Çavuşoğlu yanıtladı: Erdoğan-Esad görüşmesi olur mu?

Brezilya dönüşü gazeteciler ile konuşan Çavuşoğlu, Erdoğan-Esad görüşmesine ilişkin, "Önce istihbarat ve savunma bakanları, sonra dışişleri bakanları, sonra liderler düzeyinde görüşme olur" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Brezilya'nın yeni Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva'nın başkent Brasilia'da düzenlenen yemin törenine katıldı. Çavuşoğlu, Lula da Silva'nın yemin töreni için gittiği Brezilya'da beraberindeki heyet ile birlikte vefat eden futbolcu Pele'nin cenazesine de katıldı. Türkiye'ye dönüş sırasında ziyarete ilişkin konuşan Çavuşoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Brezilya Cumhurbaşkanı Lula’nın yemin törenine katılmak için Brezilya’daydık. Yemin töreninde, yeni Devlet Başkanı Lula ile görüştük. Cumhurbaşkanımızın tebrik ve iyi dileklerini ilettik. Lula katılımımız için teşekkür etti, Sayın Cumhurbaşkanımızla en kısa zamanda görüşmek istediğini vurguladı" dedi.

'ZELENSKİY'NİN BARIŞ PLANINI GÖRÜŞTÜK'

Brezilya’da bazı ikili görüşmeler olduğunu da belirten Bakan Çavuşoğlu "Bunlardan ilkini yeni Brezilya Dışişleri Bakanı Vieira’yla yaptık. Brezilya ile en kısa zamanda bir KEK toplantısını gerçekleştireceğiz. Gabon Dışişleri Bakanı Moussa-Adamo’yla da bir ikili görüşme gerçekleştirdik. Bizi ülkesine davet etti. Guatemala Dışişleri Bakanı Bucaro’yla ekonomik ve savunma sanayii işbirliğimizi ele aldık. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile bölgesel konuları görüştük, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini de ele aldık. Ukrayna Başbakan Yardımcısı Svyrydenko ile ise Devlet Başkanı Zelenskiy’nin 10 maddelik barış planı, önümüzdeki dönemde atılacak adımlar, insani yardımlarımız ve İstanbul Tahıl Anlaşmasının uygulanması konularını görüştük. Bunların dışında, 2 Ocak'ta Pele’nin cenazesine de katıldık. Santos şehrine gittik. Santos futbol kulübünün başkanıyla biraraya geldik. Törene katıldık, hatıra defterini imzaladık. Kulübün televizyonuna mülakat verdik. FIFA ve Brezilya Futbol Federasyonu Başkanlarıyla da görüştük" dedi. 

Bakan Çavuşoğlu, Brezilya dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: 

Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Matviyenko ile görüşme? Savaşla ilgili düşüncelerimizi söyledik dediniz?

Matviyenko ile savaşın bitmesine ilişkin görüşlerimizi paylaştık. Sonuçta Rusya müzakerelere tekrar dönmeye hazır olduğunu söylüyor, ama yeni şartlar temelinde olmasını istiyor. Bunlar da Ukrayna tarafından kabul edilmesi imkansız şartlar. Dolayısıyla bu yönde temennilerimizi konuştuk. Daha çok Türkiye’nin oynadığı rol konusunda (tahıl anlaşması ve diğer hususlar) teşekkürlerini iletti. Ama özellikle de, Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği liderlik konusunda takdirlerini iletti ve Rusya’nın Türkiye ile ilişkileri daha da geliştirmek istediğini söyledi.

'RADİKAL KARARLAR ÇIKMAYACAĞINI BİLİYORDUK'

Rusya ve Ukrayna Antalya’da masaya oturmuşlardı. İki ülke tekrar masaya oturur mu?

Rusya ile Ukrayna arasında bir görüşme olur mu bilemiyorum. O zaman daha savaşın başındaydık, diplomasi için bir fırsat vardı. Şimdi bu fırsat tamamen ortadan kalkmış değil. Ama şimdi şartlar daha zor. O zaman savaşın başında iki ülke Dışişleri bakanlarının bir araya gelmesi önemliydi. O toplantıdan çok radikal düzeyde kararlar çıkmayacağını biz de biliyorduk. Nihayetinde, kararlar liderler düzeyinde alınıyor. Ama o zamanki toplantı, müzakerelere ve heyetlerin çalışmalarına destek mahiyetinde bir görüşmeydi. Bu sene ADF marjında iki dışişleri bakanının tekrar bir araya gelme ihtimali daha düşük.

