Arap basınında geçen hafta: 'Gazze’de Ukrayna senaryosu'
Arap basınında, ABD'nin, ilan etmese de Ukrayna'da mağlup olduğu ve şimdi de bir daha mağlup olmamak için Gazze'deki savaşı durdurmak istemediği yorumları yapılıyor.
DUVAR- İsrail’in Gazze’ye yönelik hava bombardımanı devam ederken, Batı Şeria’da da Filistinlilere yönelik baskılar sürüyor. Gazze’deki savaşı durdurabilmek için geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’e sunulan ateşkes tasarısı ise Amerika Birleşik Devletleri’nin vetosuyla reddedildi.
ABD’nin ateşkesi veto etmesi ve İsrail’e Gazze’ye yönelik savaşına devam etmesi için destek vermeye devam etmesi Arap gazetelerinde ciddi tepki gördü. Kimi yazarlar ABD’nin Ukrayna’da olduğu gibi yenilgiyi saklamak için Gazze’de ateşkes istemediğini belirtirken, kimileri de İsrail’in yaşadığı ağır hezimetin sonuçlarını saklamak için savaşa devam edildiği görüşünde.
Arap gazetelerinde son zamanlarda sık sık gündeme gelen konulardan birisi de, ABD ve İsrail’in savaş sonrası Gazze’deki planlarının ne olduğu. Savaşı bitirmek için Hamas yöneticilerinin teslim olmasını şart koşan İsrail, Hamas’ın yerine Gazze yönetimine kimi uygun görüyor? Bazı Arap gazetelerine göre her ne kadar ABD Gazze’yi Mahmut Abbas yönetimine devretmeyi planlasa da İsrail Abbas yönetimine de güvenmiyor.
'Gazze’de Ukrayna senaryosu mu?'
Amerikan yönetimi, Gazze’de bir ateşkes istemiyor zira Hamas’ın hayatta kalmaya devam etmesi, uğruna savaşılan hedefin başarısız olduğu anlamına gelmektedir. Bu tespit, Amerika Birleşik Devletleri'nin konumunun bir savunması değil, daha ziyade içinde yaşadığımız küresel durumun ve önümüzdeki on yılda ABD'nin hakim olduğu mevcut dünya düzenini değiştirme gayreti çerçevesinde genişleyebilecek bir çatışmanın tespitidir. Tıpkı Ukrayna’da olduğu gibi. Savaşın uzaması Rusya’nın zaferini gölgede bırakıyor ve ABD ile NATO yenilgisini gizliyor. Dolayısıyla bu savaşlar, daha az kararlı bir hızda da olsa devam edecek. Yani savaşın taraflarından birinin kazandığını veya mağlup olduğunu ilan ettiğini göremeyeceğiz.
ABD kendisini ve tek kutuplu dünya düzeni üzerindeki hegemonyasını korumaya çalışıyor ve Gazze'deki savaş, tıpkı Ukrayna'daki savaş gibi, İsrail işgalinin neredeyse uzun bir süre devam ettiği bir ortamda Filistin'in durumunun öznelliğine rağmen, bir sonuca varmadan devam edecek.
ABD, ilan etmese de Ukrayna'da mağlup oldu ve şimdi de bir daha mağlup olmamak için Gazze'deki savaşı durdurmak istemiyor. (Talal El Şerif / Filistin Amad Gazetesi)
'ABD ateşkesi neden veto etti?'
Birleşmiş Milletler’ de Genel Sekreter Antonio Guteress’in desteğiyle Birleşik Arap Emirlikleri tarafından getirilen ve Gazze’de ateşkesin sağlanmasını öngören taslağın Amerika Birleşik Devletleri tarafından veto edilmesinin arkasındaki asıl nedeni öğrenmek isteyen Yediot Ahronot gazetesinin İsrail yöneticilerinin yaşadıkları büyük hezimetle ilgili haberine bakalım.
İsrail’de en yaygın gazete olan Yediot Ahronot, savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana en az 5 bin İsrail askerinin yaralandığını ve bunların 2 bininin resmen engelli olarak tanındığını, bunların yüzde 58’inin ağır bir biçimde yaralandığını aralarında ciddi psikolojik hastaların olduğunu yazdı.
