Ankara'ya yürüyen maden işçilerine polis engeli

Soma'daki Uyar Madencilik işçileri, 8 yıldır ödenmeyen tazminatları için Ankara yürüyüşü başlattı. Yürüyüşün başında polis ablukasına alınan işçiler, kaymakamlıkla yapılan görüşmenin ardından, Soma maden faciasında ölen 301 madencinin mezarlarını ziyaret için yola çıktı. Mezarlık ziyaretinin ardından Ankara'ya doğru yürüyüşe geçilmesi bekleniyor.

Maden işçileri, Cengiz Topel Meydanı'nda basın açıklaması yaptı.
Google Haberlere Abone ol

Osman Çaklı/Cihan Başakçıoğlu

MANİSA – Manisa Soma'daki maden işçilerinin Ankara yürüyüşü bugün başladı. Yürüyüş öncesi Cengiz Topel Meydanı'nda toplanan işçiler, "Geventepe, Atabacası, Işıklar Rödovans Uyar işçisi kölevans mı? İşçileri ayırma patronları kollama" yazılı pankart taşıyarak, burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

'FİİLİ GÖZALTI İŞLEMİ UYGULANIYOR'

Maden işçilerinin yanı sıra CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu ile çok sayıda yurttaşın da katıldığı açıklamada konuşan Bağımsız Maden İş Sendikası Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Başaran Aksu, kanunların patronlara değil işçilere uygulandığını belirterek, "Fiilen bir gözaltı işlemi uygulanıyor. Madencinin sokakta yürümesi yasaklanıyor. 20 gün bir yol planladık. Biz bu mücadelede varız ve kazanacağız. Kimseye zarar vermedik ama bizim gözümüz çıkmış, kolumuz kopmuş. Fakat bizi engelliyorlar. Patronlar şunu biliyor, kanunlar onlara değil hakkını arayan madenciye uygulanıyor. İşte biz bütün bu tabloya itiraz ediyoruz. İşçiye 1100 lirayı reva görenler zevki sefa içinde yaşıyor. Böyle sahtekarlık yok. Biz burada solcuymuş, islamcıymış, ülkücüymüş ayrımı yapmıyoruz. Bizim kavgamız ekmeğimiz için. Ölümden beter bir açlıkla, yoksuklukla yaşayacaksak lanet olsun bu düzene" dedi.

'VALİLİK YASAĞI PANDEMİ DEĞİL, İŞÇİLER İÇİN'

Aksu'nun ardından konuşan Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu ise şu an içinde bulundukları konumun normal bir konum olmadığını belirterek, "Biz burda yıllardır basın açıklaması yapıyoruz. Hiç böyle bir ortamda basın açıklaması yapmadık. Burada basın açıklamasına katılan insan sayısından daha fazla asker ve polis var ne yazık ki" dedi. Valiliğin almış olduğu etkinlik yasakları kararının pandemiyle bir alakası olmadığını ifade eden Bakırlıoğlu, amacın maden işçilerinin eylemini engellemek olduğunu söyledi. Şu anda 15 bin madenci işçinin madenlerde olduğuna dikkat çeken Bakırlıoğlu, pandeminin başından beri madencilerin çalışmaya devam ettiğini, ancak bugün anayasal bir hak olan toplantı ve yürüyüş hakkının kısıtlandığını anlattı.

'İŞÇİLERE OLAN BORCUNU ÖDEMEYEN PATRON FAALİYETLERİNE DEVAM EDİYOR'

Ülkemizde yeraltı kaynakları kimin? Madenler, cevherler, doğal gaz, petrol devletin. Peki Devlet kimin. Türkiye Cumhuriyeti devleti burada bulunan sizlerin. Bugün hakkınızı almak için buradasınız. Neden alamıyorsunuz? Yıllarca çalışmışsınız, emeğinizi, yıllarınızı vermişsiniz. Yeri gelmiş kaza olmuş ayaklarınızı, gözlerinizi kaybetmişsiniz. En sonunda patron size olan borçlarını ödememiş. Çıkmış gitmiş ancak halen faaliyete devam etmekte. Son model arabalarla buraya gelmekte. Peki size neden emeğinizin karşılığını vermiyorlar? Diyorlar ki 'burada rödavans var. Rödavans olduğu için devletin hernagi bir sorumluluğu yok'. Eğer hizmet sözleşmesi yapmış olsaydı madenciyle devlet, o zaman hakkınızı verecekti. Ama rödavans sözleşmesine biz vermeyiz diyorlar" diyen Bakırlıoğlu, 301 madenciyi katleden sistemin de rödavans sistemi olduğunu ve bunun ortadan kalkması gerektiğini söyledi."

'DİLENMİYORUZ, KAZANDIĞIMIZ TAZMİNATLARI İSTİYORUZ'

Uyar Maden Ocağı'nda yaşadığı kaza nedeniyle iki gözünü kaybeden maden işçisi Ali Kandemir ise haklarını aramak için verdikleri mücadeleyi sürdüreceklerini anlattı. Kandemir "Uyar Madencilik'te kaza yaptım. İki gözümü kaybettim ama hukuki yollardan tazminatımızı alamadık. Şimdi buradan yetkililere sesleniyorum; Biz sadece hukuken veya bedenen kazandığımız tazminatımızı istiyoruz. Biz kimseden başka birşey istemiyoruz, dilenmiyoruz. Biz buraya emeğimizin karşılığını almaya geldik. Bugün Ankara'ya yürüyüş başlatacağız. Bu yürüyüşümüzün sonucunda da gülen yüz umarım biz oluruz. Bundan sonra umarım Soma'da veya Türkiye'nin hiçbir yerinde böyle bir facia yaşanmaz. Böyle patronlar inşallah bir daha Türkiye'ye gelmez, herkes de hakkını alır. Ben herkesin yanındayım" dedi.

Açıklamanın ardından işçiler, 2014 yılındaki Soma maden faciasında ölen 301 madencinin mezarını ziyaret etmek için yürüyüşe geçmek istedi ancak karşılarında polis barikatını gördü. Yapılan görüşmelerde, madencilerin yürüyüşüne izin verilmeceği belirtilirken, çevik kuvvet ekipleri barikat kurarak, meydanın etrafını kapattı. İşçiler ise "İşçilere değil patronlara barikat" sloganları eşliğinde baretlerini yere vurarak, engellemeleri protesto etti.

Kaymakamla yapılan görüşmeler sonrasında alandan çıkan madenciler, polis eşliğinde, 301 madencinin mezarlarını ziyaret etmek üzere yola çıktı. Mezarlık ziyaretinin ardından ise Ankara yürüşünün başlaması planlanıyor.