Ama biliyorsunuz biz arabuluculukta da bir markayız, dünya markasıyız. Kolombiya’dan Filipinler’e kadar geniş bir coğrafyada hatta Venezuela’da da arabuluculuk yapıyoruz. Geniş bir coğrafyada gayretlerimizi sürdürüyoruz. Yakın bölgemizde de gelişmeler var. ADF marjında buna benzer toplantılar, paneller ya da ikili görüşmeler olur. Aslında biz örneğin geçen sene Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan üçlü toplantısını yapalım demiştik. Ama Ermenistan dışişleri bakanı henüz buna hazır olmadığını söylemişti. Dolayısıyla böyle bir görüşme gerçekleşmedi maalesef. Biz hazırdık, ama sanırım üzerlerindeki baskıdan dolayı bu tür adımlar atamıyorlar.

İsrail’in yeni Dışişleri Bakanı Cohen’ın açıklaması…. İsrail’in Rusya’ya yanaşması mı söz konusu mu? Lavrov’la görüşecek… İsrail Zelenskiy’i destekliyordu, şimdi Rusya’nın yanına mı kayıyor? Savaşın seyrini değiştirir mi?

Ben bunun savaşın seyrini değiştirecek radikal bir adım olacağını düşünmüyorum. Ancak, sonuçta İsrail’de her iki ülkeden göçen çok sayıda Yahudi var. Onların bu ülkelerde yaşayan yakınları var.

NATO içinde baktığımızda, biz Türkiye olarak hem Ukrayna ile hem RF ile eşit şekilde görüşebilen tek ülkeyiz. Zaten önemli olan da bu. Bu şekilde savaşı durdurmak için iki tarafla da başka ülkelerin görüşmesi ve bizim çabalarımıza bu anlamda destek vermesi faydalı olur. Bir önceki dışişleri bakanı -daha sonra da başbakanlığı üstlenmişti biliyorsunuz - Yair Lapid ile görüşmemizde de savaşın sona erdirilmesi, ateşkes konularında çabalarımızı koordine edebileceğimizi söylemiştik. Ama onların somut anlamda bir çabasını görmedik. Yeni Dışişleri bakanının Lavrov ile görüşmesi son derece doğaldır. Ama savaşın seyrini değiştirecek radikal bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.

 'ABD NORMALLEŞMEYE KARŞI'

 (Suriye üçlü görüşme) Ocak ikinci yarısı dışişleri bakanları seviyesinde görüşme olacağını söylemiştiniz, tarih netleşti mi? Hangi gelişmeler oldu ki Dışişleri Bakanları seviyesinde görüşme kararı alındı? ABD’den olumlu-olumsuz tepki aldınız mı? ABD İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği hatırına ses çıkarmıyor olabilir mi? YPG konusunda, SDG içinde rahatsızlık...

ABD’den bize “bunlarla neden görüşüyorsunuz ya da ne oluyor” diye herhangi bir şey gelmedi. Ama böyle bir normalleşmeye karşı olduklarını da anlıyoruz. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün bir basın mensubunun sorusuna verdiği cevaptan da bunu görüyoruz. Ama yıllardır izlenen politikaların bir neticeye varmadığını ABD’nin de görmesi lazım. Sonuçta bu iç savaşı durdurmak lazım. Bunun yolunun da muhalefetin hilafına olmayacağını söylüyoruz. Yani muhalefete rağmen bir normalleşme ya da görüşme olmaz. Zaten görüşmelerin amacı bu. Suriye’de temel hedefimiz, kalıcı bir istikrarı, barışı tesis etmek, terörden arındırmak, sınır bütünlüğünü, toprak bütünlüğünü korumak. Muhalefet ile rejimin Anayasa Komitesi dahil yürüttükleri müzakerelerden bir sonuç almak. Bunun için doğrudan temaslarımızın da faydalı olacağını düşünüyoruz.

'ABD YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRSE YETER'

ABD, Türkiye’ye YPG ile ilgili yeni öneriyle geldi mi?

