YAZARLAR

Banka soymak ya da bir şiir-sloganın tuhaf tarihi

Brecht 1941’de Hitler faşizmine karşı direniş çağrısı olarak kaleme aldığı Keiner Oder Alle, yani Ya Hep Beraber ya Hiçbirimiz şiiriyle aramızda dolaşıyor. Sloganlaşan şiiri üzerinden Türkiye’de yaşananları izleseydi Brecht, yine kendi yapıtlarına; Üç Kuruşluk Opera’ya ya da Beş Paralık Roman’a bakmamızı söylerdi belki de. Tuhaf bir yer Türkiye. Brecht’in buradaki serüveni ayrıca incelenmeye değer.

Alanlarda, sokaklarda, salonlarda, mitinglerde, yürüyüşlerde, grevlerde, toplantılarda onyıllardır yankılanan “Ya hep beraber ya hiçbirimiz / Kurtuluş yok tek başına” sözlerini, sloganını bir anda “terör örgütü”ne mal etti iktidar cenahı.

En birinci ağızdan kitlelerin önünde açıklandı: “Slogan, 1971 yılında Ziraat Bankası’nı soyan bir sol terör örgütüne ait.” (Bkz: Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Manisa AKP İl Kongresi konuşması, 1 Şubat 2025, Cumartesi)

Oysa memleketin dört bir yanında onyıllardır genci, öğrencisi, işçisi, işsizi, emeklisiyle hemen her toplumsal kesimden insanın dilinde bu sözler. Sanırsınız kitlelere mal olmamış da ilk kez duyuluyor bu “terör örgütü sloganı”! Hepsi bir yana, Ünsal Ünlü senelerdir keyifle, başarıyla sürdürdüğü sabah yayınlarını hafta içi her gün “Ya hep beraber ya hiçbirimiz / Kurtuluş yok tek başına” çağrısı, uyarısıyla noktalamıyor sanki…

Evrensel diyebileceğimiz “ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganı neden ve nasıl bir anda, üstelik 55 yıl önceki banka soygunuyla ilişkilendirilerek “terör örgütü sloganı” oldu?

Süreç izlendiğinde görülüyor ki, bugüne dek genel olarak sosyalist - sol çevrenin dillendirdiği sözler, 2025 Ocak ortalarından beri başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere CHP tarafından da kullanılır hale geliyor. Ne oluyorsa ondan sonra oluyor.

CHP cenahı Beşiktaş Belediye Başkanı’nın görevden alınıp tutuklanması üstüne ilk kez 15 Ocak’ta “kurtuluş yok tek başına” demeye başlıyor. En yüksek perdeden ve kitlesel boyuttaki seslendirme 31 Ocak Cuma günü yine İmamoğlu’ndan geliyor. (Cumhurbaşkanı’nın “slogan banka soyan terör örgütüne ait” teşhis ve açıklamasından bir gün önce.) “Kamu görevlisini -İstanbul Başsavcısını- hedef gösterme” ve terör suçlamasıyla hakkında başlatılan soruşturma için Çağlayan Adliyesi‘nde ifade veren İmamoğlu, çıkışta mitinge dönüşen toplantıda Mansur Yavaş’la birlikte halka sesleniyor. Orada söz konusu slogan seslendirilmekle kalmıyor, izleyicilerin taşıdığı pankartlarda yumruğu havada İmamoğlu portresinin yanında yine aynı slogan. 

Kaldı ki o konuşma bir gün öncesinde, 30 Ocak’da İmamoğlu’nun sosyal medya hesabından Kurtuluş Yok Tek Başına; Ya hep beraber Ya Hiçbirimiz başlığıyla yayımlanıyor. 

Birkaç gün geriye, 27 Ocak Pazartesi’ne gidiyoruz: İmamoğlu Turpun Büyüğü başlıklı bir basın toplantısı düzenliyor. Kendisine ve CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalarda aynı bilirkişinin görevlendirildiğini açıklıyor. “Dizi sektöründe tekelleşme” iddiasıyla mali suçlardan hakkında soruşturma başlatılan Ayşe Barım, “Gezi kalkışması planlayıcısı” iddiasıyla “terör”den tutuklanıyor o günün akşamında. Yine sosyal medya hesabından haberle birlikte "Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz" paylaşımı yapıyor İmamoğlu. Üsküdar başta olmak üzere başka belediye başkanları da onu izleyerek aynı mesajı, sloganı paylaşıyor. 

SOSYAL MEDYA SUFLÖRLERİ, AKTİVİSTLERİ

By FTH kod adlı X kullanıcısı harekete geçiyor. İmamoğlu’nun gün içinde 2.5 milyonun üstünde görüntülenen paylaşımını alıntılayarak soruyor: “Ayşe Barım’a destek olmak amacıyla atılan twitlerde kullanılan ‘Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz’ sloganının TKİP-DHKP-C’ye ait olduğunu biliyor muydunuz?”

