Bir cenaze evinde eksilmek ve kalmak

Dasdas'da sahnelenen "Kalanlar" oyunu, zamanı, hafızayı, tekrar tekrar aynı deliğe düşmeyi ve belki de oradan çıkabilmeyi anlatıyor.

Google Haberlere Abone ol

Gamze Çoban

Hafızayı odağına alan hikâyeleri severim ve aklı önceleyen performansları takip ederim. Itır Pıtırcık'ın kaleme almış olduğu, Yeşim Özsoy tarafından yönetilen ve 2019’da Yeni Metin Festivali 8’de “Senenin Oyunu” ödülünü alan "Kalanlar", tam da bunun için uzun zamandır listemde olan oyunlardandı ve geçenlerde DasDas Sahne'de oyunu izleme fırsatım oldu. Oyun, Adana'daki bir cenaze evinde ana karakterlerin birbirleriyle olan konuşmalarına ve geçmiş hesaplaşmalarına odaklanıyor.

Sahne kararır kararmaz teknolojinin imkanları insanın ilkel duygularıyla, korkularıyla buluştu ve oyun, cenaze evinde geçen yaklaşık 10 dakikalık bir skeç kaydı ile başladı. Oyunun daha başındaki bu teknolojik hamle izleyicileri şok edip duygularını harekete geçirdi. Dahası oyuncuların karakterlerine özgünlükle hayat vermeleri ve anılar arasında etkileyici dans figürleri sergilemeleri izleyicilerin sahneden gözlerini bir an bile ayırmamalarını sağladı.

Gecenin öne çıkan performanslarından biri şüphesiz oyunun "Avrupa Yakası", "Aşka 103 Adım" ve "Perihan Abla" yapımlarından tanıdığımız usta oyuncu Suna Keskin'e ait. Sahip olduğu tecrübe, hem oyundaki sahnelerinde hem de oyun ekibine danışmanlık yapmasından net bir şekilde anlaşılmaktaydı. Tüm oyuncular oldukça parlak bir performans sergilediler. Bu noktada başrol oyuncusu Nilay Erdönmez'e ayrı bir parantez açmak istiyorum. Erdönmez'in hem sözlü hem sözsüz oyunculuğu oldukça etkileyiciydi. Sahnedeki duruşu, konuşması, dansı ve tonlamalarına kadar her şey sizi oyunun detaylarını takip etmeniz konusunda dürten bir uyarıcı gibiydi.

Edebiyat tarihi, aynı anı tekrar yaşama arzusu ve laneti üzerine etkileyici metinlerle dolu. Sahnede ise daha sınırlı görüyoruz bu temayı. İşte “Kalanlar” bu yönüyle de özel bir oyun. Zamanı, hafızayı, tekrar tekrar aynı deliğe düşmeyi ve belki de oradan çıkabilmeyi anlatıyor. Oyun kendi içinde bir döngü ve izleyiciyi de o dehlize çekiyor. Bakış açımızın sert ve keskin olduğunu zannederiz ya hani, “Kalanlar” aslında nasıl da manipülasyona açık olduğumuzu o girdabın içinde yüzümüze vuruyor. Öte yandan oyuna yönelik tek eleştirim, cenazesi yapılan kişiye oyunun bir noktasında sahnede yer vermemiş olmaları. Sahnedeki karakterlerin ölü üzerinden yaşadıkları anıları ve diyaloglara bu kadar odaklanmışken ölen kişinin tahayyülü tamamen seyirciye bırakılmamalıydı ve sahnede kısacık bir an bile olsa somut olarak yer almalıydı.

“Kalanlar”, iyi bir oyun, aynı zamanda iyi anlatılan, iyi yaygınlaştırılan bir oyun. Kaderine terk edilmeden, doğru ve etkin tanıtılması biz izleyiciler için bir şans. Çarpıcılık ve detayları takip etme dürtüsünü harekete geçiren bir oyun arayan herkese şiddetle tavsiye ederim. DasDas Sahne internet sitesinden oyunun biletlerine dair güncel bilgilere ulaşabilirsiniz.