Yok. ABD, bize YPG ile ilgili yeni bir öneriyle gelmedi. Gelmesine de gerek yok. Zaten 2019 mutabakatımız var. Ortak açıklamamız var, onun yükümlülüklerini yerine getirsin yeter. Bir de ABD ile eski Dışişleri Bakanı Tillerson geldiği zaman birlikte açıkladığımız 90 günlük bir Münbiç Eylem Planımız vardı, orada da sonuç sıfır. 2019 Mutabakatına ilişkin Ruslar da sözlerini tutmadılar, Amerikalılar da tutmadı. İkisi de tutmadı. Bu sözlerini yerine getirsinler yeter. Diğer taraftan daha önce yapılan istihbarat düzeyindeki toplantılarda ve Moskova’da yapılan savunma bakanları toplantısında terörle mücadele ve PKK ile ortak mücadele gündemdeydi. Biz geçmişte de, temaslar olmadan önce -benim açıklamalarımı belki hatırlarsınız- terörle mücadelede işbirliği yapabileceğimizi de söylemiştik. Çünkü terör örgütü her iki ülkenin de düşmanı.

Rusya’nın Dışişleri Bakanları toplantısı için bir tarih önerisi oldu ama o tarihlerde biz uygun değiliz. Yeni tarih önerileri üzerinde çalışıyoruz. Diğer taraftan senenin sonunda basınla yaptığımız yılsonu değerlendirme toplantısında bundan sonra yapacağımız üçlü toplantıların iyi hazırlanması gerektiğini söyledim. Yani bunların sonuç odaklı olmaya başlaması lazım. Tarihi belirlersiniz, o tarihe kadar da hangi adımlar atılacak, bunları çalışırsınız. Önümüzdeki dışişleri bakanları toplantısına kadar bu hazırlıkları yapacağız tabii. Uzmanlar düzeyinde görüşmeler olacak. İstihbarat seviyesinde veya savunma bakanları seviyesinde görüşülen konuların somut adımlara dönüştürülmesi için yapılacak çalışmalar var. Dolayısıyla bunlar değişik seviyelerde yapılan bir günlük toplantı, ya da bir kerelik toplantılar olmayacak. Bir üçlü toplantıda Suriye ile ilgili tüm kararların alınması beklenemez. Bunların hepsi aslında, hem güvenin tesis edilmesi hem de önümüzdeki süreçte hassas konularda işbirliğinin somutlaştırılmasına yönelik adımlar.

'SURİYE MUHALEFETİ İLE TEMAS GERÇEKLEŞTİ'

Suriye muhalefetiyle Türkiye arasında temas gerçekleşti mi?

Evet oldu. Suriye muhalefeti ile hem Dışişleri Bakanlığı'nda hem de diğer ilgili kurumlarda görüşmeler yapıldı. 3 Ocak'ta öğleden sonra muhalefetin temsilcileriyle ben de görüşeceğim.

Aslında, muhalefet, rejimle epeydir müzakere ediyor. Astana’da müzakere ediyorlar, Cenevre’de müzakere ediyorlar. Ama bugüne kadar bir netice alamadılar. Biz bu anlamda BM liderliğinde devam eden siyasi süreç çerçevesinde karşılıklı bir mutabakattan bahsediyoruz. Bazı radikaller var, “biz hiç barışmayacağız” diyor. Ama müzakere heyeti ne için kuruldu? BM güvenlik konseyinin 2254 nolu kararı çerçevesinde rejim ile müzakere etmek ve uzlaşmak için kuruldu. O süreç zarfında da muhalefetle görüşmüştük, şimdi bu süreçte de yine muhalefet ile görüşeceğiz. Özellikle önümüzdeki süreçte, rejimle siyasi düzeyde yapacağımız görüşmelerden önce muhalefet ile görüş alışverişinde bulunacağız. Biz muhalefetin aynı zamanda garantörüyüz. Dolayısıyla biz muhalefete rağmen bir adım atmıyoruz. Bu süreç, onların hilafına değil. Bir de şöyle bir yorum yapılıyor, “Türkiye rejimle uzlaşacak, dolayısıyla herkesi zorla Esad’a teslim edecek” Öyle bir şey yok, geri dönüşler olur, ama güvenli ve onurlu bir şekilde olması önemli. Ve dönen insanlara gerekli imkanların sağlanması da önemli. Burada BM’nin angajmanı da özellikle çok önemli. Hatta göçten etkilenen AB ülkelerinin ve AB’nin de angajmanı olacak tabii ki.

'SURİYE İLE ANGAJMANA GİDİLMESİ GEREKİYOR'

Savunma Bakanları toplantısı sonrasında göç konusunda Suriye ile işbirliği haberleri yansıdı?