İsrail’i siyasi ve askeri açıdan destekleyen Joe Biden liderliğindeki Amerikan yönetimi, bu yenilginin büyüklüğünün farkındadır. Bu, doğrudan kendisi için de bir yenilgi anlamına gelmektedir. Ateşkes taslağını veto eden ABD, İsrail kasaplarına savaşmaları ve yıkıp yakmaları için dört hafta süre verdi. Bu kanlı desteğin nedeni ise Hamas öncülüğündeki Filistin direnişinin tasfiye edilmesi umududur. (Abdulbari Atvan / Rai Al Youm Gazetesi)
'ABD vetolarının çoğu İsrail lehine'
ABD, Britanya ve çoğu Batı ülkeleri İsrail’in Filistinlilere yönelik savaşına ortaktır. Zira bu ülkelerin yöneticileri ve yetkililerinin Gazze’de ve Batı Şeria’da Siyonist-Amerikan saldırılarına olan destek açıklamaları hiç durmuyor. Aksine Amerikan yönetimi, ateşkes önerisini veto ettiği BM oturumundan bir gün önce İsrail’in Merkava tankları için 45 bin roket satılması için kongreden karar çıkarılmasını istedi. Zira bu tanklar Filistin’de sadece sivilleri ve hem Müslümanların hem de Hıristiyanların ibadet yerlerini vuruyor.
İsrail’in Filistin halkına yönelik faşist Siyonist savaşını yönetenin, destekleyenin ve buna meşruiyet kazandırmaya çalışanın ABD olduğu gerçeğine herhangi bir şey eklemeye gerek yoktur. ABD’nin özellikle de ateşkes önerisini veto etmesi Birleşmiş Milletler’in tüzüğüne ve ilkelerine yönelik çok büyük bir tokat niteliğindeydi.
Amerikan yönetimi veto hakkını ilk defa 1972 yılında kullandı. ABD'nin son vetosuyla beraber toplam veto ettiği önerilerin sayısı 83’e yükseldi. Bunların 47’si İsrail’in lehine olmakla birlikte 3 tanesi Aksa Tufanı operasyonundan sonradır. (Muhamemd Harrub / Ürdün El Rai Gazetesi)
'İsrail, Abbas yönetimini Gazze’de istemiyor'
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Gazze’ye yönelik savaş sonrası dönemde Filistin yönetimini Gazze Şeridi'ni yönetebilecek şekilde yeniden yapılandırmaya çalışıyor.
Doğal olarak ABD’nin Filistinliler arasında bile izole olmuş ve herhangi bir rol oynamaktan aciz Filistin yönetimine biçtiği bu rol karşısında soru işaretleri oluşuyor. Nitekim ABD, Hamas’ın askeri olarak yenilmesinden sonra Filistin yönetimi üzerinden onu siyasi olarak bitirmeyi planlıyor.
Washington’un Hamas’ı Filistin yönetimi eliyle dağıtma düşüncesi bazı durumlardan dolayı gerçekçi görünmüyor. Bunlardan biri de İsrail’in Abbas yönetimine güvenmemesi. Zira İsrail, Mahmud Abbas yönetiminin 7 Ekim Hamas saldırılarını kınamamasından ve bu konuda sessiz kalmasından dolayı Gazze yönetiminin ona teslim edilmesini reddediyor.
İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu geçen ay, İsrail'in savaştan sonra Filistin yönetiminin Gazze Şeridi'ne geri dönmesini reddettiğini açıklamıştı. Netanyahu, Hamas saldırısına atıfta bulunarak, "Başkanı 7 Ekim katliamını kınamayan bir otorite Gazze’de olamaz" demişti. (Londra Merkezli El Arab Gazetesi)
'ABD’nin savaşa katılmasının olumsuz sonuçları'
Gazze’ye yönelik devam eden savaşın başlangıcından bu yana Batı dünyasının liderleri arasında tutumu en net olan ABD Başkanı Joe Biden'dır. Hatta 2.3 milyon kişinin yaşadığı Gazze’ye yönelik savaşa fiilen katılması ve tamamen İsrail Başbakanı Netenyahu’nun tutumunu desteklemesiyle kendi yönetimi içerisindeki kadrolar arasında da en net olandır.
Bu destek en başta Biden’in kendisinin bizzat İsrail’i ziyareti ve Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in ziyaretleriyle kendini gösterdi. Bu ziyarette İsrail’in savaş hükümeti toplantısına katıldı. Ardından bölgeye hızla uçak gemileri ve nükleer denizaltı gönderdi ve Gazze'ye yönelik saldırıya katılmak, askeri teçhizat ve birlikleri taşımak için bir hava koridoru açtı.
Amerika'nın Gazze savaşında İsrail'e verdiği desteğin devam etmesi, Biden yönetiminin Filistinlilere karşı savaşa katılması ve işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu olması anlamına geliyor. Bunun yanında Arap kamuoyunda ve dünyada bu konuyla ilgili yaratacağı etkilerden de sorumlu olacaktır. Özellikle de Batı’da birçok ülkede görüşmeye başlanan radikal sağın yükselişi gibi. (Kuds El Arabi Gazetesi)