İslam dünyası yeşil devrime yakın mı?

İslam ülkelerinde yaşanan kuraklık ve taşkın vakaları küresel iklim değişikliğinin geldiği vahim boyutu işaret ediyor. İklim zirvesinin bu yılki ev sahibi Fas yeşil dönüşüme öncülük edebilir.

Google Haberlere Abone ol

Naser Haghamed *

DUVAR - Müslüman dünyasında yıllardır devam eden ilginç bir çelişki var. Bir taraftan, Dünya nüfusunun yüzde beşinden fazlasını temsil eden Müslümanların yaşadığı ülkeler, iklim değişiminden en fazla etkilenen bölgeler arasında yer alıyor. bir yanda Türkiye ve Ortadoğu’da artan kuraklıklar devam ederken diğer tarafta Bangladeş ve Endonezya gibi ülkelerde taşkın vakaları yaşanıyor. Bütün bunlar olurken, taraftansa en büyük İslam ülkeleri, kömür, doğal gaz ya da petrol gibi fosil yakıtların yoğun kullanımıyla iklim değişikliğine katkıda bulunmaya devam ediyor. Ancak Müslümanlar arasında, itici gücü yenilenebilir enerjiler olan ekonomilere olan desteğin giderek artması ve bazı ülkelerin bu konuda öncülük etmesiyle bu durum artık değişiyor olabilir.

İSLAM ÜLKELERİ İKLİM AĞI KURUYOR

İklim değişikliğinin yarattığı tehdit o kadar acil boyutta ki, artık somut çözümler sunmadan ve bu çözümleri uygulamak için elimizden gelenin en iyisini yapmadan sadece negatif sonuçlardan bahsedemeyiz. Tam da bu nedenle, önde gelen Müslüman düşünürler, 2015 Ağustos’ta yayımladıkları bir deklarasyonla, tüm İslam alemini fosil yakıtlardan kurtulmaya ve enerjisini yenilenebilir kaynaklardan alan bir dünya için öncülük etmeye çağırdı. Bu deklarasyonu 2016  yılının Nisan ayında, Küresel İslam İklim Ağı’nın (Global Muslim Climate Network - GMCN) kurulması izledi. GMCN, aralarında Islamic Relief Worldwide, IFEES, GreenFaith gibi platformlar,  akademik uzmanlar, Müslüman bilim insanları ve hayırseverlerin yer aldığı, iklim değişikliğiyle birlikte mücadele edecek bir koalisyon olmayı hedefliyor.

Abu Dabi'de, güneş enerjisi tedariki konusunda dünya rekoru kırıldı. Abu Dabi, güneş enerjisini en ucuza tedarik eden ülke oldu.

GMCN, farklı İslam ülkelerinde faaliyet gösteren çeşitli gruplardan oluşuyor. Her birinin iklim değişikliği çözümlerinin uygulanması konusunda bir rolü var, tıpkı toplumun farklı kesimlerinin bu konuda birlikte çalışması gerektiği gibi.

Örneğin, bol miktarda güneş ışığı alma şansı olan İslam ülkelerinden biri olan Abu Dabi’de birkaç ay önce yeni bir dünya rekoru kırıldı.  Abu Dabi, güneş enerjisinde en düşük ihale teklifi yaparak güneş enerjisini en ucuza tedarik eden ülke oldu. Güneş enerjisi maliyetlerinin giderek düşmesi, artık hükümetlerin yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesini daha ucuz ve kolay hale getiriyor.

Bugün büyük İslam ülkelerinde önerilen kömür santrallerinin kapasitesi 175 gigavat’a ulaşıyor. Her yıl hava kirliliğine bağlı gerçekleşen üç milyon prematüre ölümün en büyük sorumlularından birinin kömür olduğu düşünüldüğünde, hükümetler ve İslam Kalkınma Bankası gibi İslami finans kurumları, yatırımlarını kömür santrallerinden sürdürülebilir, temiz enerjiye kaydırmalı. Enerji yatırımları, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri İslami finansman uyum süreçlerine entegre edilmeli.

