Yapay zekâ yabancı dünya arayışımıza nasıl yardım edebilir?

NASA, yabancı gezegenler ve tehlike potansiyeli barındıran asteroitlerle ilgili araştırmalara yardım edecek bir yapay zekâ arayışında. Yetkililere göre yapay zekâ, Dünya dışında yaşam arayışında bizlere yardımcı olabilir.

Google Haberlere Abone ol

Samantha Mathewson

NASA yetkililerine göre yapay zekâ, yabancı gezegenler üzerindeki yaşam arayışında ve yakınlarda bulunan asteroitlerin tespit edilmesinde bizlere yardımcı olabilir.

Uzay ajansından yapılan açıklamaya göre, NASA, gelecekteki görevlerde James Webb Uzay Teleskopu veya Transiting Exoplanet Survey Satellite (TESS) misyonu gibi araçlar tarafından toplanacak verileri yorumlamak amacıyla, makine öğrenme sistemleri ve yapay zekâ gibi teknolojiler kullanmayı umuyor.

ARAŞTIRMALARA BÜYÜK BİR İVME KATACAKLAR

ABD’nin Maryland eyaletinin Greenbelt bölgesindeki NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde astrobiyolog olarak görev yapan Giada Arney, “Bu teknolojiler öncelikle büyük veri kümeleri ve özellikle öte gezegen araştırmaları açısından büyük öneme sahip” diyor. “Çünkü gelecekteki gözlemlerden elde edeceğimiz veriler seyrek ve karmaşık olacak. Bunları anlamak gerçekten çok zor olacak. Bu nedenle, böylesi araçlar, araştırmalarda bize yardım sunacak büyük bir potansiyel barındırıyor.”

NASA, ileri düzeyde makine öğrenim teknikleri geliştirmek amacıyla Intel, IBM ve Google gibi şirketlerle ortaklıklar kurdu. Her yaz ‘Frontier Development Lab’ (FDL / Öncü Gelişim Laboratuvarı) adı verilen sekiz haftalık bir program dahilinde teknoloji ve uzay alanındaki yenilikçi şirketleri bir araya getiriyor.

NASA’nın Goddard Merkezi’nde astrobiyolog olan Shawn Domagal-Goldman bir açıklamasında, “FDL, farklı müzik aletlerinin ve müzisyenlerin doğaçlama bir müzik buluşması için bir garajda toplandığı, gerçekten havalı bir şeyler yarattığı ve ‘Bakın, burada bir grubumuz var’ diyen, sıkı bir müzik grubu gibi hissettiriyor” diyor.

Domagal-Goldman ve Arney, 2018 yılında, görüntüleri analiz etmek ve atmosferlerinde moleküller tarafından yayılan ya da emilen ışığın dalga boylarına dayanarak öte gezegenlerin kimyasını tanımlamak için beyin benzeri “sinir ağları” kullanan bir makine öğrenme tekniği geliştiren FDL ekibine danışmanlık yaptı. Yapılan açıklamaya göre, bu teknik, beyindeki nöronların, yani sinir hücrelerinin bilgiyi işlemek ve iletmek için diğer nöronlarla bağlanma biçimine benzer şekilde bilgileri işliyor.

UMUT VERİCİ YENİ TEKNİKLER

Araştırmacılar, bu sinir ağları tekniğini kullanarak WASP-12B adı verilen bir öte gezegenin atmosferindeki çeşitli moleküllerin miktarını geleneksel yöntemlerden çok daha isabetli bir şekilde tanımlayabildiler.

Domagal-Goldman yaptığı açıklamada, buna ek olarak, nöral ağ tekniğinin yeterli veri olmadığı durumlarda da bunu belirleyebildiğini, “Bu tahminlere güven duyup duymamamız noktasında bunun gerçekten önemli olduğunu” ifade ediyor.

Araştırmacılar, ekibin nöral ağ tekniği henüz gelişimini sürdürmekteyken, gelecekteki teleskoplar tarafından toplanacak verileri incelemek amacıyla bir gün kullanılabileceğini ve bilim insanlarının üzerinde daha fazla çalışılmasını hak eden öte gezegen adayları listesini daraltmasına yardımcı olabileceğini dile getiriyorlar.

Diğer FDL teknolojileri de iyi bir şekilde değerlendiriliyor. Örneğin, 2017 yılında bir ekip, dört gün içinde boyut, şekil ve spin (dönüş) oranını da içerecek biçimde 3 boyutlu asteroit modelleri oluşturabilecek bir makine öğrenme programı geliştirdi. Yapılan açıklamaya göre, bu tür bir program, potansiyel olarak Dünya’ya yönelik bir tehdit arz eden asteroitleri tespit etmek ve yolundan saptırmak için büyük bir öneme sahip.

İNSAN-MAKİNE ORTAKLIĞI İLERLEYECEK

NASA, uzay aracı filosundan her 15 saniyede yaklaşık 2 gigabayt veri topluyor. Buna karşın NASA’da heliofizikçi* olan Madhulika Guhathakurta yaptığı açıklamada, “Bu verilerin sadece bir kısmını inceleyebiliyoruz; zira sınırlı miktarda insan, zaman ve kaynağa sahibiz. Bu nedenle, bu araçları daha fazla kullanmamız gerekiyor” diyor.

Araştırmacılar, buna ek olarak, gelecekteki uzay araçları için de yapay zekâ teknolojileri yaratmamız gerektiğini ifade ediyorlar. Bunu yapmak, uzay aracının gerçek zamanlı olarak bilimsel kararlar alabilmesine ve bunun karşılığında uzay aracının Dünya’daki bilim insanlarıyla iletişim kurabilmesi için gereken zamandan tasarruf etmesine olanak sağlayacak.

Arney, “Yapay zekâ yöntemleri, zor görevlerde öncelikli olan ayak işlerini yaparak beynimizin işlem gücünü rahatça kullanmamıza yardımcı olacak” diyor. “Yine de bu yöntemler yakın bir zamanda insanların yerini alamayacak; zira hâlâ sonuçları kontrol etmemiz gerekecek.”

*Heliofizik, Güneş’in yanı sıra Güneş ile Güneş Sistemi arasındaki fiziksel bağlantıları inceleyen fizik dalıdır.

**Makalenin orijinali Space.com sitesinde yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)