Hem Türkiye’den ve hem diğer komşu ülkelerden Suriyelilerin gönüllü ve güvenli geri dönüşleri için rejimle angajmana girilmesi gerekiyor. Diğer komşu ülkeler de böyle düşünüyor. Güvenlik, geride bırakılan malların iadesi, oraya dönüldüğü zaman hangi imkanların sağlanacağı önemli. Eğitim, çocukların eğitimi önemli, sağlık önemli, hayatlarının idame ettirebilmesi için istihdam yaratıcı projelerin gerçekleştirilmesi önemli… Yani uluslararası toplumun rejimle angajmanı bu nedenle önemli. Rejim Suriyelilerin dönmesi konusunda işbirliği yapmak istediğini söylüyor. Ama sosyal medyada ve bazı basın kuruluşlarında yazdığı gibi, “insanları rejime teslim et, rejim ne yaparsa yapsın şeklinde” bir yaklaşımımız yok.

'ABD'YE ZİYARET 17 OCAK'TA'

ABD ziyaretiniz ne zaman gerçekleşecek, İsveç’ten iadeler konusunda gelişme var mı? ABD ile NATO genişlemesini görüşüyor musunuz?

ABD’ye ziyaretimiz Ocak ayının 17’sinde başlayacak. Blinken ile görüşmemiz, ayın 18’i saat 13’de gerçekleşecek. Birçok temaslarımız olacak. Belki Houston’a gidip orada Başkonsolosluğumuzun yeni binasının da açılışını yapabiliriz. Epeydir Türkiye’den Houston’a bir ziyaret olmadı. Orada vatandaşlarımız da var. Houston’da yoğun bir FETÖ mevcudiyeti var. Vatandaşlarımızı yalnız bırakmayacağız.

İsveç ve Finlandiya’nın durumunu biz herkesle görüşüyoruz. En son, Brezilya’da Almanya Cumhurbaşkanı’yla da görüştük. Alman Cumhurbaşkanı’nın “İsveç Dışişleri Bakanı’nın ziyareti sırasında NATO üyeliği konusunda mutabık kaldınız mı” sorusuna cevaben; “evet, anlaştık, ama çok daha fazla adım atmaları gerektiği konusunda anlaştık” dedim. Biz bu durumu, görüştüğümüz herkese de aynı şekilde anlatıyoruz. Ama atılması gereken daha çok adım var. Zaman baskısı Finlandiya ve İsveç’in üzerinde. Özellikle Finlandiya’da önümüzdeki aylarda seçim olacak. Finlandiya için bu süreç daha da önemli. Bizde zaman baskısı yok. Bize kim bu konuyu sorarsa, adımlar atıldığı zaman, taahhütler yerine geldiği zaman üyelik gerçekleşir diyoruz. Sonuçta Amerikalılarla da görüşüyoruz, en son telefon görüşmesinde de Blinken ile bu durumu değerlendirdik.

 Madrid’de imzaladığımız ahitnamede ne yer alıyorsa, onlar bunun gereğini yerine getirecek. Sonra biz de gereğini yapacağız. Aslında, biz bir jest yaptık. Bu üçlü ahitnamenin imzalanmasından sonra üyelik müzakere sürecinin başlamasına izin verdik. Sonuçta iki ülke ahitnameyi yerine getirirse meclisimize gider dedik.

Geçen günlerde İsveç Dışişleri Bakanı Billström TBMM’ye de gitti. Mecliste Dışişleri Komisyonu ile de görüştü. O komisyonda, mecliste grubu olan partilerden birer kişi vardı. Komisyon başkanımız Çağatay bey başkanlığında görüşmeler yapıldı. Orada Çağatay bey bu konuyu açtıktan sonra-yani meclisten geçebilmesi için bunların yerine gelmesi gerekiyor dedikten sonra- HDP hariç diğer milletvekilleri “biz de başkanın söylediklerine katılıyoruz, bu partiler üstü bir durumdur” dediler.

Tabi HDP İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyesi olmasını istemez, çünkü üye olabilmek için bu iki ülkenin PKK ile mücadele etmesi gerekiyor. HDP milletvekillerinin de daha önce bu ülkelerde atılan adımları uluslararası kuruluşlara şikayet ettiklerini biliyoruz.

Finlandiya ile İsveç birbirinden ayrılır mı?

 Bizim için ayrılmasında bir sorun yok. Daha doğrusu ayrılmasının bir mahsuru yok ama hem iki ülke hem de NATO, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya birlikte üye olması gerektiğini ve dolayısıyla üye ülkelerin de o iki ülkeye birlikte muamele etmesi gerektiğini söylediler. Yani ayrılmasını istemediler. Biz en başta da dedik “bizim Finlandiya ile çok büyük sıkıntımız yok” Onların da yükümlülükleri var, bunların da yerine getirilmesi lazım. Onlar isterlerse iki ülkeye ayrı bir şekilde muamele edilmesini değerlendiririz.

