Ozonu delen kimyasalların sinsi dönüşü

Ozonun delinmesinin engellenmesi ekolojik hareketin ilk büyük zaferlerinden biriydi ama kloroflorokarbonlar geri döndü. CFC 11 kimyasallarının 2006'dan beri üretilmediği düşünülüyordu ancak birilerinin hile yaptığı ortaya çıktı. Peki ama nasıl? Cevabı Yeşil Gündem'de...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi  (NOAA) yeni ve tuhaf bir şey keşfetti. Geçmişte atmosfer içindeki ozon tabakasını deldiği için gündem maddesi olan ve  2010 yılından beri Montreal Sözleşmesi kullanımı yasaklanmış olan kloroflorokarbonlar Doğu Asya'da tekrar arz-ı endam etti.

Bilim insanlarının konuyla ilgili araştırması Nature dergisinde yayınlandı. Dergide yayınlanan araştırmaya göre uzun yıllardır kloroflorokarbonlar arasında ozona en çok zarar veren gazlardan biri de trikloroflokarbonmetan (CFC 11) adıyla bilinen gazdı. Bugün CFC 11 hâlâ stratosfer tabakasının dörtte birinde bulunan klorin gazına kaynaklık ediyor. Ozon tabakasının kendini tamir edebilmesi ise atmosfer içindeki CFC 11 yoğunluğunun düşmesine bağlı. Aslında 2002 ve 2012 yılları arasında her şey yolundaydı. Atmosfer içindeki CFC 11 miktarı düzenli olarak düşüyordu. Öte yandan 2012 yılından itibaren CFC  11 gazının azalma hızında yüzde 50 oranında bir düşüş dikkat çekti. bu arada 2012 itibarıyla atmosfer içindeki CFC 11 emisyonları yüzde 25 artış gösterdi. Kloroflorokarbonların neden Doğu Asya'da ortaya çıktığı henüz anlaşılmadı ama yapılan açıklamalardan biri de eski binaların yıkılmaya başlamasıyla bu gazların açığa çıktığı.

OZONA KARŞI MÜCADELE KAZANILMIŞTI 

Ozon tabakasının delinmesi ekolojik tahribatın boyutlarını dünya kamuoyu önünde gözler önüne seren ilk göstergelerden biri oldu. Ozon tabakasındaki delinme ilk defa 1985 yılında tespit edildi.  Ozonun delinmesi sebebiyle insanların ultraviyole ışınlar (UV ışınları) tarafından yayılan radyasyonun cilt kanserine sebep olduğu ortaya çıkmıştı. Bu delinmenin sebebinin ise kloroflorokarbonlar olduğu çok kısa sürede anlaşıldı. Kloroflorokarbonlar, ağırlıklı olarak soğutucularda, yakıt üretiminde, muhtelif sprey tüplerinde kullanılıyordu. Dönemin çevre aktivistleri ozon tabakasındaki deliğin yayılmasını engellemek için harekete geçtiler ve uluslararası kamuoyu üzerinde baskı kurarak bugüne kadar elde ettikleri en hızlı zaferlerden birini kazandılar. 1987 yılında Montreal Protokolü oluşturuldu. Uzun adı Ozon Tabakasını İncelten Maddelere İlişkin Montreal Protokolü olan anlaşma, 1989 yılında resmi olarak yürürlüğe girdi. O zamandan beri anlaşma dokuz defa güncellendi. 1990’da Londra’da, 1991’de Nairobi’de, 1992’de Kopenhag’da, 1993’te Bangkok’ta, 1995’te Viyana’da, 1997’de Montreal’de, 1998’de Avustralya’da, 1999’da Pekin’de ve en son 2016’da Kigali’de anlaşmaya eklemeler ve güncellemeler yapıldı. Yapılan değişiklikler uyarınca 2010 yılında CFC 11 maddesinin küresel üretimi tamamen yasaklandı. Türkiye anlaşmayı 1991 yılında kabul etti.