CAMİLERDE ENERJİ TASARRUFU  YAPABİLİRİZ 

Geçtiğimiz Aralık ayında iklim değişikliğiyle mücadele için 196 ülkenin imzaladığı Paris Anlaşması’nda anlaşıldığı üzere, küresel ısınmayı sanayileşme öncesi dönemin 1,5˚C üzeriyle sınırlamak istiyorsak, bireysel olarak Müslümanlara ve Müslüman topluluklara bu geçiş sürecinde büyük rol düşüyor. GMCN, Temiz Enerji Camileri kampanyası kapsamında dünyadaki her camiyi, sensörlü Led ampuller kullanıp, yalıtımı artırmak gibi somut adımlar atarak enerji tüketimini azaltmaya ve güneş enerjisi kullanmaya çağırıyor. Bu tarz adımlar camilerin sadece iklim değişikliğiyle mücadele etmesini değil aynı zamanda masraflarını azaltmasını da sağlayacak.

Fas gibi ülkeler bu konuda öncülük etmeye başladı bile. Şu anda dünyanın en büyük konsantre güneş enerjisi santraline sahip olan Fas, ülkedeki 600 caminin 2019’a kadar çevre ve iklime etkilerinin azaltılması için teşvik edildiğini, bunlardan 100 tanesinin çalışmalarının bu yıl sonuna kadar tamamlanmış olacağını duyurdu.

Bu konuda yapılan ilk yatırım maliyetlerinin %70’ine kadarı, Alman Hükümeti’yle birlikte Fas Diyanet İşleri Bakanlığı tarafından karşılanacak. Benzer planlar Ürdün’de de uygulamaya konuluyor. Geçtiğimiz yıl Ürdün’deki 6300 caminin 400’ü enerjisini güneşten almaya başladı.

Fas aynı zamanda bu yılki  COP22 İklim Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Bu ay gerçekleşecek zirvede ülkeler, iklim değişikliğiyle mücadelede yeni adımlar için Paris Anlaşması’nın çizdiği çerçevenin nasıl kullanılacağını tartışacaklar. Fas Hükümeti, bu zirvede ev sahibi konumunu kullanarak, ekonomilerin sera gazı salımına yol açan enerji üretiminden uzaklaşması için uzun vadeli planlar yapılması, ülkelerin halihazırda yaşamakta olduğumuz iklim değişikliğine nasıl uyum sağlayacağı konusunda yol haritası hazırlanması ve bu dönüşümün finansmanının nasıl yapılacağı konusunda ilerleme kaydedilmesi için baskı oluşturacak.

Daha fazla hasara neden olmadan önce iklim değişikliğiyle mücadele etmenin ekonomik ve finansal getirileri belgelenmiş durumda. Ayrıca, İslam’ın merhamet, insan yaşamının ve Allah’ın bir lütfu olan Dünya’nın korunması konularına verdiği önem düşünüldüğünde, iklim değişikliğiyle mücadele, bir Müslümanın ibadetinin de parçası olması gereken bir durum haline geldi.

Kuran’da yer alan “O ki sizi yeryüzünün mirasçıları kıldı” (Kuran 6:165) ve “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder” (Kuran 16:90) ifadeleri, dünya ve birbirimize karşı sorumluluğumuzu net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu yüzden GMCN tüm dünyada camileri Marakeş’teki merkez caminin izinden giderek COP22 İklim Zirvesi süresine denk gelecek 11 Kasım ‘Yeşil Cuma’ günü duaları dünyanın korunmasına adamaya çağırıyor.

Hepimizin ekonomi, insanlar ve inancımız için iklim değişikliğiyle mücadelede ortak çaba göstermemiz gerekiyor. GMCN’nin çalışmalarının da gösterdiği gibi, çok fazla çözüm ve hepimizin yapabileceği şeyler var. Tabii eğer biz de bu çözümleri araştırmaya açıksak.

* Dünya çapında 40’ı aşkın ülkede çalışma yürüten bağımsız bir insani yardım ve kalkınma organizasyonuolan  Islamic Relief Worldwide’ın Islamic Relief Worldwide'ın Yönetim Kurulu Başkanı.