Amsterdam Kürt Film Festivali başlıyor: ‘Netflix Kürtçe film yapımlarına yer vermiyor’

Kürt yönetmen ve AKFF direktörü Rêber Dosky, "Netflix, Kürtçe film yapımlarına yer vermiyor" diyerek, filmlerin izleyicisine ulaşabilmesi açısından festivallerin önemli olduğunu belirtti. 

Berbû (2023)
Google Haberlere Abone ol

AMSTERDAM - Küresel film festival ağının ana merkezlerini büyük uluslararası film festivalleri oluşturuyor. En prestijli ve büyük film festivallerinin pek çoğu Avrupa’da. Venedik (1932’den beri), Cannes (1939’da ilki düzenlenmiş, 1952’den beri düzenli), Berlin (1978’den beri düzenli, Berlinale) gibi büyük festivaller, festival ağının en önemlileri olarak kabul ediliyor.

Özellikle sanat sineması olarak değerlendirilecek filmlerin misyonuna bakıldığında, Avrupa ülkelerinde filmlerin dolaşıma girmesine festivallerin destek verdiği görülüyor. Dolayısıyla birçok Avrupa ülkesinde düzenlenen festivallerde Kürt filmleri de yer alıyor ve diasporadaki Kürtler kültür-sanat alanlarında yeni çalışmalara odaklanıyor.

AMSTERDAM KÜRT FİLM FESTİVALİ (AKFF)

Kürt sinemasını Avrupalı sinemaseverlerle buluşturmayı amaçlayan Amsterdam Kürt Film Festivali, son iki yıldır dünyanın dört bir yanından Kürt sinemacıların katılımıyla gerçekleşiyor. Düzenlendiği yıldan itibaren büyüyen festival, başlangıcından bu yana Kürt gerçeklerine film aracılığıyla çeşitli bakış açıları sunuyor.

AKFF, her yıl mayıs ayında Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da gerçekleşiyor. Bu yılki festival, 10, 11 ve 12 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek. Festivalde Kürtlere dair yeni uzun metrajlı filmler, belgeseller, animasyonlar ve kısa filmler yer alacak.

Festivalde yönetmenlerin katılımıyla çeşitli paneller de olacak.

AÇILIŞ 'XEWN' FİLMİYLE YAPILACAK

10 Mayıs’taki açılışta Rojavalı yönetmen Gulê Welat’ın “Xewn” (Rüya) adlı kısa filmi gösterilecek.

Gösterilecek filmlerin listesine buradan ulaşılabilir. 

RÊBER DOSKY: GENÇLERE ALAN AÇMAK İSTİYORUZ

Festival direktörü Rêber Dosky, AKFF’nin misyonunun Kürt sineması, kültürü ve sanatıyla Hollanda kültürü arasında bir köprü oluşturmak olduğunu söyledi.

Dosky, “Ruhumuz vatansız değil, kültür ve sanatla; sinema ve edebiyatla bunu göstermemiz gerekiyor. Bu da AKFF misyonunun bir parçasıdır. Netflix Kürtçe film yapımlarına yer vermiyor. Kürt film yapımcılarına herhangi bir alan açmıyor. Buna rağmen büyüyen genç bir topluluk var ve dünyadaki gelişmeleri iyi takip edebiliyorlar” dedi.

Kürt gençlerine film festivalleri ve dijital medyayla ulaşmanın mümkün olduğunu dile getiren Dosky, “Diğer yandan Kürt sinemasına ilgi gösteren gençlere bir alan da sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

'KÜRT KÜLTÜRÜNÜ HOLLANDA'YA TANITMAK İSTİYORUZ'

Kürt sinemasının endüstrileşemediğini ifade eden yönetmen Rêber Dosky, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halkımız çekilen onca filmi izleme fırsatı bulamıyor. Oysaki filmler izlenmesi, halka ulaşması için çekilir. Bu yüzden festivali düzenlemeye ve filmleri burada göstermeye karar verdik. Hem film yapımcılarına bir alan açmak hem de Kürt kültürünü Hollanda’ya tanıtmak istiyoruz.”

Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek festivali gönüllü olarak sürdürdüklerinden de bahseden Dosky, hazırlıkların “büyük bir coşkuyla” devam ettiğini ve her zamandakinden daha iyi bir ilginin olduğunu, “Artık daha profesyoneliz, işimizi nasıl yapacağımızı iyi biliyoruz. İlişkilerimiz de var. Örneğin bu yılki açılışa Kürdistan Bölgesi Kültür ve Gençlik Bakanı Muhammed Said Ali ve beraberindeki heyet de katılacak" sözleriyle anlattı.

'YETKİLİLER, KÜRTLER'İN YAŞADIKLARINI DAHA İYİ ANLAMA FIRSATI BULDU'

Kültür ve sanat faaliyetlerinin toplumsal gelişim açısından önemine değinen Dosky, Kürt filmlerindeki konuların toplumsal acıları barındırdığını anımsattı.

Hollandalı siyasetçilerin, Kürt meselesine ilgi duyan gazetecilerin ve yerel yetkililerin festivallere katıldığını söyleyen Dosky, “Geçtiğimiz yıllarda AKFF’ye gelen yetkililer, Kürtlerin yaşadıklarını daha iyi anlama fırsatı buldu. Bu açıdan festivalimiz çok önemlidir. Derdimizi sanatla ifade edebiliyoruz. Örneğin Kürt’ün acısını beyaz perdede gören bir yetkilinin, bir sinemaseverin Kürt göçmenlere karşı bakışı da değişiyor” dedi.

Film yapımcılarının ve fon veren kurumların da festivale davet edildiğini vurgulayan Dosky, “Onların genç Kürt sinemacılara destek vermesini sağlamaya çalışıyoruz. Festivallerimiz için Kürdistan’ın dört parçasından sinemacıları davet ediyoruz. Bu yılki festivale Rojavalı yönetmen Mano Xelîl de katılacak” diye konuştu.

FESTİVAL NASIL FİNANSE EDİLİYOR?

Finans sağlamanın en büyük zorlukları olduğunu dile getiren Dosky, şunları vurguladı:

“Başta da söylediğim gibi çok önemli bir enerji yakaladık. İnsanlar yoğun ilgi gösteriyor festivale. Çünkü festivalde tarafgirlik yapmıyoruz, her birimizin dünya görüşü var ama bunu festivale yansıtmıyoruz. Aramızda her türlü mezhep ve görüşten insan var; her biri kendini Kürt olarak görüyor, böyle kabul ediyor. Kürt, Kürdistan adını kullanmaya, iyi üretimler yapmaya gayret ediyoruz. Şu ana kadar iyi gidiyor. Bazı Kürt iş insanları ve yöneticiler var, onlar bize maddi destek sağlıyor. Bunun yanı sıra bazı Hollandalı fon şirketleri bizi destekliyor.”

Dosky, son olarak, “Üçüncü yılımızda görüyorum ki, her geçen gün daha iyi işler yapıyoruz” dedi.