'Erdoğan, Atatürk gibi olmak istiyor'

Bu hafta Rus medyasında Türkiye, Türk-Amerikan ilişkileri, Gürcistan seçimleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki haber ve yorumlarla yer aldı. Elbette Suriye meselesi de daima güncel konulardan biriydi.

Google Haberlere Abone ol

24-30 Eylül arasında Rus medyasında Türkiye hakkında haberler vardı. Basında, Fethullah Gülen tartışması nedeniyle Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan sorunlara değinildi. Gündemdeki diğer bir konu ise Gürcistan seçimlerinde yaşanan Türkiye tartışmasıydı. Seçim kampanyalarında Türkiye'nin ağır bastığı belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili haber ve yorumlar da basında yer aldı.

Daima güncel konulardan olan Suriye meselesiyle ilgili haberler de vardı. Bazı uzmanlar Rusya'nın, Beşar Esad'ı kontrol edemediğini savundu.

AMERİKA İLE SIKINTI SÜRECEK

Eurasia Daily haber sitesine göre, Ankara ile ilişkilerin zayıflaması, ABD için sıkıntı yaratıyor.

Son zamanlarda Türkiye’de patlak veren Gülen krizine olağanüstü önem verildiği için Washington, Fethullah Gülen’i herhangi sebepten dolayı iade etmezse, ikili ilişkiler daha da kötüye gidecek. Hem NATO müttefiklerinin darbe girişimine tıpkı sessiz kalması, hem de darbe sonrası operasyonlara ABD ve AB’nin gösterdiği olumsuz tepki, Türkiye’de öfke ile karşılandı.

Eurasia Daily, her iki tarafın tutumunun Türk-Amerikan, hatta genel olarak Türk-Batı ilişkilerine çok olumsuz etki yaratabileceğini ifade ediyor. Siteye göre, Washington, “demokrasi dostu” olmadığını açıkça gösteren ama jeostratejik pozisyonu önemli olan ülkeyi yöneten Erdoğan rejimine katlanmaya hazır olmasına rağmen, iplerin gergin olması, çıplak gözle görülen ve Amerika’nın dünya politikasına tehdit oluşturan bir gerçektir.

“KÜRTLER, AMERİKAN YEMİNİ YUTMUŞ”

“Kürt Federal Kültür ve Milli Özerk Bölgesi” Kurulu Başkanı Farhat Patiev, İzvestiya gazetesine verdiği röportajda, ABD’nin Suriye Kürtlerine verdiği desteğin samimiyetinin büyük şüphe yarattığını ve Suriye Kürt kantonlarının birleşmesine yönelik olmadığını dile getirdi.

Patiyev, “Amerikalılar bize destek vermekle beraber kendi çıkarları peşindeler. ABD, bir yandan DAİŞ ile verdiğimiz mücadeleyi destekliyor, öte yandan Kürtlerin büyük tepki gösterdiği TSK’nin Cerablus operasyonuna göz yumdu. Washington’un amacı ne olursa olsun, ABD’nin Kuzey Suriye’de birbirinden kopuk iki Kürt bölgesinin birleşme iradesini görmeden bizi sadece DAİŞ’e karşı kullanılabilecek bir güç görmesini istemiyoruz” dedi.

Röportajı yorumlayan emekli Rus diplomat Vyaçeslav Matuzov, “Ne yazık ki Kürtler Amerikan yemini yutmuş. ABD hiçbir zaman Kürtlerin yüzünden Türkiye ile ilişkileri bozmaz” dedi.

“ERDOĞAN, ATATÜRK’ÜN YERİNİ ALMAYA ÇALIŞIYOR”

REGNUM Ajansı yazarlarından Yuriy Mavaşov, “Erdoğan’ın Atatürk yerini almaya çalıştığını” iddia ediyor.

Darbe girişiminin eğitim sistemine büyük etki yarattığını vurguluyan Mavaşov’a göre, bundan sonra yeni ders kitaplarında “15 Temmuz” olaylarının “tek doğru versiyonu” anlatılacak. Kendisine göre, artık Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet kurucusu Atatürk’ün yerini alacak, darbecilere karşı direniş “ikinci Kurtuluş Savaşı” olarak gösterilecek ve millet “yurtsever” ve “hain” olmak üzere ikiye ayrılacak.

Yazar, eskiden de Türk toplumunda hakim olan “dünyaya siyah-beyaz bakışı”, eğitim sisteminde yer almaya devam ettirilecek diyor. Atatürk’ün “eski Türkiye’si”nde iktidar “seküler azınlığın” elinde iken, bundan sonra “Yeni Türkiye”’yi çoğunlukta olan çeşit çeşit Müslüman muhafazakarlar yönetecekmiş.

Mavaşov, muhalif ve farklı görüşlere bile yer vermeyen bu yeni sistemin, “hainlerin” itibarını iade etmeyeceğini” iddia ediyor.

“GÜRCİSTAN’DA TÜRKİYE AĞIR BASIYOR”

“Gürcistan’da seçim kampanyasında Türkiye gittikçe ağır basıyor” tezini savunan Georgiy Dvali ve Kirill Krivoşeev’in yazısı Kommersant gazetesinde yer alıyor.

Türk-Gürcü ilişkileri birdenbire seçim kampanyasının ana konuları arasına girmiş. Gürcistan Yüksek Seçim Kurumu, Türkiye’nin, ekseriyetle Müslüman olan Adjarya bölgesini işgal planladığını iddia eden “Yurtsever Birliği”partisinin reklam filmini, Rustavi-2 TV’nin yayından kaldırma kararının hukuki boyutunu incelemeye aldı.

