Bülent Arınç: İstifamı Cumhurbaşkanı'na verdim, karşılıklı helalleştik

Katıldığı televizyon programında Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın tahliye edilmesi gerektiğini söyleyen Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gelen tepki üzerine Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'ndan istifa etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a istifasını verdiğini ve 'karşılıklı iyi niyet temennileriyle helalleştiklerini' söyleyen Bülent Arınç'ın açıklaması şöyle: 

- Bir televizyon kanalında yaptığım konuşmalar, kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olduğundan aşağıdaki açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim. Konuşmamın ana ekseni, yargıda yapılacak reform konusuydu. Bir hukukçu olarak bu konudaki görüşlerimi açıkladım.

- Ömrüm boyunca hukukun üstünlüğünü ve adalet kavramını savunan birisi olarak yine aynı görüşlerimi dile getirdim. Gazeteci arkadaşımız program esnasında soru sorarken isim zikrettiğinde, "İsimler üzerinden tartışamayalım" diye altını çizmeme rağmen evrensel hukuk, adalet ve yargının sorunları üzerine dile getirdiğim fikirlerimin bu isimlerin gölgesinde kalmasından ve meselenin özünün kaçırılmasından üzüntü duyduğumu belirtmeliyim.

- Tartışmalar öylesine yanlış yere götürüldü ki, beni Yasin Börü'nün katilleriyle, 15 Temmuz şehitlerimizin katilleri FETÖ ile yan yana gösterme gafletine kadar gitti. Asla bu ithamları kabul etmiyorum ve reddediyorum. Yasin Börü için döktüğüm göz yaşı da terör örgütleri FETÖ ve PKK'ya yönelik sözlerim ve tavrım da bellidir. Tüm bunları burada yeniden dile getirmeyi kendime zul sayarım.

- Yine aynı televizyon programında dile getirdiklerim, Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi olmam hasebiyle farklı yönlere çekildi. Oysaki programda görüşlerimi, YİK üyesi olarak değil, TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç olarak açıkladığımı defalarca belirttim. Konuşmama yönelik seviyeli ve saygın eleştirilerin tümüne saygı duyuyor ve not alıyorum. Ancak şahsıma karşı içlerinde duydukları kin ve nefretlerin dışa vurumu olan seviyesiz hakaretleri sahiplerine iade ediyorum.

- Türkiye'nin yargı, ekonomi ve başka alanlarda reformlara duyduğu ihtiyaç aşikardır. Ülkemizin rahatlamasına ve milletimizin dertlerine çare bulunmasına ihtiyaç vardır. Bahsi geçen televizyon programında da defalarca belirttiğim üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki iradesini gördüm ve destekliyorum. Ancak benim konuşmamın, şahıslar üzerinden farklı zeminlere kaydırılması sebebiyle, reform çalışmalarını engelleyeceğine dair kaygılandığımdan, Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği görevimden ayrılmamın daha uygun olacağına karar verdim.

- Kurul üyeliği görevimden ayrılma talebimi Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettim ve kendileri de bunu uygun gördüler. Karşılıklı iyi niyet temennileriyle helalleştik ve görevimden ayrıldım. Bu süre zarfında verimli çalışmalar sürdürdüğüm Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Yüksek İstişare Kurulu üyesi arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç bilirim,

- Sayın Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti'nin ülke yararına yapacağı her türlü çalışmayı, milletin faydasına olacak her türlü reformu destekleyeceğimin bilinmesini isterim. Hayatım boyunca doğru söz, doğru ilke, dürüstlük ve vicdanımın sesi rehberim oldu. Bu yüzden çok bedel ödedim ama bundan asla vazgeçmedim. Bundan sonra da vazgeçmeyeceğim. Derdimiz memleket derdidir. Memleketimizin huzura, refaha ve mutluluğa kavuşması için ne fedakârlık yapmamız gerekirse, tereddüt etmeden yaparız. Yeter ki vatan sağ olsun.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI: KABUL EDİLDİ

İletişim Başkanlığı da istifa metninden sonra tweet atarak, "Sayın Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliği görevinden ayrılmayı talep etmiş, sayın Arınç'ın talebi Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilmiştir" ifadelerini paylaştı.

NE OLMUŞTU?

Bülent Arınç, 19 Kasım’da Haber Türk'te katıldığı programda Gezi davasında yargılanan iş insanı  Osman Kavala’nın tutuklu olmasına ‘hayret ettiğini’ belirtmiş, HDP’nin eski lideri Selahattin Demirtaş’ın da tahliye edebileceğini söylemişti. 

Arınç'ın bu açıklamalarına Cumhurbaşkanı Erdoğan isim vermeden sert tepki göstermişti: "Bizimle asla ilgisi olmayan açıklamalarla reformlar bahane edilerek yeni bir fitne ateşi yakılmak isteniyor. Geçmişte birlikte çalışmış olsak da kimsenin şahsi ifadeleri cumhurbaşkanıyla, hükümetle ilişkili hale getirilemez. (…) Kobani katilleri, Tayyip Erdoğan ve dava arkadaşları tarafından asla savunulamaz (…) Gezi olayının finansörüyle Kavala’larla birlikte olamayız.”

Arınç, Erdoğan'ın bu açıklamalarının ardından çok rencide olduğunu belirterek istifa sinyali vermişti:

- Ben duygusal bir insanım. Dünkü konuşma beni çok rencide etti. Sayın cumhurbaşkanı çok ağır bir konuşma yaptı. İstifa ettiğim yönünde bazı söylentiler çıkmış ama şu an için bu doğru değil.

- Ben başkaları gibi Twitter’dan, Instagram’dan istifa etmem. Oluşan durumla ilgili, sayın cumhurbaşkanıyla bizzat görüşmeyi bekliyorum. Kendisiyle görüştükten sonra gereken neyse onu yapacağım.

- Gelişen şartlar altında o konuşmayı yapmaya neden ihtiyaç duyduğunu kendisinden dinlemek isterim. Kendisinden dinledikten sonra, ‘O konuşmanın muhatabı bendim. Bu durumda buyurun istifa mektubumu’ diyebilirim.

- Benim üzerimden hem sayın cumhurbaşkanımızın hem de Yüksek İstişare Kurulu’nun (YİK) yıpratılmasına izin vermem. Bana yakışmaz. Daha önce de bazı açıklamalarım üzerine ‘Bunları söyleyen birinin YİK’te ne işi var’ türünden yorumlar yapanlar oldu. Oysa benim yapacak daha çok işim var. Ama öyle bir noktaya gelir ki bazen, orada kalmaktansa gitmek daha yerinde olur. (HABER MERKEZİ)