Zehir saçan 60 termik proje daha

Türkiye'de 60 yeni termik santral kurulması için çalışma yürütülüyor. Yeni termik santraller geniş tarım arazilerinin bulunduğu Çanakkale, Adana, Konya gibi yerlerde yapılacak. Uzmanlar ise tepkili: Santraller, Türkiye’nin 2013 İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı ile de uyumlu değil.

Abone ol

DUVAR - Dünya yenilenebilir enerjiye yönelirken Türkiye’de termik santral ısrarı sürüyor. Kalitesiz kömürle çalışan termik santraller hem doğayı yok ediyor, hem de tehlikeli atık üretiyor. TÜİK’in verilerine göre 2016’da termik santraller, 12 bin tonu tehlikeli, toplam 20 milyon ton atık üretti. Termik santraller sadece 2016 yılında 8.6 milyar metreküp su çekti. Türkiye’de 60 termik santral projelendirilmiş ya da duyurulmuş durumda. Yeni termik santraller doğa ve tarım arazilerinin bulunduğu Çanakkale, Adana, Trakya, Konya gibi yerlerde yoğunlaşıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı, kurulu gücü 100 megawatt (MW) ve üzeri olan Türkiye’deki tüm faal termik santrallara ilişkin “Termik Santral Su, Atıksu ve Atık İstatistiklerini” geçen günlerde açıkladı. Veriler dünyanın neden termik santralları terk ettiğini bir kez daha açığa çıkarıyor. Verilere göre Türkiye’de termik santrallar tarafından 8.6 milyar metreküp su çekildi. Üstelik çekilen bu suyun yüzde 98,4’ünün denizden. Termik santrallar tarafından 2016 yılında deşarj edilen 8.5 milyar metreküp atık suyun yüzde 98.9’unu soğutma suyu oluşturdu ve toplam atık suyun yüzde 99.7’si denize deşarj edildi.

12 BİN TON TEHLİKELİ ATIK ORTAYA ÇIKTI

Verilerin en çarpıcı bölümü ise termik santralların atıklarına ilişkin rakamlardı. TÜİK verilerine göre, 2016 yılında termik santrallarda 12 bin tonu tehlikeli olmak üzere toplam 19.5 milyon ton atık oluştu. Toplam atığın yüzde 87.8’ini kül ve cüruf atıkları oluştururken yüzde 12.2’sini atık su arıtım çamurları, kimyasal atıklar, kâğıt, plastik, metalik atıklar ile evsel ve benzeri atıklar oluşturdu. Toplam atığın yüzde 83.3’ü kül dağı, kül barajı veya düzenli depolama tesislerinde bertaraf edilirken, yüzde 16.7’si ise atık bertaraf/geri kazanım tesislerine ve maden/taşocaklarına gönderildi.

Veriler tehlikeyi gözler önüne sermesine karşın Türkiye’de hâlâ 60 termik santral tesisi projelendirilmiş ya da duyurusu yapılmış durumda. Cumhuriyet gazetesinden Hazal Ocak'ın haberine göre,  projeler Adana, İskenderun Körfezi çevresi, Çanakkale, İzmir, Zonguldak- Bartın, Konya Kapalı Havzası, Kütahya-Seyitömer, Trakya’da yoğunlaşıyor. Bunlardan bazıları şöyle:

Çanakkale: Kentin cennet koyları da termik santrallarla yok olma tehlikesi altında. Çanakkale’de Çan ve Biga’da 3 aktif ve 13 proje aşamasında termik santral yer alıyor. Planlanan 13 termik santralın 2’si ise inşaat halinde, 11’i de proje aşamasında. Çanakkale’de termik santrallar Lapseki, Biga, Çan, Ezine ve Yenice’de planlanıyor. Çanakkale’de Türkiye’nin oksijen deposu Kaz Dağları’nın yanı başındaki Yenice’ye planlanan Çırpılar Termik Santralı projesi halkın mücadelesiyle üç kez rafa kaldırılmıştı. Şimdi 4. kez gündemde. Agonya Ovası’nın Amerika ve Avrupa’ya ihraç ürünü olan Yenice kapya biberi, hayvan besi yemi olan mısır, bölgede önemli bir gelir ve geçim kaynağı. TEMA’nın hazırladığı rapor da, Çanakkale’de işletmede olan ve işletmeye geçecek kömürlü santralların, ciddi boyutlarda hava kirliliğine neden olacağını ortaya koyuyor.

Zonguldak: Ciddi tahribata uğrayan Zonguldak’a da Ereğli-Amasra arasındaki sahil şeridine 13 termik santral daha planlanıyor. Zonguldak zaten 4 termik santralın yarattığı kirlilik nedeniyle can çekişiyor. Santrallar Ereğli, Kandilli, Çatalağzı, Muslu, Saltukova, Sazköy, Amasra Mugada’da yer alıyor. Kent şimdi de Ömerağzı, sahilini yitirmek üzere. Bölgeye yeni termik santral planı gündemde. Santralların tümünün kurulu olduğu Çatalağzı halkı da kanserle mücadele ediyor. Diğerleri ise proje aşamasında.

