifadesinin bulunduğu pankart asılırken, pankartta Celal Bayar’la başlayan DP, AP ve DYP Genel Başkanlarının fotoğrafları yer aldı.

KONGREYE KATILAN PARTİLER

Demokrat Parti 14. Olağan Büyük Kongresi’ne partiler de yoğun katılım sağladı. CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İYİ Parti̇ Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı Şenol Sunat, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Selçuk Özdağ, Feramuz Üstün, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cafer Güneş, BBP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Alay, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Korkmazcan, DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Erçelebi ve Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Salih Uzun kongreye katılan isimler arasında yer aldı.

DP KONGRESİNDE ‘MELİH GÖKÇEK’ GÖNDERMESİ

Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, salona girdiği sırada partililer, “Vur vur inlesin, Melih Gökçek dinlesin”, “Cemal Başkan” sloganları attı.

ENGİNYURT: BU SALONU DOLDURARAK ‘KİMSEYE MUHTAÇ DEĞİLSİNİZ’ DEDİNİZ

Kongrede divan başkanlığına seçilen DP’li Cemal Enginyurt, kürsüye şapka ile çıktı. ‘Bir gün tarih elbet demokratları alkışlar” sözleriyle konuşmasına başlayan Enginyurt, “Bugün bu salonda, bitti denilen bir hareket, 76 yıllık bir hareket var. Bugün bu salonu doldurarak, ‘kimseye muhtaç değilsiniz’ dediniz. Saraylarda yaşayan Yezit olmaktansa, Kerbela’da Hz. Hüseyin olmayı tercih ettiniz” dedi.

Cemal Enginyurt kürsüye, Demirel ile özdeşleşen fötr şapkayla çıktı.

‘HEY SARAYDAKİ BEYFENDİ; DEMOKRATLAR İLK SEÇİMDE SANA HESAP SORACAK’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert sözlerle eleştiren Enginyurt, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Birileri bu ülkeye ‘şahsımın ülkesi’ diyor. Satın alabildiğini satın aldı, satın alamadığını hapise attı, susturdu. Hey saraydaki beyfendi; demokratlar geliyor. Sana ilk seçimde hesap soracaklar. Neymiş, 'Recep Tayyip olmazsa ülke batarmış'. Mavi gözlü dev adam Mustafa Kemal öldü de Türkiye Cumhuriyeti’ne bir şey olmadı. Sandıkla geldiniz, sandıkla gideceksiniz. İşiniz gücünüz algı yaratmak. İşinize geldi mi dış güçler, işinize geldi mi Erdoğan."

‘6 PARTİNİN BİR ARAYA GELMESİ TÜRKİYE’DE HEYECAN YARATTI’

6 siyasi partinin ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni eleştiren iktidara da seslenen Enginyurt, “6 parti bir araya geldi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni imzaladı. 'Dağ fare doğurdu, bunun için de bu yok' diyorlar. Hepsi sırayla gelecek de, 6 partinin bir araya gelmesi sizi neden rahatsız etti. 6 partinin bir araya gelmesi Türkiye’de heyecan, umut yarattı” dedi.

 Enginyurt konuşmasına şöyle devam etti;

6 PARTİNİN İÇİNDE TERÖRİST ARAYAN DÖNSÜN AYNAYA BAKSIN: HDP’nin ayağı da masada diyorlar. O zaman soralım: Bu HDP PKK’lıysa PKK’lı; o zaman Habur’da PKK’lılara çadır mahkemesi kurarak PKK’lıları bu memlekete kim soktu. İstanbul seçimlerinde Apo’dan mektup okuturken, Osman Öcalan’ı televizyona çıkarırken HDP, PKK’lı değil miydi? İşinize geldi mi HDP, PKK. Her kim ki teröristlerle resim çektirirse dokunulmazlığı kaldırılsın. O zaman Fetullah Gülen ile fotoğraf çektirenleri neden bakan yaptın? 6 partinin içinde terörist arayan, PKK’lı arayan, FETÖ arayan dönsün aynaya baksın. HDP’li senden olursa rozet takıyorsun; hain her yerde haindir. Recep Tayyip Erdoğan sen git yeter ki, muhalefet bu milleti doyuracak.

İLK SEÇİMDE TIPIŞ TIPIŞ GİDECEKSİNİZ: Biz demokratlar bu iktidarı göndereceğiz. İstanbul seçimlerinde nasıl tıpış tıpış gittilerse ilk seçimde de tıpış tıpış gideceksin. 6 partinin bir araya gelmesinden dolayı çok mutlu olduğumu söylemek istiyorum. Hep birlikte saraya seslenelim: Ne mutlu Türk’üm diyene.

UYSAL: BİR CEMRE DÜŞÜYOR BUGÜN

Partinin faaliyet raporunun okunmasının ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal alkışlar eşliğinde konuşma yapmak üzere kürsüye geldi. Uysal’a, işaret dili anlatıcısı da eşlik etti. Uysal'ın, “Bir cemre düşüyor bugün” sözleriyle başladığı konuşması şöyle:

UYANIŞIN KURULTAYINA HOŞ GELDİNİZ: Bu toprakları yeniden berekete erdirecek bir damla düşüyor. Bir cemre; milletimizin nefes almasına vesile. 76 yıl evvel olduğu gibi bugün memlekete bir cemre düşüyor gönüllerimizden. Demokrasi, adalet ve hürriyet uyanıyor. Öyleyse hoş geldiniz. Uyanışın kurultayına hoş geldiniz. Partimizin 14. Olağan Genel Kurulu’na, Büyük Kongresine hepiniz hoş geldiniz.

Konuşmasında iktidarı eleştiren Gültekin Uysal, "Biliyorlar; hukuk işlerse zulümleri işlemez, iktidarları sürmez hale gelecek. Onun için devlette ne hukuk bıraktılar, ne ilke ne teamül" dedi.

