Çanakkale ekoturizm tehdidi altında

Çevreciler, Çanakkale’de 'ekoturizm' adı altında, tarım alanlarının ve korunma alanlarının imara açılmak istenmesine tepkili. Bu projelerle kırsal alanların betonlaşacağı savunuluyor.

Çanakkale Kazdağları
Google Haberlere Abone ol

Seçkin Sağlam

ÇANAKKALE - Kuzey Ege'deki Ayvacık, Ezine ve Bayramiç bölgesinde, 'ekoturizm' yatırımları son dönemde öne çıkıyor.

Kuzey Ege, arkeolojik ve doğal SİT alanları, tarım ve ormanlık bölgeleriyle korunduğu için yoğun inşaat faaliyetlerine, büyük turizm yatırımlarına ya da yazlık, tatil köyü gibi kişisel ya da ticari yatırımlara izin verilmiyor. Ancak, “ekolojik turizm” ya da “kırsal turizm” adı altındaki imar düzenlemesiyle bu alanlar kullanıma açılıyor. Avukat Pervin Çelik, Çanakkale’deki ekoturizm dosyaları ile ilgili 8 dava açıldığını söyledi.

‘8 DAVA AÇILDI, 3 YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI ALINDI’

Projelerin bilimsel alt yapısının olmadığını belirten Çelik, “Öncelikle, çevre düzeni planına göre ekoturizme uygun alanların alt ölçekli planlardan önce bilimsel yöntemlerle belirlenmesi zorunlu. Biz bugüne kadar 8 dava açtık, ilk açtığımız 3 davada yürütmeyi durdurma alındı. Yürütmeyi durdurma kararlarının gerekçesi, tarım ya da orman alanı olan bu alanların ekoturizm potansiyeline sahip olup olmadığına dair bilimsel bir çalışma yapılmadığı, üst ölçekli planda bu alanların orman ya da tarım arazisi olduğu’ yönünde. Çanakkale İl Genel Meclisi'nin gündeminde 2020’nin sonundan itibaren devam eden ve hâlâ hızla artan ekoturizm dosyaları mevcut. Planlar ekoturizm adı altında yapılıyor ama çeşitli emlak ve gazete ilanlarından da görüyoruz ki, 'ikinci konut' gibi duyuruluyor. Yani gerçek anlamıyla ekoturizm mi, yoksa rant amaçlı konut projesi mi, bunu plan kararlarından göremiyoruz. Ancak proje hazırlanıp yapı ruhsatı düzenlendiğinde görebiliyoruz” dedi. Ekoturizm projesi içinde konut tapusu verilmesinin yasak olduğunu vurgulayan Çelik, “Yasak olduğu için bazı yerlerde şirket hissesi verildiğini duyuyoruz. Turizm tesislerine ilişkin yönetmelikte ekoturizm tesisi tanımı da yok. Kırsal turizm tesisi tanımlanmış durumda. O da çok dar bir çerçevede tanımlanmış” diye konuştu.

‘İL GENEL MECLİSİ, HUKUKSUZLUĞU SÜRDÜRMEKTE ISRAR EDİYOR’

Yeni ekoturizm plan başvurularının yapılmaya devam ettiğine dikkat çeken Çelik, “Çanakkale İl Genel Meclisi bu dosyaları onaylıyor, bunlara karşı da davalar açılmaya devam ediliyor. Ancak, bunlar sayısız bir biçimde artıyor. Oysa verilmiş yürütmeyi durdurma kararlarına göre İl Genel Meclisi'nin bilimsel çalışması olmayan planları onaylamaması gerekiyor. Biz ayrıca 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planına da dava açtık, o da Danıştay’da devam ediyor. Eğer o dava sonuçlanırsa, ekoturizm dosyaları konusunda etkili olabilir. Burada asıl mesela açılan davalar ve alınan yürütmeyi durdurma kararları da değil. Asıl mesele, bu planları onaylayan siyasi iradenin tutumudur” ifadelerini kullandı.

‘KIRSAL ALANLAR EMLAK PİYASASINA SÜRÜLÜYOR’

İl Özel İdaresi’ne sunulan başvurular, beş dönümden, 200 dönüme kadar olan çeşitli ölçeklerde arazileri kapsarken, İl Genel Meclisi’nce bugüne kadar 229 eko turizm imar plan teklifi değerlendirilmiş. Hali hazırda 14 teklif değerlendirmeyi beklerken, 38 plan teklifi reddedilmiş, 25 adet yapı ruhsatı başvurusu yapılmış, bir adet yapı kullanma izin belgesi alınmış durumda. 

