Aşkın ve imanın şairi: Fethi

Fethi’nin 'Diwan'ı 2012 yılında Nubihar Yayınları'ndan çıktı. Aruz vezniyle yazılmış bu şiirlerinde tasavvufi aşkın en güzel örneklerini görmek mümkündür. Çektiği acıları, çaresizliğini, sevgiliye hasretini, sabırsızlığını, derin kederini, sevgiliye olan tutkusunu Allah aşkı ve huzurunda bulmasını bütün samimiyetiyle mısralarına dökebilen ender şairlerden biridir Fethi. O aşkın ve imanın şairidir.

Google Haberlere Abone ol

Occo Mahabad

Kalemin ve kelamın gücünü simgeleyen, ona hayat katan, yüreğinin çığlıklarını korkusuzca bütün renkleriyle ortaya koyabilen Kürt coğrafyasının edebi hafızasında unutulmuş, şiirlerini en çok sevdiğim klasik Kürt şairlerinden biridir Fethi.

Onun gizli ruhani dünyasını, dünyevi yoksunluklarını anlamak için şiirlerini okumak yeterlidir. Kimi zaman feryat figan mısralarını dört nala koşturan, acılar içinde yalvar yakar kalbinin derinliklerindeki sesin ızdırabına yanıt arayan biridir. Anlaşılamamış, kimsenin de yeterince anlamaya çalışmadığı, kendi yanlızlığında kalabalıklarına yenik düşmemek için bütün inancıyla mücadele eden bir şairdir Fethi.

Gerçek adı Abdulfettah olan Fethi, 1892 yılında Diyarbakır’ın kuzeydoğusunda bulunan küçük bir dağ ilçesi olan Hazro’da doğar. Kardeşi Abdurrahman, Hazro Beylerine katiplik yaptığı sırada Yazıcı soyadını alır. Abdulfettah da kardeşi gibi Yazıcı soyadını benimser.

Abdulfettah Yazıcı yaşadığı bölgede Hazrolu İmam Abdulfettah yada Hacı Seyda olarak tanınmıştır. İkisi kız ikisi erkek, dört çocuklu ailenin en büyük çocuğu olarak ilk eğitimini imam olan dayısı Ahmed’in yanında alır. Ailenin ve çevrenin muhafazakar anlayışı onun bütün yaşamını etkileyen ana unsur olacaktır. Sevgiliyi Allah aşkıyla derin bir muhabbetle sevmesinin kökeninde çocukluğunda verilen dinsel eğitimin rolü büyüktür. Bu inanç sistemi onun bütün yaşamını şekillendirecek yegane gerçeği temsil eder.

Birçok şehir gezen ve çeşitli hocalardan eğitim alan Fethi en sonunda medrese icazetini imam olan Hüseyin Qiçik’tan alarak baba toprağı olan çok sevdiği, doğduğu yer olan Hazro'ya döner. Medrese eğitiminden sonra imamlığa başlamasıyla birlikte kendisine halk tarafından dinsel olarak önemli bir yeri olan Seyda unvanı verilir. Böylelikle Seyda Abdulfettah diye çağrılır.

AŞKIN VE İMANIN ŞAİRİ

Fethi’nin ana özelliklerinden biri de halk ile iç içe onların sorunlarını dinleyen, elinden geldiğince yöre halkına yol göstermeye çalışan, samimi, yardımsever, alçakgönüllü biri olmasıdır. O dönem Fethi kadar sevilen, sayılan, kendisine hürmet gösterilen bir başka din adamı daha yoktur. O, Seyda unvanını sadece derin ve engin dinsel bilgisinden dolayı almamıştır. Halkın her yönüyle onu benimseyip bir evlat gibi bağrına basması ve kendinden biri gibi kabullenmesi bu unvanı almasındaki ana etkenlerin başında yer alır. Daha 16 yaşındayken dayısı Abdullah ile Hacca gitmesi nedeniyle yöre halkı ve sevenleri, yaşı ilerledikçe onu Hacı Seyda olarak çağırmaya başlar.

Temaları aşk, özlem, şikayet, acı olan Kürtçe, Arapça ve Farsça kaleme aldığı birçok şiirinde kendisini Fethi olarak adlandırmıştır. Bu yüzden klasik Kürt şiirinde Hacı Seyda ya da Hazrolu İmam Abdulfettah diye anılmaz.

Dîwana Fethî, Mela Ebdulfettah Hezroyî, Tehsîn İbrahîm Doskî, 304 rûpel, Nûbihar, 2012.

Onu birçok şairden ayıran temel özelliği, hislerini yalın, olduğu gibi, bütün varlığının her zerresiyle dışa vurmasıdır. Çektiği acıları, çaresizliğini, sevgiliye hasretini, sabırsızlığını, derin kederini, sevgiliye olan tutkusunu Allah aşkı ve huzurunda bulmasını bütün samimiyetiyle mısralarına dökebilen ender şairlerden biridir Fethi. O, aşkın ve imanın şairidir.

Fethi bütün hayatı boyunca iki kere evlenir. İlk eşi dayısı Abdullah Düşünücü’nün kızıdır. İlk evliliğinden çocukları olmaz. Eşinin 1944 yılında vefat etmesiyle birlikte bir süre sonra Şeyh Muhammed Selim Hezani’nin kızıyla evlenir. Bu evliliğinden de çocuk sahibi olamaz. Fethi ölene kadar ikinci eşiyle birlikte yaşar.

İLİM VE İRFAN İLE GEÇEN 52 YIL

83 yıllık ömrünün 52 senesini ilim, irfan sevgisine adayan Fethi, 1975 yılında Hazro'da yaşama gözlerini yumar, sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlanır. Ölümünden sonra Kürtçe ve Arapça birçok eserini geride bırakır.

'Dîwan', 'Qesîdeya Qelem', 'Eqaîd Tev' Fethi’nin Kürtçe yazdığı eserleridir. 'Qesîdeya Tayî' (Mulimmatul-ahzan), 'Qesîdeyên Alfabeyî', 'Hediyyetu ‘s- Sibyan', 'Tehyîcul-Qulûb', 'Lexxez û Nîşankirina Dîrokê', 'Manzûmeyên Serf û Nehwê', 'Sarf û Qira’atê de' ve 'Bed’ul-Emali' Arapça yazdığı eserler olarak bilinir.

Fethi’nin şiirlerinden oluşan 'Diwan'ı, Tehsin İbrahim Doski tarafından latinize edilerek 2012 yılında Nubihar Yayınları'ndan çıktı. Aruz vezniyle yazılmış bu şiirlerinde tasavvufi aşkın en güzel örneklerini görmek mümkündür.

Fethi bir şiirinde aşkından yanıp tutuştuğu, deli divane olduğu sevgiliye yalvararak şöyle seslenir:

Kurban olayım boyuna posuna
Kurban olayım o güzel gözlerine
Bütün kalbim, canım, ruhum, tüm varlığımla
Kurban olayım kurban

Ne yazık ki bugün hala birçok eseri günümüz kültür ve edebiyat dünyasına kazandırılamamıştır.