AP Raportörü: Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi kararını anlaşılmaz buluyorum

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor ve Equality Now Avrasya Bölge Temsilcisi Tamar Dekanosidze, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  Kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesine yönelik düzenlemeler içeren İstanbul Sözleşmesi, bugün itibariyle Cumhurbaşkanı kararı ile yürürlükten kalktı. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına ilişkin Türkiye’de eylemler devam ederken, uluslararası kadın örgütlerinden ve Avrupa Birliği’nden de tepkiler geliyor.

'İNSAN HAKLARINDA BOZULMANIN EN AÇIK ÖRNEKLERİNDEN BİRİSİ'

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Nacho Sanchez Amor, Türkiye’nin çekilme kararına ilişkin Gazete Duvar'a yaptığı açıklamada, ‘’Avrupa Parlamentosu, geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi, AB sürecinden ve uluslararası standartlardan uzaklaştırdığı ve kadına yönelik şiddeti önleme ve kadın haklarını geliştirme taahhütlerini ciddi şekilde sorguladığı için İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını kınadı. Bu kararın, ülkede insan hakları konusunda endişe verici şekilde devam eden bozulmanın en açık örneklerinden biri olduğuna inanıyorum. Türkiye sözleşmeyi imzalayan ve onaylayan ilk ülke olduğundan beri sözleşme değişmediği için bu kararı anlaşılmaz buluyorum’’ dedi ve ekledi:

‘’Pandemi sırasında kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemde ve ülkedeki yüksek kadın cinayet oranı göz önüne alındığında, karar tehlikelidir. Avrupa Parlamentosu'nun Türk makamlarına bu karardan dönme çağrısını bir kez daha yineliyorum. AB-Türkiye ilişkilerinde geliştirilebilecek herhangi bir olumlu gündemle ilgili olarak temel hakların ve hukukun üstünlüğünün iç durumundaki iyileştirmelerin öneminde ısrar etmeye devam edeceğiz’.’

‘CİNSİYETE DAYALI SUÇLAR SIRADAN SUÇ MUAMELESİ GÖRMEMELİ’

Kadın ve kız çocuklarının haklarının korunması ve geliştirilmesini savunan sivil toplum kuruluşu Equality Now’un Avrasya Bölge Temsilcisi Tamar Dekanosidze de konuya ilişkin Gazete Duvar'a açıklamalarda bulundu. Dekanosidze yaptığı açıklamada, ‘’İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin özel bir mesele olmadığını ve devletin proaktif tedbirler alma yükümlülüğü olduğunu açıklığa kavuşturuyor. Bu, hükümetlerin aile içi şiddet ve diğer toplumsal cinsiyete dayalı şiddet türlerini ele alırken yönlendirmesi gereken paradigma açısından önemli bir husustur’’ dedi.

Sözleşmenin kadınlara yönelik şiddeti, özellikle mağdurun cinsiyetine dayalı bir ayrımcılık biçimi olarak çerçevelemesi bakımından çığır açıcı olduğunu belirten Dekanosidze, "Bu tür eylemler münferit olaylar olarak değil, yapısal ve sistemik cinsiyet eşitsizliğine gömülü olan daha büyük bir resmin parçası olarak görülüyor’" dedi.

Dekanosidze, “İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, kadın ve erkek arasındaki eşitsiz güç ilişkilerinden kaynaklandığı için diğer şiddet türlerinden farklı olduğunu kabul etmektedir. Bu tür istismarlar, mağdurun cinsiyetinden kaynaklandığı için bu bağlamda değerlendirilmelidir. Örneğin hırsızlık veya dolandırıcılık gibi "sıradan" suçlar olarak muamele görmemelidirler’’ dedi ve ekledi:

“Dünya Sağlık Örgütü'nün verileri, Türkiye'deki kadınların yüzde 38'inin hayatları boyunca bir partnerden şiddet gördüğünü gösteriyor. Ülke, pandeminin başlangıcından bu yana aile içi şiddet ve kadın cinayetlerinde korkunç bir artış yaşarken işler daha da kötüye gidiyor’’

Dekanosidze sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Türkiye genelinde kadınlar, hükümetin Sözleşme’den çekilme kararına yönelik öfkelerini ifade etmek için sokaklara döküldü ve sosyal medyadan tepkilerini dile getirdi. Kadınlar ve kızlar her gün eşleri, eski eşleri ve aile üyeleri tarafından zarar görmektedir. Türkiye hükümeti, korumaları kaldırmak yerine, hayatta kalanların ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet riski altındakilerin hak ettikleri yardımı ve adaleti almalarını sağlamak için acilen harekete geçmelidir."

'TÜRKİYE, KADINLARIN GÜVENLİĞİNE YÖNELİK ALTIN STANDARTLARA SIRTINI ÇEVİRDİ'

Uluslararası Af Örgütü de bugün geri çekilme kararına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.  Yapılan açıklamada, Türkiye’nin bugün İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin, milyonlarca kadını ve kız çocuğunu daha büyük bir şiddet riski altına sokacağı belirtildi.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konuya ilişkin açıklamasında, “Bugün saatler gece yarısını vurduğunda Türkiye, kadınlar ve kız çocukların güvenliğine yönelik altın standartlara sırtını çevirdi. Çekilme kararı; istismar eden, sakat bırakan ve öldüren faillere, tüm bunları cezasızlıkla yapmaya devam edebileceklerine dair sorumsuz ve tehlikeli bir mesaj iletiyor” dedi. Callamard sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye kadın hakları konusunda 10 yıl geriye gitti ve korkunç bir emsal oluşturdu. Bu vahim karar dünyanın dört bir yanındaki kadın hakları aktivistlerini bir araya getiriyor. Haklarımızı hedef alacak bu ve ardından gelebilecek saldırılara karşı direnmek için bir arada olmak zorundayız.”