Bunun yanı sıra yerli medya, Recep Tayyip Erdoğan’ın Gürcistan’daki kumarhaneleri kapatma veya Türk müşterilerine hizmet vermeme talebi üzerine odaklandı. Çünkü sayın Erdoğan’ın dediğine göre, “kumar Türk toplumsal ahlakına aykırıdır”. Bu münasebetle Gürcü basını, Kuzey Kıbrıs’taki kumarhanelerin çoğu müşterilerinin Türkiye’den geldiğine işaret ediyor.

Kommersant gazetesinin sorularını yanıtlayan Gürcü GHN Haber Ajansı yorumcularından David Avalişvili, “Darbe sonrası Türkiye’de muhafazakar akımının kat kat geliştiği için, Erdoğan’ın bu talepten vazgeçmesi mümkün değil. Unutmayalım ki Erdoğan, Gürcü siyasetçilerine baskı yapmak için birçok ekonomik imkana sahip” diye konuştu.

“TÜRKLER, RUSLARDAN DAHA AVRUPALI”

Friedrich Naumann Vakfı’nın düzenlediği anketi yayımlayan Vedomosti gazetesi, Türklerin Ruslardan daha çok “Avrupalı” çıktığını yazdı. İki milletin siyasi, sosyal ve kültürel tercihlerini inceleyen vakıf, aşağıdaki sonuçlara vardı.

Rusların %32.2’si ve Türklerin %47.5’i devletin ana görevinin, vatandaşların hakları ve özgürlüklerini savunması, Rusların % 56.9’u ve Türklerin % 45.2’si ise toplumsal güvenlik sağlanmasının olduğuna inanıyor. Rusların % 26.9’u pazar ekonomisinden yana olduklarını söylerken % 59.6’sı devlet güdümlü ekonomiyi tercih etmekte. Türklerde ise pazar ekonomisini savunanlar % 37.9 olurken, devlet güdümlü ekonomiden yana taraf olanlar %56.2 olarak çıktı. Devletin demokratik olması, Rusların %56.9’u ve Türklerin %93.6’sı için önem taşıyor.

Bu arada Rusların % 70.3’ü eşcinselliği yasaklamayı isterken, Türklerin sadece %47.7 bu fikre sıcak bakıyor.

“TÜRK MISIRI FELAKET DEĞİL”

TASS Haber Ajansı'na konuşan Rusya Tarım Bakanı Aleksander Tkaçev, Türkiye'den gelen mısır ve diğer tarım ürünlerinin Rusya pazarına olası dönüşünün, ekonomik felakete yol açmayacağını söyledi. Bakana göre, Türkiye’nin bu sektördeki yerini İran, Azerbaycan, Özbekistan ve İsrail gibi ülkeler almış. Üstelik ambargo zarfında üretimi geliştirme fırsatını bulan yerli üreticiler, bazı gıda kalemlerine var olan talebi karşılayacak duruma gelmiş.

*

"SURİYE’DE BARIŞ İHTİMALİ EN ALT SEVİYEDE"

“Rusya ve ABD, Suriye’deki durumun kötüye gittiğinden birbirini sorumlu tutuyor” başlıklı yazı Rusya’nın, Suriye iç savaşına girmesinin birinci yıl dönümünde (30 Eylül) muhalif RBK gazetesinde yayımlandı. Yazıya göre, son günlerde patlak veren Rus-Amerikan “açıklamalar savaşı” Suriye’de barış ihtimalini asgari seviyeye indiriyor.

Bir haftadan beri Moskova ve Washington birbirini adeta suçlama yağmuruna tuttuktan sonra ABD, Suriye konusunda Rusya ile her türlü işbirliğine son verme tehdidinde bulundu.

RUSYA, ESAD’I KONTROL EDEMİYOR

Kimi Rus uzmanlara göre, bu çıkmazın sebebi, Rusya’nın, müttefiki Beşar Esad’ı kontrol altında tutamamasından kaynaklanıyor. Doğu bilimci Grigoriy Melamedov gazeteye verdiği röportajda, “Moskova en başta açıkladığı gibi sadece IŞİD’e karşı savaşsaydı, operasyon başarılı olurdu. Fakat, Esad’ın ana düşmanı IŞİD değil, silahlı muhalefettir. Moskova da bunu hesaba katmamıştı” dedi.

ABD ve Kanada Araştırma Merkezi’nden Aleksander Şumilin, muhalefet görüşmelerden vazgeçince, Rusya’nın uluslararası arabuluculuktan düştüğünü savunuyor ve Moskova’nın bir anlamda Esad’ın ani hareketlerine “esir olduğuna” işaret ediyor. Ekonomi Yüksek Okulu uzmanlarından Leonis İsaev ise Rusya’nın tutumunu eleştirerek, “Moskova, varılan anlaşmaların garantörlüğünü üstlenmeye çalışıyor, ama bunu yapabilmemiz için bir savaş katılımcısından ziyade savaşın dışında olmalıydık” ifadelerini kullandı.

EN İYİMSER SONUÇ

Gazete muhabirlerinin görüştüğü uzmanlar, "Rusya’nın Suriye’deki askeri üssünü garanti altına alması ve aynı zamanda Batılı koalisyonla teröre karşı geniş çaplı koordinasyon geliştirmesi, Moskova için yürüttüğü operasyonun en iyimser sonuç olacaktır" diyor.

BDT Enstitüsü askeri uzmanı Vladimir Yevseev, diplomatların çabaları devam etse de Rus ve Amerikan askerlerin karşılıklı güvensizliğini göz önüne alarak, Suriye’de yeni bir ateşkesi boşuna bekleyeceğiz, diyerek kötümserliğini açık açık dile getiriyor.

Kaynak: http://www.rbc.ru/newspaper/2016/09/30/57ed12d19a7947eecac4e7ee