Anne, en güçlü yapıcı unsur ise...
Eksik Parça Yayınları'ndan çıkan Dengesiz Zemin aile, anne, baba olgularına yeniden bakmamızı sağlarken görünenin de gerçek olmayacağını düşündürüyor. Gördüklerimiz mi duyduklarımız mı gerçeğimiz?
İster Türk toplumunda ister dünya genelinde bakalım, bireyin oluşumunda aile ilişkilerinin en temel zemini oluşturduğu bir gerçek.
Erkeğin/babanın bu ilişkide baskın olduğu sanılsa da asıl önemli ve gizli kalmış olan annedir ve çocukları -ister kız ister erkek olsun- üzerinde daha yetkindir daha baskındır.
Amerikalı yazar Claire Fuller, Dengesiz Zemin adlı eserinde bunun altını şaşırtıcı kurgusuyla çiziyor. Fuller, eseri sadece aile ilişkisi üzerinden kurmuyor, bunun - nedeni ne olursa olsun- sonuçları üzerinden kurgusunu yürütüyor. Eserin baş kahramanları ikiz kardeşler, sıradan yaşamlarıyla sıradan bir aile olduklarını sandıkları anda annelerinin ölümüyle adım adım gerçeklerle yüzleşiyorlar. Kurgunun başında annenin ölmesi onu bu eserde geriden kalmış bir kahraman değil aslında kurgunun daima merkezinde ve baş kahraman yapıyor. Çünkü ikiz kardeşlerin her seferinde şaşkınlıkla öğrendikleri gerçekler hep annelerinin etrafında, tam merkezinde gelişiyor.

Bireyin ilk sosyal çevresi ailedir. Anne, baba ve kardeşlerinden oluşan bu çevre aynı zamanda koşulsuz en güvenli alandır. Burada gelişen ilişkinin niteliği çocuğun bütün hayatına yansır. Sıcak, samimi, demokratik bir ilişki çocuğun öz güvenle yetişmesini sağlarken denetimi ve otoritesi yüksek bir ilişki çocuğun davranışlarına olumsuz yansıyacaktır. C. Fuller’in kurgusu bu anlamda okuru şaşırtmakla kalmıyor, aile ilişkilerine yeniden bakmamızı sağlıyor. Zira kahramanlar, konforlu olmayan yaşamlarına rağmen sanatın -müziğin- içinde büyüyorlar.
Babanın müzik sevgisi annenin okuma alışkanlığı olsa da gerçekte büyük bir tezatlık var: Kahramanların özgüvenden ve sosyal yaşamdan aynı
ölçüde uzak olmaları. Fuller’in akıcı dili bu tezatlıkla ilerlerken okur olarak sebep sonuç ilişkisine giriveriyoruz. Annelerinin ölümünden sonra orta yaşa gelmiş kahramanların sonuca yönelik aksiyon alamaması, ağır hareketleri, çevreye güvenmemeleri, ilişkilerde zayıf olmaları, her gün karşılarına çıkan olaylarda stresi yönetememeleri, kendilerine olan saygıdan ve benlikten uzak, çıkmazın içinde bocalıyor olmaları okuru kızdırsa da eserin sonlarındaki gerçek, tüm bunların sebebini çözüyor.
Kahramanların yaşamakta bu denli güçlük çekerken en iyi yaptıkları işi yapma cesareti gösterememelerinin sebebi ne olabilir? Dengesiz Zemin, ailede annenin en güçlü yapıcı unsur olduğunun altını çiziyor. Zira kahramanlar Julius ve Janie’nin başına gelenler, endişe ve güvensizlik içinde yaşamaları da annenin davranışlarının sonucu. Belki de insan oğlu ilk ihaneti ailesinde yaşıyor.
Eksik Parça Yayınları'ndan çıkan Dengesiz Zemin aile, anne, baba olgularına yeniden bakmamızı sağlarken görünenin de gerçek olmayacağını düşündürüyor. Gördüklerimiz mi duyduklarımız mı gerçeğimiz?