Bir okurun geri döndüğü yerler

Denemelerden oluşan ‘Geri Döndüğüm Yerler’ kitabıyla Banu Yıldıran Genç, okuduğu kitapları ve kitapların onu götürdüğü yerleri edebiyat tarihinin içinden ela alarak anlatıyor...

Google Haberlere Abone ol

Özlem Karahan

Edebiyat dünyasının hareketi, heyecanı daim. Her hafta onlarca yayınevi, birçok farklı türde yeni kitap yayımlıyor. “İyi eser” peşindeki okurlarsa, onlarca kitap içinde kendilerini “doyuracak” o “iyi eser”i arıyor. Banu Yıldıran Genç, kaleme aldığı kitap kritikleriyle yıllardır iyi eser peşindeki okurun imdadına yetişen isimlerden biri. Kendisini etkileyen, hayata bakışını değiştiren, kişiliğini dönüştüren o iyi eserleri buldukça Notos, Agos Kirk, Oggito ve son olarak Parşömen’deki yazılarıyla kendisi gibi edebiyat tutkunlarıyla paylaşıyor.
Yalın dili, özgün üslubu ve incelikli bakış açısıyla günümüzün en başarılı kitap eleştirmenlerinden biri olan Banu Yıldıran Genç, bu kez ilk kitabı ‘Geri Döndüğüm Yerler’le edebiyatseverlerin karşısında.

Genç, kitabında bakış açısını, beklentilerini, umutlarını, acılarını; özetle bizzat kendisini etkileyen, okunduktan sonra “izi kalan” kitaplara dair yıllar içinde kaleme aldığı yazıları bir araya toplamış. ‘Geri Döndüğüm Yerler’, yazarının heyecanını ve tutkusunu en samimi şekilde anlattığı bir sunuş yazısıyla başlıyor. Kitabın ortaya çıkış serüvenine dair yazdığı bu bölümde Genç, “geri döndüğü yerleri” anlatmaya başlıyor bile. Bu anlamda serüvenin başladığı ilk bölüm de denebilir bu sunuş bölümü için.

Yazar, büyük kısmı yakın geçmişte kaleme alınmış değerlendirme ve denemelerden oluşan kırk yazıyı beş ayrı ana başlık altında toplamış. Her ana başlığın temsil ettiği bir kavram ya da duygu var. “Zaman Makinesi Misali” adlı ana başlık altındaki yazılarda “geçmiş”, “nostalji” ve “çocukluk” eksenlerinde buluşan kitaplara dair Genç’in yorumlarını ve kendi hayatından izleri okuyoruz. “Aile: Ne Onunla Ne Onsuz” başlıklı ikinci bölüm adından da anlaşılabileceği gibi aileye dair sorgulamaları içeren yazılardan oluşuyor. Toplumların en küçük “devletçiği” olan aileden başlayıp büyük devletlere bağlanan gözlemler, bu yapının bireyi dönüştürdüğü mecburi hâl ve fazlası, her biri oldukça güçlü ve nitelikli edebi eserler merkezinde tartışılıyor.

“Ah Almış Topraklar” adlı üçüncü ana başlık altında, Banu Yıldıran Genç’in anlattıkları eşliğinde ”buraların hikâyesini” başka türlü okuyoruz. Ermenileri, Kürtleri, Cumhuriyet’in ilk yıllarından Gezi’ye uzanan birçok hikâyeyi anlatan kitapla bu yazılar sayesinde tanışıyoruz. Bir yandan da Genç, edebiyatı da arkasına alarak alternatif bir tarih anlatısı sunuyor. Bir diğer ana başlık olan “Dünya Kötü Bir Yer”de bulunduğumuz coğrafyadan taşıyor, aynı bakış açısıyla dünyanın dört yanındaki tarihi dramları, tam da bunları anlatan eserler eşliğinde hikâyeleştiriyor.