Aynı platformda, söz konusu ifadenin 1898 - 1956 yıllarında yaşayan Alman şair Bertolt Brecht’e ait olduğu düzeltmesi gelse de iş orada kalmıyor, sloganın “siyasal Alevici”ler dahil, bütün terör örgütlerince kullanıldığı iddiası sökün ediyor.  

Hasılı, muhalefete karşı muhalefette ilk cephe sosyal medyada açılıyor. Muhalefetin markaja alınması, propagandaya karşı propaganda (dahası, kara propaganda) sosyal medya aktivistleriyle gerçekleşiyor. Ve yine görülüyor ki, o aktivistlerden birinin (BY FTH) “slogan TKİP-DHKP’ye ait” iddiası, devlet katında sufle - ihbar kabul ediliyor. İşin 1971’deki banka soygununa nasıl bağlandığını merak edenler, TKİP’nin izini sürsün geriye doğru…

***

Birileri öyle yapmış, kısa bir google taramasıyla sosyal medya aktivistinin tezi doğrulanmış olmalı. Muhtemelen Ekşi Sözlük kılavuzluk etmiştir onlara. “Kurtuluş yok tek başına” sloganını TİKB’ye bağlayan ilk kaynak orada çünkü. Tarih 2004. Bugün, onca yıl sonra pek karşılığı, geçerliği olmasa da aklı evvelin biri milyonların dilindeki sloganın kaynağını, telifini küçük bir örgüte kaydetmiş. 

Banka soymak ya da bir şiir-sloganın tuhaf tarihi - Resim : 1
Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz, Özlem Esmergül, 128 syf., Destek Yayınları, 2020

21 yıl sonra oraya bakan zehir hafiye aktvist, patlatmış hakikati. Derken, trollenen trollenene. Sokaklardan hiç haberi yokmuşcasına zehir hafiye sosyal medya aktivistinin lafının ardına düşüp sloganı Google'layan ilgililer, en az üç ayrı şarkının sloganla aynı adı taşıdığını umursamamıştır tabii ki. Niye umursasınlar; hepsi aynı şey, terör. 2020’de yayımlanan, hala piyasada olan Özlem Esmergül imzalı Brecht biyografisi de aynı kategoriden sayılmış olmalı. 

 

 

NE DİYOR BERTOLT BRECHT

Brecht 1941’de Hitler faşizmine karşı direniş çağrısı olarak kaleme aldığı Keiner Oder Alle, yani Ya Hep Beraber ya Hiçbirimiz şiiriyle aramızda dolaşıyor. 140 dile çevrilen ve galiba sadece burada “terör örgütü”ne atfedilen şiirinin, Türkçe kaynaklarını sorsak kendisine, şu yanıtı alırdık muhtemelen: “Benden 700 yıl önce sizden bir derviş, halkınızın ‘Hünkar’ dediği Hacı Bektaşı Veli aynı şeyi söylemiş: ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım.’ Politikacılarınız çok kullanır bu sözü.”

Tersi?

Her koyun kendi bacağından… Ya da sürü hali.

O faslı; III. Reich'ın Korku ve Sefaleti’ni, Führer saltanatı başlar başlamaz, 1934’te yazmaya koyulan Brecht, oyun Mayıs 1938’de sahnelense de 1943’e dek on yıl boyunca (hatta sonrasında da) üzerinde çalışmayı sürdürmüştür.

Daha önce de yazmıştım, belgesel bir çalışma yapan Brecht’in ilk düşündüğü ad Korku’dur. Sonra Almanya – Bir Dehşet Masalı’na dönüşür. Hitler rejiminin asli iki öğesi: Korku ve dehşet, oyunun ana gövdesi. Derken, süreç ve rejimin icraatı Balzac’ın İnsanlık Komedyası’ndan bir sahneyi getirecektir tarihin güncellenmiş seyrine: Dalkavukların İhtişam ve Sefaleti (bizdeki çeviri Kibar Fahişelerin İhtişam ve Sefaleti).

Bir oyun üstüne on yıllık mesai. Neden?

Neden?

“Yazarlar, savaşan hükümetler kadar hızlı çalışamazlar,” der Brecht, “Çünkü yazmak düşünmeyi gerekli kılar.”

Evet, yazı aklı ve ahlakı başka, trolünkü başka, siyasetinki başka.

***

Sloganlaşan şiiri üzerinden Türkiye’de yaşananları izleseydi Brecht, yine kendi yapıtlarına; Üç Kuruşluk Opera’ya ya da Beş Paralık Roman’a bakmamızı söylerdi belki de.

Zaten banka soygunu faslı da var orada. Hoş, şunun şurasında, daha 2009’da Brecht’in Üç Kuruşluk Opera’sından dizeler - sloganlarla donanmıştı İstanbul sokakları. Hem de banka sahiplerinin, büyük holdinglerin, Kültür Bakanlığı’nın, iktidar partisinden belediyelerin sponsorluğuyla… 

Banka soymak ya da bir şiir-sloganın tuhaf tarihi - Resim : 2Tuhaf bir yer Türkiye. Brecht’in buradaki serüveni ayrıca incelenmeye değer.