Yatağan: Bölgeye yapılması planlanan yeni bir termik santral projesi nedeniyle on binlerce zeytin ağacının ve birinci sınıf tarım topraklarını yok edecek. Turgut Kırık köyü yakınında 45 hektarlık alanda kurulacak termik Santralın ömrü 30 yıl olacak. 2019 yılında faaliyete geçmesi planlanan santralın ısıl gücü 389.6 MW, kurulu gücü ise 160 MW. Santral saatte 142 ton linyit kömürü, 6.5 ton kireçtaşı yakacak, dakikada 1200 litre de su tüketecek. Bu su arazide açılacak kuyulardan karşılanacak. Santraldan çıkan küllerin depolanması için de 36 hektar büyüklüğünde bir kül depolama alanı kurulacak. Santral alanı orman alanı ve tarımsal nitelikli alan olarak işlenmiş planlarda yer alıyor.

Hatay: İskenderun’a bağlı Sarıseki’de aktif konumda 2 termik santral planlanıyor.

Diğerleri: Eskişehir Alpu, Konya Karapınar, Karaman Ayrancı ve Afyon Dinar da birden fazla santralın projelendirildiği yerler.

Son olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yeni bir KHK ile İstanbul - Silivri, Tekirdağ- Çerkezköy ve Kırklareli Vize’de tarım ve orman alanı iki bölgeyi “Enerji Üretim Alanı” ilan ederek, termik santral yapılmasının önünü açtı. Çerkezköy ve Silivri’de tarım alanlarına yapılması planlanan, bölge sakinlerinin istemediği kömürlü termik santral projesinin itirazlar üzerine yeri değiştirildi. Bu kez de projenin yeri Pınarça ile Safaalan mahallelerinin arasındaki ormanlık alana kaydırıldı. Yeni plan meşe ormanını da tehdit ediyor. Greenpeace santral için en az 250 bin ağaç kesileceğini ve Ergene Havzası’ndaki yeraltı sularının yılda 500 milyon metreküp azalacağını öngörüyor.

ÇEVRE CİNAYETİ

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Genel Başkanı Baran Bozoğlu, geçen günlerde Eskişehir Alpu’ya giderek Türkiye’nin en büyük santralı olacağı belirtilen termik santral projesine ilişkin teknik incelemelerde bulundu.

Alpu termik Santralınin “çevre cinayeti” anlamına geldiğini söyledi. Alpu termik Santralinin yılda yaklaşık 8 milyar kilogramlık bir karbondioksit salımı oluşturacağını belirten Bozoğlu, “İklim değişikliğine büyük bir katkısı olacak. Alpu, dünyadaki ekolojik krizi arttıracak bir proje. Yaklaşık 450 futbol sahası büyüklüğünde kül depolama sahası ile karşı karşıyayız. Ayrıca 1500 futbol sahası büyüklüğünde enerji üretim alanı olacak” dedi.

Bozoğlu, “Bu tesis ile birlikte tarımsal üretimde büyük bir maddi kayıp yaşanacak. Tarım alanlarını, kömür sahaları ve kül depolama atık sahalarına çevirecekler. Bu da zaten dışa bağımlı tarım politikalarının daha da zarar göreceği anlamına geliyor. Yapılması planlanan termik santral projesi Türkiye’nin 2013 İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı ile de uyumlu değil” ifadelerini kullandı.

'ZARARLAR AZABİLİR'

TÜİK’in açıkladığı rakamları değerlendiren Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Deniz Bayram: “TÜİK verilerine baktığımızda 2010-2016 yılları arasında, atık su, denizlere deşarj edilen atık su ve atık miktarlarının yıllara göre artış gösterdiğini görüyoruz. 2010 yılında, termik santrallar tarafından kullanılan su miktarı, 4.2 milyar m3 iken, 2012 yılında, 6.4 milyar m3, 2014 yılında 6.5 milyar m3, 2016 yılında ise son açıklanan verilere göre 8.6 milyar m3’tür. Benzer oranlarda, denizleri çevresel olarak olumsuz yönde etkileyen atık su deşarjı ve atık miktarının da sürekli bir artış halinde olduğunu görüyoruz. Bu artışın tek bir sebebi var, Türkiye’de kurulu gücün yüzde 55’ten büyük bir kısmı termik santrallara (kömür ve doğalgaz) dayalı olması. Dünya Bankası ile birlikte birçok finansman kuruluşu, fosil yakıtları portfolyösünden çıkardı. Gelişmişlik düzeyi fark etmeksizin birçok ülke bir araya gelerek geleceğin enerji dönüşümü için platformlar kurdu. Türkiye ile aynı kulvarda birçok ülkede yenilenebilir enerji yatırımları için uygun politikalar geliştiriyor. Biz de tarihsel dönüşüme katılırsak, gelecek yıllarda TÜİK’in çevresel zarar ve atık sayıları azalabilir" dedi.