KADIN MÜCADELESİNE SANATLA DESTEK

Her başlıkta muhakkak kadınlar ve kadın haklarına dair en azından bir iki cümle eden yazar,  kitabın son bölümü “Anlatılan, Bizim Hikâyemiz”de merkezine kadınları alarak sesini yükseltiyor. Hayatın her alanında kadınlara “biçilen” rolleri gözler önüne seren eserler eşliğinde, kadın mücadelesine incelikli bir destek veriyor. Genç, bu kitabıyla en başta bahsettiğim “iyi kitap” peşindeki okur için oldukça önemli bir çalışmaya imza atmış diyebiliriz. Zira ‘Geri Döndüğüm Yerler’de incelenen ve önerilen kitapların her biri hem edebi açıdan oldukça başarılı hem de okuyanı “dönüştürme”, okuyanda iz bırakma konusunda iddialı. Peki, Banu Yıldıran Genç’in o “iyi kitap”ları, “nitelikli eserleri” bulmak için nasıl arama yöntemleri var? Kitabıyla ilgili konuşma, sorularımı sorma fırsatı bulduğum yazarın bu soruya yanıtı şöyle:

Geri Döndüğüm Yerler, Banu Yıldıran Genç, 260 syf., Notos Kitap, 2022.

“Yıllar içinde kendimce geliştirdiğim bazı yöntemler oldu. Çıkan hiçbir kitabını kaçırmadığım butik yayınevleri var örneğin. Önceliğim her zaman onlar oluyor. Sonra, büyük yayınevlerinden de takip ettiğim yazarlar oluyor. Ama elbette gözümden kaçan eserler, yazarlar var. Özellikle iyi ilk kitaplar dezavantajlı oluyor bu durumda.”

İnsanlara kitap önermeyi ve listeler yapmayı çok sevdiğini, bunun kendisinde öğretmenlikten gelen bir alışkanlık olduğunu anlatan Genç, nitelikli eser ararken bestseller’lardan, upmarket fiction denilen türlerden uzak durduğunu, bunun yanı sıra okurken iyi bulmadığı kitapları tereddüt etmeden yarım bıraktığını söylüyor.

ÖZGÜNLÜĞÜ, SAMİMİYETİNDEN GELİYOR

İyi bir eser değerlendirmesinden, okurla bahsedilen kitap arasında ilk köprü olmasının yanı sıra, henüz eseri okumadan, okurun bilgi dünyasına katkıda bulunmasını, dünyaya dair fikirlerinde minik sarsıntılar yaratıp onu değişime hazırlamasını bekleriz. Genç, bu beklentinin hakkını veriyor. Ayrıca ‘Geri Döndüğüm Yerler’de Türkiye’den Balkanlar’a, Kuzey Avrupa’dan Latin Amerika’ya, dünyanın dört yanından edebiyat eserlerini masaya yatırıyor, onların teknik çözümlemelerini yapıyor, ülkelerin edebiyatlarının karakteristik özelliklerini inceliyor ve okuru bahsettiği esere ustalıkla yaklaştırıyor.

Ama onun yazılarını bu kadar güçlü kılan özellik, başarılı bir değerlendirme yazarı olmasından öte iyi ve samimi bir hikâyeci olması ve bu iyi hikâyeciliğini deneme yazarken de cesaretle kullanması. Bir kitaba dair değerlendirmesini yazarken, o kitabın kendisinde canlandırdığı duyguyu, kendisine hatırlattığı anıları okurla paylaşmaktan çekinmiyor. Bunu da; “Özellikle denemelerimde kendimden, ailemden, çocukluğumdan çok söz ediyorum. Bazen küçücük bir duyguyla, bazen ülke tarihiyle hesaplaşabilmek için kendi küçük hayatıma dönüyorum,” sözleriyle anlatıyor.

İşte Genç’in bu dönüşü, onun hem üslubundaki özgünlüğünün temeli oluyor hem de bu kitap özelinde okura iki farklı okuma keyfi sunuyor: Okur bir yandan hepsi kendi türünde oldukça iyi eserlerle tanışırken diğer yandan da bir yazarın otoportesini okumuş oluyor. Banu Yıldıran Genç, anlattığı kitapların koluna ustaca soktuğu kendi hikâyelerinin yanında, sayfalar arasında nostaljik molalar olarak birkaç eski fotoğraf da paylaşıyor okurlarıyla.

‘Geri Döndüğüm Yerler’, okuma tutkunlarının gözden kaçırmaması gereken bir kitap çünkü bir kitabın nasıl okunması gerektiğini, bir kitabı hangi bakış açılarıyla değerlendirmek, yazarı hangi yönleriyle anlamaya çalışmak gerektiğini her yazısında kendine ayna tutarak ustalıkla anlatıyor.

Öte yandan bu, yazı tutkunlarının da gözden kaçırmaması gereken bir kitap çünkü eserlerden kendi hikâyesine gidip geldiği denemeler ve değerlendirme yazıları boyunca Genç, türlerle ilgili bol bol teknik bilgiler de veriyor.