ANKARA - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul’da partisinin il başkanları toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Babacan AK Partili seçmenlere seslenerek “Dindar, muhafazakâr insanların kendi kendilerini eleştirebilme ve yenileyebilme kabiliyetinin olduğunu göstermek için el ele verelim” dedi.

İKİ KİŞİNİN DÖRT DUDAĞI ARASINDAN YÖNETİLEN BİR PARTİ OLDULAR’

AK Parti'nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002 seçimlerinin yıl dönümüne dair değerlendirmelerde de bulunan Babacan, “Bugün 20 yılını dolduran hikâyenin kaybedeni Erdoğan oldu. Onların hikâyesinde bir zafer mafer yok. Başka partilerin desteğine muhtaç kaldılar” dedi ve şöyle devam etti:

“Cumhuriyetin ilk yüzyılında ülkeyi batıran iki krizin mimarını, 28 Şubat’ın destekçisi Perinçek’i almış; ‘ortaklarım bunlar’ diye gösteriyor. Türkiye’nin yeni yüzyılına yürüyormuş. Vay yavrum vay. Bu mu sizin vizyonunuz? Önce bir kişinin iki dudağı arasından yönetilmeye başlayan bir partiye dönüştürdü kendi partisini. Şimdi de iki kişinin dört dudağı arasından yönetilen bir parti oldular.”

‘KRİZLERİN ORTAĞI ‘TAK’ DEDİ, ‘ŞAK’ DİYE OLDU’

MHP lideri Devlet Bahçeli’yi “Krizlerin ortağı” ifadeleriyle niteleyen Babacan, “Krizlerin Ortağı istedi; 2015’te, 2018’de erken seçime gitti. Krizlerin Ortağı istedi; rejim değişti. Krizlerin Ortağı istedi; mafyayı dışarı saldı. Krizlerin Ortağı istedi; şaibelerin ortasındaki bakanı yanında tutmak zorunda kaldı” dedi ve şöyle sözlerini sürdürdü:

“Dünkü grup başkanvekilini bir günde kovdu. Krizlerin Ortağı ‘tak’ dedi, ‘şak’ diye oldu. Sayın Erdoğan, milletin kendisine emanet ettiği anahtarı Bahçeli’ye kaptırdı. Beştepe’yi, Bahçeli’nin mahalle temsilciliğine çevirdi. Gerçekten hazin.”

'KIZIL ORDU KOROSU’NA MI ÖZENDİNİZ?’

Babacan, Polis Akademisi Mezuniyet Töreni’nde AK Parti'nin 'Türkiye Yüzyılı' programı için bestelenen aynı adlı şarkının da polisler tarafından seslendirilmesine tepki göstererek şunları söyledi:

“Devlette partizanlığın yeri olmaz. Gözümüzün önünde, iktidar partisinin seçim şarkısı söylendi. Bir dakika arkadaş, ne oluyoruz ya. Kaşla göz arasında Kızıl Ordu Korosu’na mı özendiniz? Çok istiyorsanız partinizin özel müzik grubunuzu kurarsınız, şarkılarınızı Spotify’a yüklersiniz, istediğiniz gibi çalıp oynarsınız. Bir devlet kurumunun töreninde, emniyet mensuplarımıza kendi partinizin seçim şarkısını söyletemezsiniz. Adil ve şeffaf yapılması gereken seçimlerde, sokakta güvenliği sağlamakla görevli bir kuruma, partinizin şarkısını söyletemezsiniz.”

‘ON MİLYONLARCA İNSAN, AK PARTİ’YE ADALETİ ÇİĞNESİN DİYE Mİ OY VERDİ?’

“On milyonlarca insan, AK Parti’ye adaleti, hukuku çiğnesin diye mi oy verdi?” ifadeleriyle sözlerini sürdüren Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde sıralandı:

TAM BİR İBRETLİK DURUM: Parti aidatını ödemek için kenara köşeye para koyan insanlar, AK Parti’yi 20. yılın sonunda yoksuldan alıp zengine versin diye mi destekledi? 20 sene önce yolsuzlukları bitirsin diye oy verdiği iktidarın, milletin parasını çarçur edebileceğini tahmin edebilir miydi? Hayır. Tam bir ibretlik durum.”

CAMİLERDE SİYASİ PROPAGANDA YAPILDIĞI BİR ÜLKE Mİ HAYAL ETMİŞLERDİ?: 20 sene önce ezilenlerin adına yola koyulanlar, o geniş kitlenin desteğini bugünler için mi aldı? O kitlenin istediği Türkiye bu muydu? İnsanların fikirleri yüzünden hapis yattığı, azıcık muhalif her STK’nın, her gazetecinin görüldüğü yerde ezildiği, tek bir sesin bütün sesleri bastırdığı, polisin iktidar partisinin şarkısını söylediği, camilerde siyasi propaganda yapıldığı, gençlerin mutsuz olup odasına kapandığı, kadınların ne evde ne sokakta huzur bulabildiği, ötekileştirmenin zirveye vardığı bir ülke mi hayal etmişlerdi?”

DİNDAR İNSANLARIN KENDİLERİNİ YENİLEYEBİLME KABİLİYETİNİ GÖSTERELİM: Büyük umutlarla iktidara taşıdığı partisinin icraatlarından artık rahatsız olan insanlara sesleniyorum. Gelin, eski mağdurların, yeni mağduriyetler karşısında kayıtsız kalmayacağını gösterelim. Dindar insanların, muhafazakâr insanların, kendi kendilerini eleştirebilme ve yenileyebilme kabiliyetinin olduğunu hem Türkiye’ye hem de dünyaya göstermek için el ele verelim.”

‘KÜRT MESELESİNİ VE ALEVİ MESELESİNİ EŞİT VATANDAŞLIKLA ÇÖZECEĞİZ: Türkiye’nin prangalarını sökeceğiz. ‘Yapamazlar’ diyecekler. Yapacağız. ‘Çözülemez’ diyecekler, çözeceğiz. Meselelerimizi hakla, hukukla, adaletle, eşitlikle çözeceğiz. Kürt meselesini çözeceğiz. Eşit vatandaşlıkla çözeceğiz. Alevi meselesini çözeceğiz. Onu da eşit vatandaşlıkla çözeceğiz. Dünya âlem bizi üretimimizle, ihracatımızla, teknolojimizle, zenginliğimizle konuşacak.