Tanrıya değil, sendikaya inanıyorum

Victor, ailesiyle Türkiye'ye geldiğinde, Ali'yle Emel misafir eder onları. İlişkileri ve yazışmaları devam eder. Bir yazışmaları din ve tanrı üzerinedir. Tanıyanlarını şaşırtmayan bir cümledir Ali'nin fikirlerinin özeti: "Tanrıya değil, sendikaya inanıyorum."

Google Haberlere Abone ol

Yavuz Atan

Ankara Garı'ndaki katliamın yıl dönümünde çok şey yazıldı/çizildi. Hafızayı ve direnişi ayakta tutmak lazım yıl dönümleri dışında da. Katliamda yitirdiklerimizden arkadaşım, yoldaşım Ali Kitapçı, tanıyanların bildiği gibi, zaten unutmanıza şimdi bile fırsat vermez.

yavuz11 Yavuz Atan

Ölümünden bir süre sonra Muğla'nın bir köyünde istiridye mantarı yetiştiriciliği öğrenmeye çalıştığım, köylülere bu konuda yardımcı olan ziraat mühendisinin anılarıyla karşıma çıktı. Mühendis, Ali ve Emel Kitapçı'nın sendikal mücadeleden arkadaşıymış. Başka yerlerde, tahmin edemeyeceğim durumlarda çok karşılaştım Ali'nin hatırasıyla. Geçenlerde Antep'teki bombalamanın ardından bana gelen bir mesaj, bunların en ilginciydi.

Denizci arkadaşım İlhan'ın çalıştığı gemi Letonya'da bir limana demirler. İlhan şehirde bir konsere gitmek için taksi çağırır. Aynı taksiyle dönüş yolundayken, İlhan'ın Türkiye'den olduğunu öğrenen taksici Victor, üzüntülerini belirttikten sonra "geçen yıl da arkadaşımı ve bir çok insanı bombayla öldürdüler" der. İlhan, katliamdan sonra izlediği haberlerden dolayı arkadaşım olduğunu bildiğinden, daha dikkatli izleyebilmiş Ali'yle ilgili paylaşımları. Ali'yi bildiğini söyleyince, ertesi gün buluşmaya karar verirler. Benim de merak ettiklerimin cevaplarını orada konuşurlar.

ali-kitapci-mesaj Torino'da tanışan Ali Kitapçı ve Victor'un arkadaşlı daha sonra da devam etmiş.

Buluşmada arkadaşım cenaze fotoğraflarını gösterir, duygulanırlar. Victor, Uluslararası Taşımacılar Federasyonu'nun Liepaja Limanındaki temsilcisi ve ek iş olarak da taksicilik yapmakta. Ali'nin yöneticilerinden olduğu Birleşik Taşımacılar Sendikası da bu federasyona bağlıdır. Federasyonun bir toplantısı için buluştukları Torino'da tanışırlar. Daha sonra da bir çok toplantıda karşılaşırlar. Biri de Vilnius'tadır. Gece kaldıkları otelde Ali elinde bir şişe viskiyle Victor'un kapısını çalar; "annemin öldüğünü öğrendim şimdi. Biraz konuşmaya ihtiyacım var." Victor, Türkiye'de alkolün yasak olduğu bilgisine sahiptir o geceye kadar.

Victor, ailesiyle Türkiye'ye geldiğinde, Ali'yle Emel misafir eder onları. İlişkileri ve yazışmaları devam eder. Bir yazışmaları din ve tanrı üzerinedir. Tanıyanlarını şaşırtmayan bir cümledir Ali'nin fikirlerinin özeti: "Tanrıya değil, sendikaya inanıyorum."

Son yazışma 10 ekim 2015'te ve cevapsızdır: "Ali, duyduklarımın doğru olmamasını diliyorum. Mesajıma cevap ver."

Onlar, amele sınıfının evladı olan ve yurtları bütün cihan olan iki işçi. Ali sayesinde Victor da yoldaşımdır şimdi.

Devrin daim olsun kardeşim Ali.