Güneş Pehlivan

İl Genel Meclisi CHP Grup Başkanvekili Güneş Pehlivan da, ekoturizm ile ranta kapı açılmak istendiğini söyledi. Pehlivan, ekoturizm faaliyetlerinin Çanakkale’de hedefinden uzaklaşarak uygulandığını dile getirdi. Konut imar planı uygulamasına mevzuatın izin vermediği arazilerde ekoturizm görüntüsü altında konut siteleri yapıldığını ifade eden Pehlivan, devremülk girişimlerine işaret etti. Pehlivan, “Ekoturizm imar planlı yapılan sitelerden satışa sunulan bağımsız bölümlere ilişkin olarak, bağımsız tapu devri yapılamayacağı için kooperatif hissesi, arsa payı devri gibi yollara başvurulması, bu sitelerden konut alan kişilerin mülkiyet hakkı yönünden gelecekte çok ciddi mağduriyetler oluşturabilir” uyarısında bulundu.

‘BU TABLO TOPLUM REFAHINDAN ÇOK UZAK’

Çanakkale’de, plan başvurularına konu olan tarla vasfındaki arazilerin, çoğunlukla aileden miras yoluyla yörede yaşayanlara intikal eden alanlar olduğunu ifade eden Pehlivan, “Bu araziler köylüden düşük bedellerle satın alınarak, ekoturizm imar plan onayı alındıktan sonra yüksek bedellerle satışa sunuluyor. Çanakkale’nin bazı köylerinde köylülerin mülkiyetinde tarla ve arsa kalmamış durumda. Bu durumun bir sebebi de kötü tarım politikaları. Ne yazık ki, ülke ekonomisini üretime değil, üretim dışı yatırıma dayandırarak ayakta tutmaya çalışan yanlış politikalar, büyümede lokomotif sektör olarak inşaat sektörünü belirlemiş durumda. Zirai faaliyetle geçimini sürdüremeyen köylü, ailesinden kalan tarla ve arsaları satarak, tek seferlik gelir yaratıp günü kurtarmaya çalışırken, köylünün zirai faaliyet göstererek ailesini geçindiremediği aynı araziyi satın alıp imarlaştıran sektör büyük rant elde edebiliyor. Elbette ki bu tablo, toplum refahı ve sürdürülebilir kalkınma anlayışından çok uzak” dedi.

EKO TURİZM DOSYALARINA NEDEN KARŞI ÇIKILIYOR?

Mimarlar Odası Çanakkale Şube Başkanı Sevil Ural, 1/100.000’lik Balıkesir-Çanakkale Çevre Düzeni Planı’na yapılan itiraz ve dava süreçlerine değinerek, davalar sonuçlanmadan planın uygulamaya konmasını eleştirdi. Ekoturizm konusunda yapılan bir yanlışın bir başka yanlışa neden olduğunu ifade eden Ural, “İl Genel Meclis üyeleri ve eko turizm konusunda duyarlı olanlar endişelerinde tamamen haklılar. 

Selvi Ural

Biz zaten Mimarlar Odası olarak bunu daha önceden görmüş ve eylemimizi yapmıştık. Eko turizm konusu, 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’ndan sonra, onun altlık olarak tanımı verilen bir yatırım şekli” diye konuştu. Ekoturizme karşı çıkmadıklarının altını çizen Ural şunları söyledi: “Buradaki amaç, kırsal yerlerin yatırımla daha refah bir hale getirilmesini sağlamak. Oradaki köylünün arazisinin değerlendirilmesi, ekoturizm adı altında ürününü değerlendirmesi, misafir ağırlaması. Amaç bu iken, bir bakıyoruz ki parseller büyüyerek, yanındaki araziler de alınarak ve el değiştirerek, köydeki insanların olmadığı ekoturizm adı altında konutlar yapılıyor. Biz ekoturizm adı altında siteler yapılmasına, ikinci konut adı altında bu durumun kullanılmasına karşısındayız.”

‘EKOTURİZM, ÇANAKKALE’DE KIRSALIN YENİ BİR TALANI’

Kazdağı Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan da Kuzey Ege’deki ekoturizm dosyalarıyla ilgili “kırsalın yeni bir talanı” ifadesini kullandı. “Özellikle Ayvacık ve Bayramiç ilçelerinde son dönemlerde ekoturizm adı altında bir sürü proje ortaya çıktı.

Süheyla Doğan

Bu projelerin çoğu gerçekte ekoturizm projesi değil, konut amaçlı yatırımlar. Kırsalın betonlaşmasına yol açacak. Yeni lüks siteler yapılacak ve varlıklı insanlar kendilerine yeni yaşam alanları kuracak. Tarım alanları marjinal tarım alanına çevriliyor ve tarım alanları ekoturizm projeleri ile yok ediliyor” dedi. Dernek olarak bazı projelere itiraz ettiklerini ve dava açtıklarını ifade eden Doğan, “Assos yöresinde yaşayan vatandaşlarla birlikte açtığımız bazı projelerde yürütmeyi durdurma kararı aldık. Açtığımız bu davaların projelerin durdurulmasında etkili olacağını düşünüyoruz. Çanakkale yöresi zaten metalik madencilikle, termik santrallerle, jeotermal enerji santralleri ve rüzgar enerji santralleri ile yeterince tehdit altında iken, yeni tehdit de sözde ekoturizm projeleridir. Kırsalın talanına, betonlaşmasına, kirlenmesine yol açacak” diye konuştu.

 

Etiketler Çanakkale ekoturizm