Montreal Sözleşmesi kısa bir süre içinde etkisini göstermişti. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından 2014 yılında yayınlanan rapora göre, protokolün bir sonucu olarak, Antarktika’daki ozon deliğinin yavaş yavaş düzeldiği ozon tabakasının 2050 ve 2070 yılları arasında 1980 yılı seviyelerine dönmesi beklendiği söyleniyordu.  Bu yüzyılın sonunda ise ozon tabakasındaki deliğin tamamen kapanması öngörülüyordu.

OZONUN TAMİRİ ON YIL GECİKEBİLİR

Montreal Sözleşmesi, bugüne kadar en sıkı uyulan anlaşmalardan biri olarak biliniyordu. O kadar ki bugüne kadar sayıları 200'e yaklaşan imzacı ülkeler kendi bünyelerindeki ihlal eden kurumları anında bildiriyordu. Bu yüzden Nature dergisindeki makalenin yazarlarından biri olan Stephen Montzka Wahington Post gazetesine verdiği demeçte "Otuz yıldan fazla bir süredir  ölçüm yapıyorum bu bulgular bugüne kadar gördüğüm en şaşkınlık verici şey" dedi. Zira, 2006 yılından bu yana CFC 11 kimyasallarının üretilmediği düşünülüyordu ama bu durum altı yıldır üretim yapıldığı ve UNEP'in ozonla ilgili sekreteryasına bir bildirim yapılmadığını ortaya koyuyor. Stephen Montzka yaptıkları işi "Bizler atmosfer dedektifleriyiz. Ne zaman olağandışı bir şey görsek alarm veririz" sözleriyle nitelendiriyor. ABD merkezli  Yönetişim ve Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü'nün (Institute for Governance and Sustainable Development) kurucusu Durwood Zaelke, birilerinin hileye başvurduğunu vurgulayarak bu gelişmeler karşısında sadece şaşkınlığa uğradığını ve bunun sebebinin sadece bu kimyasalların uzun süredir yasak olması olmadığını söylüyor. Durwood Zaelke, CFC 11'in karşısında çok sayıda alternatif bulunduğunu ve bu yüzden CFC 11'e yönelik ne menem bir pazar oluştuğunu anlayamadığını belirtiyor. Guardian gazetesi ise konuyla ilgili haberinde ozon tabakasının tamirinde on yıllık bir gecikme yaşanacağını ortaya koyuyor. UNEP sözcüsü  Keith Weller bu yeni  bulguların taraf ülkelerin önüne konulması gerektiğini ve gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini vurguluyor.

NOAA'nın yeni bulguları uluslararası kamuoyunda bir soğuk duş etkisi yarattı. Endişe verici bu yeni gelişme bir, iki  soruyu da gündeme getiriyor. İlk olarak bu tür anlaşmaların ne kadar yaptırım gücü olabiliyor veya olabilecek? İkinci olarak ABD'nin çok sayıda kamu kuruluşunda bu tür araştırmalar hâlâ yürütülebiliyor ama Trump yönetiminin Çevre Bakanlığı (EPA) başta olmak üzere çok sayıda kurumun araştırma fonlarını kıstığını biliyoruz. Peki şimdi bile çok önemli bir gelişmeyi en az altı senedir bilmiyorken bundan sonra yaşayacağımız felaketlere hazırlıksız yakalanmaya mahkum muyuz gerçekten? Atılacak yeni adımlar aynı zamanda bu soruların da cevapları olacak.


Kaynaklar:

https://www.nature.com/articles/s41586-018-0106-2

https://www.huffingtonpost.com/entry/theres-been-a-mysterious-rise-in-ozone-destroying-emissions_us_5afef41ce4b0463cdba16a60

New York Times

https://www.theguardian.com/environment/2018/may/16/mysterious-rise-in-banned-ozone-destroying-chemical-shocks-scientists

https://www.washingtonpost.com/news/energy-environment/wp/2018/05/16/someone-somewhere-is-making-a-banned-chemical-that-destroys-the-ozone-layer-scientists-suspect/?utm_term=.6c977942b389

https://www.independent.co.uk/environment/ozone-hole-chemicals-cfc-increase-mystery-source-east-asia-antarctica-a8354481.html

Doğa Dergisi