YAZARLAR

Çağdaş Atan’dı Avcı tutunamayan 

Tıpkı Fenerbahçe maçı gibi, Alanyaspor maçı da Avcı’nın zihninde kaosa yol açmış görünüyor. Avcı, kendi takımının yetersizliklerini herkesten daha çok bildiği için, en çok o bu olumsuzluklardan etkileniyor. Bu doğal bir insani tavırdır ama bir teknik direktör için ise eksi puandır. Bir teknik direktör böylesi durumda zayıflıklarını hissettirmeyen bir poker oyuncusu gibi davranmayı bilmelidir. 

Futbol oyun pratiği açısından, dominant total bir oyun oynayan rakibe karşı, otobüsü en derine park ederseniz, bunun ilk ve en acımasız sonucu, oyun inisiyatifini rakibe bırakmak olur. Oyun inisiyatifi çok kıymetli bir şeydir; onu eline geçiren takım artık maçın ve oyunun kaderini belirleyen olur. Türkiye'de Çağdaş Atan’ın takıma Alanyaspor hariç, diğer bütün takımlara karşı, takımı çok geride konumlandırmak, kısmen anlaşılır bir taktik olur; çünkü yine Alanyaspor hariç, Türkiye’de hiçbir takımın örgülü, çok paslı ve döngülü oyunu yok ve katı defans belki iş görebilir. 

Avcı'nın, oyunu ikinci bölgede kabul etmek yerine, birinci bölgeyle direnç oluşturmaya çalışması hem oyun hem de alan hakimiyetinin Alanyaspor’a geçmesini sağladı. Avcı'nın ikinci bölgede henüz bir örgülü şebeke organize edememesi belki de, bu oyuna mahkûm olmasının yegâne nedeniydi. Ama bu durum tünelin sonunda görünen ışığın ay ya da güneş değil, kesinlikle tren olduğu anlamına geliyordu.  

Aslında Çağdaş Atan’ın sahaya sürdüğü kadro, temkinli ve çok da maçı isteyen bir kadro değildi. Berkan Kutlu, Ceyhun Gülselam ve Salih’ten oluşan orta saha direnci, hücumdan çok savunmaya dönük bir taktik düşüncenin ürünüydü. Mustafa Pekdemek’in final vuruş jokeri olarak sahaya sürülmesi, bu savunmacı, utangaç hücum planının en bariz kanıtıydı. Nitekim maçın 66. dakikasına kadar süren beraberlik durumu, bu seçinin ürünüydü. 

Çağdaş Atan, Avcı'nın oyuna geriden bu kadar derinlik vereceğini anlaşılan düşünmemişti. Avcı'da 66. dakikaya kadar Çağdaş Atan’ın savunma güvenliğini önceleyen bir hücum planıyla sahada olduğunu çözemedi. Gelen gol, doğal olarak dengeleri biraz değiştirdi. Değişen dengeler kesinlikle kendiliğinden ve amaçsızdı. 

Tıpkı Fenerbahçe maçı gibi, Alanyaspor maçı da Avcı’nın zihninde kaosa yol açmış görünüyor. Avcı, kendi takımının yetersizliklerini herkesten daha çok bildiği için, en çok o bu olumsuzluklardan etkileniyor. Bu doğal bir insani tavırdır ama bir teknik direktör için ise eksi puandır. Bir teknik direktör böylesi durumda zayıflıklarını hissettirmeyen bir poker oyuncusu gibi davranmayı bilmelidir. 

Trabzonspor ikinci bölgede örgülü bir takım değil. Bu durum hücum girişimlerinin neden bu kadar keyfi ve serserice olduğunu anlatıyor. Ama işin galiba kötü tarafı, örülmemiş ikinci bölge artık savunma hattını da etkileyip deforme ediyor. Bu sorun çok acilen çözülmeli. Bence artık, orta sahada, örgütlü bir şebeke organize etmek için elde yeterli malzeme var. Abdulkadir Parmak, Bakasetas, Berat, Yusuf Sarı ve Yunus Mallı'dan bu ihtiyaç devşirilebilir. 

Ve yine bence ikinci bölgenin tek patronu olarak, Abdulkadir Parmak'ı ilan etmenin zamanı gelmiştir. Çünkü artık Trabzonspor’un önündeki tek hedef, sezon son buluncaya kadar, oyunu geliştirip olgunlaştırmak olmalıdır. 

 


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.