'Bir Kavanoz Mutluluk': Mutluluğun imkanı ve imkansızlığı

Davide Cali'nin kitabı 'Bir Kavanoz Mutluluk', Hilal Aydın çevirisiyle Uçanbalık Yayınları tarafından yayımlandı. İnsanların maddi ve manevi değerlerini kuşların dünyasına taşıyan hikâye, günümüzde hızla değişen tüketim alışkanları ve maddiyata dayalı mutluluk anlayışı üzerine bizleri düşünmeye sevk ediyor.

Google Haberlere Abone ol

Melike Sargın

Günümüzde üzerine en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, emek verilmiş nitelikli çocuk kitaplarıyla artık daha sık karşılaşır olduk. İçeriğiyle, çizimleriyle oldukça etkileyici bulduğum kitaplardan bir yenisi ile tanışmaya hazır mısınız? Uçanbalık Yayınları’ndan çıkmış olan 'Bir Kavanoz Mutluluk' her ne kadar bir çocuk kitabı olsa da yetişkinlerin de keyifle okuyabileceği, üzerine düşünebileceği bir içeriğe sahip. Davide Cali tarafından kaleme alınmış olan kitabın çevirisi Hilal Aydın’a ait. Kitabın çizimleri ise 'Dostluk Masalı', 'Yediuyur Nerede Uyur' kitaplarının da çizimini yapmış olan Marco Soma’ya ait. Kitap, bize herhangi bir şeyleri öğretme gayesi gütmüyor aksine üzerine düşünebileceğimiz, zihnimizde birden fazla sorunun oluşmasını sağlayabilecek nitelikte. Ve tüm bu soruları çocuklarla birlikte tartışabilir, sorgulayabilirsiniz.

Kitapta, mutluluk satıcısı Bay Güvercin’in küçük büyük her boydan kavanozlarda mutluluk sattığını görüyoruz. Herkes gücünün yettiğince alıyor, kimisi minik bir kavanoz kimisi çok çok… Mutlu olmak istemeyen ise almıyor. Mutlu olmayı tercih etmeyenler de var. Örneğin; Bay Sığırcık gibi, çünkü o bir sanatçı “Acı çekmeden sanatçı olunamayacağına” inanıyor. Bay Güvercin, sırayla herkesin evini geziyor; Bayan Bıldırcın, Bayan Çalıkuşu, Bayan Baştankara, Bayan İbibik, Bay Çıvgın, Bay Sülün, Bayan Kızılgerdan… Bay Güvercin işte bu şekilde turluyor. Bir şekilde çoğunluk bu mutluluk kavanozlarından alıyor.

Bir Kavanoz Mutluluk, Davide Cali, Çevirmen: Hilal Aydın, 40 syf., Uçanbalık Yayıncılık, 2020.

Hikâye, insanların maddi ve manevi değerlerini kuşların dünyasına taşımış. Günümüzde hızla değişen tüketim alışkanları ve maddiyata dayalı mutluluk anlayışı üzerine bizleri düşünmeye sevk ediyor. “Mutluluk gerçekten satın alınabilir bir şey midir?” “Ya da harcamak, bir şeyleri tüketmek mutluluk sağlayabilir mi?” Bu ve bunun gibi sorular hem çocukların hem de biz yetişkinlerin zihinlerini meşgul edecek.

Günümüz dünyasında mutluluk satın alınabilir gözüküyor. Çünkü; insanların, mutluluğu maddiyata dayalı olan, satın alınabilen şeyler üzerine kurduğuna şahit oluyoruz. Hatta günümüz dünyası insanının tamamı neredeyse bu bakış açısında. Örneğin; daha iyi giyinmek, daha güzel yemekler yemek, daha iyi bir araba almak, daha fazla gezebilmek. Temel ihtiyaçların bile paraya ve maddiyata bağlı olduğu bir evrende yaşıyoruz. Peki mutluluk nedir? Mutluluk; karnımızın doyması, başımızı sokacak bir evimizin olması, sağlıklı bir bedene sahip olmamız mı? Yoksa, mutluluk; istediğimiz bir tiyatro oyununa bilet alabilmek, daha fazla kitap okuyabilmek, daha çok yer gezip görmek midir? Mutluluğun ne olduğuna dair net bir tanımın olması elbette mümkün değil. Mutluluk kavramı üzerine ne çok düşünmüşüzdür aslında. Günümüze kadar birçok düşünür ve filozof da mutluluk üzerine düşünmüş ve bu kavram üzerine bir şeyler söylemiştir. Örneğin; Aristotales için mutluluk; “Tüm insanların en büyük arzusu ve hevesidir. Mutluluk hissedilebilir bir durumdan ziyade bir hayat tarzıdır.” Platon ise mutluluğun, tamamen insanın kendine olan yatırımıyla meydana geldiğini söyler ve ekler, geçen yıldan daha fazla kitap okumak, yeni yerler keşfetmek, yeni bir dil öğrenmek, insanın sürekli kendine bir şeyler katması, insanın sadece kendisine ihtiyaç duyması mutlu olmak için yeterlidir.

Peki çocuklara “Mutluluk nedir, Mutluluk satın alınabilir bir şey midir?” diye sorduğumuzda sizce nasıl yanıtlar gelmiş olabilir? Çocuklar için Felsefe (P4C) Atölyeleri’nde kullandığım bu hikâyeye çocukların verdiği cevaplardan birkaçını paylaşmak istiyorum. Çocuklar elbette biz yetişkinlerden çok daha farklı bakıyorlar dünyaya. 9 yaşındaki öğrencimin mutluluğun asla satın alınabilir bir şey olmadığını, içimizde var olan ve sadece kişinin kendisine ihtiyaç duymasının yeterli olacağını söylemesi hem Platoncu bakış açısını gösteriyor hem de paradan ve maddiyattan bağımsız bir mutluluğu belirtiyordu. Hemen hemen gruptaki birçok çocuk bu ve buna benzer yanıtlar verdi. Bu çalışmayı yetişkinlerle yaptığımda ise mutluluğun para ile, maddiyatla ve satın alınan şeylerin verdiği haz ile doğru orantılı ve mutluluğun satın alınabilecek bir şey olduğu fikrinin daha ağır bastığına şahit oldum. Şimdi düşünme sırasını sizlere bırakıyorum. Tüm sorular üzerine biraz kafa yormaya ne dersiniz?

'Bir Kavanoz Mutluluk' kitabını okul öncesi öğretmenleri başta olmak üzere tüm eğitimciler ve ebeveynlerin edinmesi kanaatindeyim. Aynı zamanda “Çocuklar ve Topluluklar İçin Felsefe” üzerine çalışan eğitimciler için nitelikli bir uyaran niteliğinde.