İklim değişikliğiyle uyuyan devler uyanabilir

Değişen deniz seviyelerinin uykudaki volkanları harekete geçirebileceği ifade ediliyor. Milyonlarca yıldır derin suların altında yatmakta olan devasa volkanların, yaşanacak kuraklıklar sebebiyle serbest kalarak dünyayı ateş ve yıkımla kaplamasından korkuluyor.

Google Haberlere Abone ol

Peter Dockrill *

İklim değişikliğine ilişkin korkutucu tahminler, yükselen denizlerin karaları yutmasını da içeren oldukça karamsar bir geleceğe vurgu yapıyor; ancak geri çekilen sular da dünyanın geçmişinden kalma farklı bir tür cehennemi tetikliyor olabilir.

Beş milyon yıl önce meydana gelen devasa bir kuraklık, Akdeniz’in tam anlamıyla buharlaşmasına neden oldu ve şimdi bilim insanları, bunun bölgede rastgele bir volkanik faaliyete neden olabileceğini düşünüyorlar.

Messini Kuraklık Krizi (MKK) veya Messini Etkinliği olarak da bilinen bu olay, Akdeniz’in Atlantik Okyanusu’ndan ayrılmasının ardından, günümüzden 5,96 ilâ 5,33 milyon yıl önce gerçekleşti.

Sürekli yenilenen bir su kaynağından yoksun kalan Akdeniz büyük bir kuraklığa maruz kaldı ve neticede, havzanın tamamı bin yıl boyunca neredeyse tamamen susuz kaldı.

İsviçre’deki Cenevre Üniversitesi’nden (UNIGE) araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışmaya göre, bu kitlesel su eksilmesi Akdeniz’in etrafında ve altında bulunan volkanik bölgelerde çeşitli tepkimelere neden olmuştu.

DENİZ SEVİYESİNDEKİ DEĞİŞİM VOLKANLARI TETİKLEDİ

UNIGE araştırmacılarından biri olan jeolog Pietro Sternai, “Deniz seviyesinde yaşanan âni düşüşlerde görüldüğü üzere, dünya yüzeyinde meydana gelen olayların yerin derinliklerindeki basıncın değişmesine neden olduğunu ve magma hareketleri üzerinde de bir etkisi olduğunu fark ettik,” diyor.

Ekip, Messini Kuraklık Krizi sırasında püsküren ve ardından soğuyan magma kalıntılarından kalan kristalize minerallerin gösterdiği üzere, Akdeniz havzasında yaklaşık 13 volkanik patlama meydana geldiğini belirtiyor.

Araştırmacılar, bu volkanik aktivite seviyesinde bölgede ortalama aktivitenin iki katından fazlasının gerçekleşmiş olduğunu söylüyorlar ve bu artışın da bir açıklaması olduğunu ifade ediyorlar.

Sternai, “Elimizdeki tek mantıksal açıklama, denizin kurumuş olduğu hipotezi; çünkü bu, Akdeniz’in tamamında yüzeydeki baskı ve magma üretimini değiştirecek seviyede güçlü olabilecek tek olay,” diyor.

Zira, Akdeniz havzasındaki su seviyesi çok daha az düzeye inerek, çevresindeki topraklar üzerindeki baskının belirgin bir şekilde azalmasına neden olmalıydı; bu durum da basınç azalmasının bir neticesi olarak “litosfer boşalması” diye adlandırılan bir olaya yol açmıştı.

AĞIRLIĞIN ETKİSİ AZALDIKÇA, VOLKANİK AKTİVİTELER ARTTI

Ekibin yaptığı modellemeye göre azalan ağırlığın etkisi, yerkabuğunun esneme oranını artırarak, daha az basınca maruz kalan ve yer altındaki volkanik odalarda meydana gelen magma üretiminde büyük bir artışa neden olmuştu.

Sternai, “Gerçekleşen simülasyonlar, volkanik hareketlilikte saptanan artışa ilişkin tek açıklamanın Akdeniz’in seviyesinin (ve dolayısıyla ağırlığının) yaklaşık 2 kilometre düşmesi olabileceğini gösterdi,” diyor.

Sudaki böylesine yoğun bir seviye kaybı, aşağıdaki çizimde de görebileceğiniz üzere, Akdeniz sahil şeridi çizgilerini tamamen değiştirmiş olmalıydı.

Resimde beyaz çizgi bugünkü kıyı şeridini, çizginin iç kısmında kalan gri bölgelerse Messini Kuraklık Krizi sırasında küçülen Akdeniz'in sığ mavi su birikintisini çevreleyen alanı gösteriyor:

Kırmızı noktalar, havza çevresindeki arazide bulunan volkanik bölgeleri temsil ediyor ve kırmızı dairelerin büyüklüğü, magma üretiminde artışa neden olduğu tahmin edilen kuraklığın oransal etkisini gösteriyor.

Bu gerçekten dikkat çekici bir hipotez; ancak ortada bir örneği yok.

Bilim insanları, genelde yanardağların iklim değişikliği üzerindeki etkilerine kafa yorarken, sıcaklığın neden olduğu devasa kıtasal kaymaların Dünya’nın kabuğunda neden olduğu sıkışmaların aksinin de mümkün olduğunu düşünmeye başladılar.

Güney Florida Üniversitesi Jeofizik bölümünden Steve McNutt’un ifade ettiği üzere, bu olay meydana geldiğinde magma “tüpün içindeki diş macunu gibi”, üretildiği odalarda sıkışabiliyor.

Sternai ve meslektaşları haklıysa, bahsedilen olay, milyonlarca yıl önce uykuda olan yanardağların ateşli bir yıkıma yol açacak biçimde harekete geçmesine yol açan etkendi; öte yandan bu olasılık, insanların iklim değişikliğinin büyük ve öngörülemeyen etkilerini kesinlikle hafife almaması gerektiğini hatırlatan bir başka önemli nokta.

* Yazının aslı Science Alert sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)