Bu Ocak ayında da ziyaretler olacak. İsveç Savunma bakanı gelecek, her iki ülkenin meclis başkanı Türkiye’ye gelecek. İki ülkenin ayrı bir şekilde değerlendirilmesi hususunu NATO ile kendi aralarında konuşmaları gerekiyor.

'ŞAM-ANKARA GÖRÜŞMESİNİN TARİHİ NETLEŞMEDİ'
Türkiye-Rusya-Suriye üçlü görüşmesinin yeri netleşti mi? Bir de ABD ziyaretinde F-16 konusu konuşulacak mı?

Henüz yer konusu netleşmedi. Tarih konusu da aynı şekilde. Ruslar, önerdikleri tarih için Moskova’ya davet ettiler, Moskova’da yapalım dediler. Alt düzeyde tarih ve yer konusunda görüşmeler devam ediyor. Toplantının önce ön hazırlıklarının yapılması lazım. Henüz tarih de belli değil yer de netleşmedi.

ABD’ye yapacağımız ziyaret marjında, ikili ilişkilerimizi enine boyuna görüşeceğiz. Bizim stratejik mekanizmamız var, stratejik mekanizmanın ilk bakanlar toplantısını New York’ta gerçekleştirmiştik. Bu ikinci toplantıyı Washington’da gerçekleştireceğiz. Bu mekanizma toplantısının amacı mevcut sorunları çözmek için hangi adımlar atacağımızı tespit etmek. İlişkileri farklı alanlarda ileri götürmek için nasıl çalışacağız. Bu sorulara yanıt vereceğiz. Biden’ın Sayın Cumhurbaşkanımıza teklifi de zaten buydu. Ziyaretimde F -16 konusu mutlaka gündeme gelecek. Bu konuda, siyasi tarafta, yani yönetim kanadında bir sorun görmüyoruz.

 Bu çerçevede, geçtiğimiz dönemde, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala ve parlamenter arkadaşlarımız ABD’ye giderek Kongre üyeleriyle rekor sayıda görüşmeler yaptı. Kendilerine teşekkür ediyorum. F-16 konusunda şu anda yönetim düzeyinde bir sıkıntı yok.

ERDOĞAN-ESAD GÖRÜŞMESİ: 'TAHMİNDE BULUNMAK DOĞRU OLMAZ'

Erdoğan-Esad görüşmesi olur mu?

Böyle bir tahminde bulunmak doğru olmaz. En nihayetinde bu Sayın Cumhurbaşkanımızın vereceği bir karar.

Ama Cumhurbaşkanımızın söylediği bir şey vardı: “Aşamalı bir diyalog olacak” şeklinde. Önce istihbarat ve savunma bakanları, sonra dışişleri bakanları, sonra liderler düzeyinde görüşme olur. Önce biz bir görüşelim, sonra bu değerlendirilir.

İade talebimizin İsveç tarafından reddedilmesinin ardından İsveç Dışişleri Bakanıyla toplantınızda daha sert olmanızı bekliyorduk?

Biz basın toplantısında her şeyi söyledik. Bu teröristin (Bülent Keneş) iade edilmeme kararının son derece olumsuz etkisinin olduğunu söyledik. PKK-FETÖ ile mücadelenin önemini anlattık. Eğer bunlarla mücadeleye başlarsanız o zaman gerçek yüzlerini göreceksiniz dedik. Söylenmesi gereken her şeyi söyledik.

 HDP’nin Libya ziyareti hakkındaki yorumunuz nedir?

HDP’li milletvekilleri Libya ziyaretine dair bize bilgi vermediler. Zaten, meşru hükümetle de görüşmediler. Türkiye’nin milli çıkarlarına her platformda karşı oldukları için, Türkiye’nin Libya ile deniz yetki alanları anlaşması dahil diğer yaptığımız anlaşmalara karşı çıkmaları gayet doğal.

Kosova’nın daha fazla NATO gücüne ihtiyaç duyduğunu söylemesi hakkındaki yorumunuz nedir?

Bunu değerlendirecek olan NATO’nun kendisidir. Bizim zaten oradaki askeri misyona bir katkımız var. NATO gündemimize getirirse biz de düşüncelerimizi paylaşırız. (HABER MERKEZİ)