'Arda Baran Kitaplığı' polis tarafından kaldırıldı

Depremin ardından üniversite öğrencilerinin sosyal medyadan bir araya gelerek oluşturduğu İzmir Deprem Dayanışma Ağı'nın başlatmış olduğu "Kitap dayanışma kampanyası"nın Aşık Veysel Rekreasyon alanında bulunan standı ve içerisinde çocuk kitaplarını barındıran kitaplığı polis tarafından kaldırıldı. Yaşanan duruma depremzedeler başta olmak üzere yurttaşlar da tepki gösterirken, kitaplık Bornova Öğretmen Evi yanındaki alana taşındı.

Google Haberlere Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından İzmir'de üniversite öğrencilerinin sosyal medyadan bir araya gelerek oluşturduğu İzmir Deprem Dayanışma Ağı'nın başlatmış olduğu "Kitap dayanışma kampanyası" tüm Türkiye illerinden destek bulurken,  Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda depremde hayatını kaybeden TEOG birincisi Arda Baran adına kurulan kitaplık da ilgi odağı olmuştu. Çoğunluğunu çocuk kitaplarından oluşan kitaplık bugün polis tarafından kapatıldı. Kitaplığın bulunduğu standın başına gelen polis ekipleri ve İzmir İl Emniyet Müdür Yardımcısı stantta bulunan gönüllü öğrencilerin kimliklerini alarak önce Genel Bilgi Taraması'na (GBT) tabi tuttu.

Polis ekipleri ilk olarak kitapların bandrolsüz olmasını gerekçe olarak gösterirken, daha sonra bireysel olarak çalışma yapılamayacağı AFAD’tan izin alınması gerektiği söyledi. AFAD’tan izin almaya gittiklerinde ise öğrencilere bunun bir güvenlik meselesi olduğunu ve polisle konuşmaları gerektiği söylenirken, polis yüzlerce kitap ile birlikte öğrencileri alanın dışına çıkardı. Yaşanan duruma depremzedeler başta olmak üzere çevredeki yurttaşlar da tepki gösterdi.

'SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN OLUŞTURULAN BİR AĞ'

Yaşanan durum ile ilgili Gazete Duvar'a konuşan üniversite öğrencisi Furkan Ege, Deprem Dayanışma Ağı'nı anlatarak, "Bu bizim sosyal medya üzerinden açık whatsapp linki ile katıldığımız ve daha çok içerisinde üniversite öğrencilerinin bulunduğu bir topluluk oluşturduk. Öncelikle Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'ndaki çadırkentte ihtiyaçlar üzerine birşeyler yapmak istedik. İhtiyaçların da çok fazla çevreden karşılanmasıyla biz de kitaba ihtiyaç duyulur diye düşündük. Ağırlıklı olarak çocuk kitaplarından oluşan bir kitaplık kurduk. Bu da bir dayanışma ağı ile kuruldu aynı zamanda yetişkin romanları da mevcuttu" diye konuştu.

'POLİS TARAFINDAN KALDIRILDI, HUKUKİ GEREKÇE GÖSTERİLMEDİ'

Son olarak dün bir polis memurunun standa gelerek kitaplığı kaldırmalarını istediğini aktaran Ege,  "Kaldırmadık çünkü hukuki bir gerekçe de göstermedi bize. Daha sonra çevremizde onlarca TEM polisi toplandı. Üzerlerinde TEM yeleği vardı. Daha sonra aynı sivil polis memuru tekrar geldi. 'Bunları buradan kaldıracaksınız demedim mi?' diyerek kitapları toplamaya başladı. Valiliğin böyle bir yasağı yok. Gönüllüler olarak çalışıyoruz. Herhangi bir şekilde satış gerçekleştirmiyoruz. Maddi olarak bağış da toplamıyoruz. Bizden kitap almaya gelen insanlar 'Ne kadar güzel bir iş yapıyorsunuz' diyerek bize kitap bağışında bulunabiliyorlardı. Arkadaşlarımız kendi kütüphanelerinden kitaplar getirdiler. Böyle bir ağ ile kitapları topladık. Daha sonra kitapların bandrolsüz olduğunu söyledi polisler. Ancak kitaplar bandrollüydü. Biraz tepki gösterince kimlikleri aldılar. Çevreden de insanlar tepki göstermeye başladılar. Bunun üzerine AFAD'tan izin alın dediler. İçerde bireysel olarak yardım etmeye gelmiş bir çok insan vardı. Bu da bize mantıklı gelmedi. Daha sonra bizi alanın dışına çıkardılar. Esasen orada biz size izin vermiyoruz hadi çıkın diyemedikleri için bizi kitaplarımızla alanın dışına çıkartıp göndermiş oldular" dedi.

'KİTAPLARI ARDA BARAN'IN MEMLEKETİNE YOLLAYABİLİRİZ'

Oradan çıkarıldıktan sonra kitaplık çalışmalarına devam ettiklerini aktaran Ege, toplanan kitaplarla ilgili çeşitli düşüncelerinin olduğunu da aktardı. Ege, "Oradan çıkarıldıktan sonra Manavkuyu'daki öğretmen evinin yanında bulunan çadır alanına geldik. Dünden beri buradayız. Burada devam ediyoruz. Halen sosyal medyadan gören Türkiye'nin her yerinden insan kitap bağışı yapmak istediklerini söylüyor. Bu kampanyanın devam ettirebilirsek eğer elimizde de belirli bir miktarda kitap oluşursa bunları farklı bir şekilde değerlendirebileceğimiz bir yere de evriltmeyi düşünüyoruz. Örneğin köy okullarına bağışlanabilir. Hatta depremde yaşamını yitiren Tuncelili Arda Baran'ın memleketine gönderilebilir. Orada bir kütüphane kurulabilir. Karar verdiğimiz şeyler değil ancak bunlar da düşüncelerimiz arasında" ifadelerini kullandı.