YETER SÖZ MİLLETİN DİYORUZ: 76 yıllık bir davanın, insan var olduğundan beri var olan bir mücadelenin, tebaalıktan vatandaşlığa geçmek için verilmiş bir kavganın izahını yapmış, “söz milletin” demiştik. Bugün aynı noktadayız. Korkmuyoruz, yılmıyoruz, yanılmıyoruz; yine ve yeniden “yeter söz milletindir” diyoruz. Daha önce defaatle “demokrasi ekmeğimiz, aşımızdır” dedik. Bugün eminim ki daha anlamlı bir hal beyanıdır bu. Demokrasiyi sandığa hapsederek, sadece oy vermenin demokrasinin temel koşulu olduğunu düşünen, düşünmeye, ifadeye tahammül edemeyen, gücü nispetinde her bir yeni gün yeni bir demokratik tavır alanını talan eden bir iktidarla karşı karşıyayız.

BU İKTİDAR İNTİKAM ALMA DÜRTÜSÜYLE HAREKET EDİYOR: Nitekim ortaya da zulüm ve sefalet çıkmıştır. Gerçeği değiştirme kudretleri olmadığı için ancak manipüle ederek amaçlarına ulaşmaya çalışmaktalar. İşleyen bir adalet sistemine, demokratik sisteme, hür basına razı gelmemeleri bundan.
Biliyorlar; hukuk işlerse zulümleri işlemez, iktidarları sürmez hale gelecek. Onun için devlette ne hukuk bıraktılar ne ilke ne teamül…Cehaleti cesaretinin önünde gidenlerle, korkuları vicdanlarının önünde gidenlerin esareti altında bu ülke! TRT, Anadolu Ajansı, RTÜK majestelerinin basın müşaviri, yargı külliyenin hukuk müşaviri, kolluk kuvvetleri ise yakın koruma olarak görev yapıyor. Korkuyorlar; millet olur da gerçekleri görür, nasıl soyulduğunu, kendi açken iktidarın yanı, yandaşının nasıl agobun kazı gibi doyurulduğunu bilir diye… Bakın TÜİK’e mesela, ne iş yapıyor? Majestelerini eylemekten başka ne işe yarıyorlar. Adeta “Türkiye illüzyon kurumu” haline gelmiş!

YOL GÖRÜNDÜ; SİZİ 3Y İLE UĞURLUYORUZ: Diyorlar ki, “Biz gidersek devlet çöker.” İslam Peygamberine hak vaki oldu da İslam dini mi çöktü? Büyük lider Mustafa Kemal Atatürk vefat etti de Cumhuriyet mi yıkıldı? Şimdi Cumhuriyeti yıkmaya çalışan, kravatlı soygunla kamu kaynaklarını yağmalayanlar gidince mi yıkılacak? Hayır efendim; siz giderseniz hukuksuzluk biter, siz giderseniz yolsuzluk biter, siz giderseniz yoksulluk biter. Sizin gitmenizle 3Y de gider, unuttuysanız hatırlatalım. Hani iktidara gelmeden önce mücadele edeceğinizi söylediğiniz ama adeta kurumsallaşsın diye uğraştığınız yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluk… Elbette gidersiniz, gideceksiniz! Yol göründü… Popüler kültüre atıfla söyleyelim; yasaklara, yoksulluğa ve yolsuzluğa hayır diyoruz ve sizi 3 hayırla uğurluyoruz! Hayırlı, uğurlu olsun!

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE İKİ SEÇENEK VAR: Yıllar boyu vatandaşın arasında “alternatifi yok” tezahüratı yaptırdılar. Şimdi ise milletimiz "bundan daha kötüsü olmaz" noktasına geldi! “Ne edersen kendine, edersin kendi kendine” demişler. Keşke yalnız kendilerine etselerdi, ama bu vatana yazık ettiler; gençlerinin umutlarına. Düşünsenize, 30’lu yaşlarındaki gençlerimizin en kıymetli 20 yılı bu iktidarla geçti. Türkiye’nin önünde iki tercih var: Ya AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın şahsında somutlaşan, yoksulluk üreten, hukuksuzluk üreten, yolsuzluk üreten keyfi rejimle yola devam edilecek ya da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve milletimizin tarihi gelişimine yakışır demokratik, çoğulcu, refah transfer edebilen, dünya ile rekabet edebilen bir hukuk devleti ile…

O MASA ETRAFINDA 28 ŞUBAT’IN GERÇEK MAĞDURLARI VAR: "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem"in ihdası için mutabakata vardık. Söyleyecek sözü biten bir iktidar ve ortakları 12 Şubat’tan bu yana bizim üzerimizden Millete laf yetiştirme telaşına düştü. İmza gününden bu yana da çeşitli iftira kampanyaları ile süreci götürmeye, milletin rızasını imha etmeye çalışıyorlar. Bizi kendinizle karıştırmayın. Biz sıkışınca genel merkezine Atatürk posteri asanlara, Atatürk’ün aklı ile ülkemizi risklerden koruyan antlaşmaları tartışmaya açıp sıkışınca o antlaşmalara sarılanlara benzemeyiz. Gelelim 28 Şubat’a! O masa etrafında, sizin gibi üç günlük zindan mazileri ile kahramanlık destanı anlatan değil, sizin yıllarca ortaklık ettiğiniz FETÖ’nün de desteği ile cereyan eden bir zulmün, 28 Şubat’ın gerçek mağdurları var. Buna karşılık iktidarda ise 28 Şubat’ın çocuğu, ürünü, FETÖ’den miras aldığı hukuksuzluk icat etme kabiliyetiyle teçhiz bir AKP var.